Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritu'nun Cannes Festivali'nde ayakta alkışlanıp üç ödül kazanan son filmi "Babil", gerek usta işi senaryosu gerekse muhteşem oyunculuklarıyla yıllarca belleklerden çıkmayacak bir başyapıt...
Faslı iki yoksul çocuk, babalarına ait av tüfeğini denemek için evlerinden gizlice çıkartır ve o sırada yakınlardaki otoyoldan geçen bir turist otobüsüne yanlışlıkla ateş ederler. Bu trajik olay nedeniyle, iki küçük Müslüman kahramanımız, sağır bir Japon genç ile babası ve o anda otobüste bulunan Amerikalı bir çiftin hayatları bir anda kesişir.
"Paramparça Aşklar ve Köpekler" ve "21 Gram" adlı filmleriyle son yıllarda kendisine hatırı sayılır bir hayran kitlesi toplayan Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritu, geçtiğimiz aylarda Cannes film Festivali'nde övgülere boğulup buradan üç önemli ödülle dönen son filmi "Babil" ile dünyanın çeşitli ülkelerindeki insanlar arasındaki iletişimsizliğin ve sınırların aşılmasında sanatçıların büyük önemi olduğunun altını çizen gerçek bir başyapıta imza atmış.
Yönetmen Inarritu'nun insanı derinden etkileyen dokunaklı öyküsünde, Fas'ın uçsuz bucaksız çöllerinde patlayan tek el silah sesi üç kıtadaki dört farklı ailenin yaşamını derinden etkileyecek olaylar zincirinin fitilini ateşler. Koşullar açısından birbirine bağlı olan, ama kıtalar, kültür ve dil açısından ise birbirinden ayrışan karakterlerin her biri, olaylar geliştikçe gerçek huzur ve teselliyi sadece “aile” kavramının sağlayabileceğini keşfedeceklerdir.
Bu olaydan etkilenenler arasında Fas'ta turistik gezi yaparken ölüm kalım mücadelesi yaşamak zorunda kalan Amerikalı karı-koca, kazayla işledikleri suç yüzünden başı derde giren iki Faslı ufaklık, Amerikalı iki küçük çocukla Meksika sınırını yasadışı yollardan aşan Meksikalı çocuk bakıcısı ve Tokyo'da babası polis tarafından aranan âsi ruhlu sağır bir Japon genç kız vardır. Birbiriyle çatışma hâlindeki kültürlerin ve uçsuz bucaksız mesafelerin ayırdığı bu dört farklı insan grubu, izolasyon, keder ve üzüntü duygularının eşlik ettiği paylaşılmış kadere doğru hızla yol almaya başlayacaklardır.
Inarritu, çekimleri üç farklı kıtada ve dört dilde gerçekleştirilen, derinlemesine kişisel ve politik boyutlar arasında sürekli geçişler yapan büyüleyici ve duygu yüklü çalışması "Babil"de, insanoğlunu birbirinden ayıran bariyerlerin / engellerin doğasını, paramparça edici bir gerçekçilikle keşfe çıkıyor. Bunu yaparken de İncil'in Tekvin bölümündeki "Babil Kulesi" kıssasından hareket ederek bu olayın günümüzdeki yansımalarını sorguluyor. Film, çağdaş dünyada hayatın itici güçleri olduğu halde genellikle görmezden gelinen hatalı kimlikler, yanlış anlamalar ve iletişimsizlik yüzünden kaçırılan şanslar gibi kavramları büyük bir dürüstlükle mercek altına yatırmakta...
Kültürel farklılıklar konusunda keyifli yaklaşımlar getiren; kültürel bağlantılar ile engeller üzerine son derece güçlü değinmeler içeren "Babil"in başrollerinde Brad Pitt, Cate Blanchett, Gael Garcia Bernal, Koji Yakusho, Adriana Barraza ve Rinko Kikuchi'nin başını çektiği uluslararası bir kadro oynamış. Ayrıca, filmin tanıtım bültenlerinden, onlara Fas, Tijuana ve Tokyo'dan seçilen tamamen amatör aktörlerin de eşlik ettiğini öğreniyoruz.
İçerdiği hümanist mesajların yanısıra, sinematografisi, özellikle de kurgu kalitesiyle bir hayli etkileyici olan "Babil", sıkı sinemaseverler için vasat bir hafta sonunun hiç kuşkusuz ki en önemli filmi. Kaçırmamaya çalışın. Ancak, altını çizerek belirtelim ki çocuklara göre değil.