Değişik yaş gruplarına mensup bir mahalle dolusu adamın 13 yaşındaki Lübnanlı bir göçmen kıza sırayla sarkıntılık etmesini anlatan 'Tabu', adına 'sinema kamerası' denilen aygıtın ahlâkî kaygılarını bütünüyle yitirmiş ellere kaldığında nasıl da yıkıcı ve kirletici bir araca dönüşebildiğinin peliküle aktarılmış bir kanıtı görünümünde...
Genç kızın uyum sağlamaya çabaladığı bu yeni semtteki komşuları arasında Vuoso Ailesi de vardır. Önce bu ailenin yeniyetme oğlu Zach ile bir yakınlaşma yaşar. Ancak, bir süre sonra daha kötüsü olur ve ailenin “sübyancı” reisi Travis kendisine cinsel bir ilgi duymaya başlar. Birinci Körfez Savaşı sırasında Irak'ta görev yapmış eski bir asker olan Travis'in kızına yönelik bu abartılı ilgisi bir süre sonra Rifat'ın da dikkatini çekecek ve böyle şeylere hiç alışık olmayan Ortadoğu kökenli baba kızılca kıyameti kopartacaktır.
Hasta bir toplumdaki çarpık cinsel algıları sorgularmış gibi yapan, fakat aslında hiç bir şeyi sorgulamadığı gibi, tam aksine böylesi tutum ve davranışları heyecan verici birer cinsel fantazi görünümünde sunan, tek kelimeyle ar damarı çatlamış bir sinemasal gösteriyle karşı karşıyayız. Sosyal psikolojinin çağdaş verileri artık tartışılmaz bir biçimde ortaya koymakta ki iyi, güzel ve de olumlu davranışları yücelterek anlatan filmler bu yöndeki davranış biçimlerini zaman içinde toplumsal doku içinde egemen tutuma dönüştürürken, aynı şekilde, kötülüğü ballandıra ballandıra anlatan filmler de aynı kötülüğü toplumsal belleğe, özellikle gençlerin belleğine matah bir meziyetmiş gibi işleyen son derece tehlikeli bir işleve sahipler…
Biz de söz konusu yaklaşıma aynen katılıyor ve “Kendinize bir parçacık saygınız varsa uzak durun” diyoruz.