İletişim Yayınları hem sinema hem de edebiyat tutkunlarını mutlu edecek bir kitap yayınladı. Türk sinemasını dünyaya tanıtan yönetmenlerimizden Semih Kaplanoğlu, filmleri kadar iddialı “Karşılaşmalar” kitabıyla okurlarının karşısında
Semih Kaplanoğlu, çağının ötesinde bir yönetmen. Onun filmleri için sinemanın yalın hali diyebiliriz. Kaplanoğlu filmleri anılınca ödüllere doymayan 'Yusuf Üçlemesi' aklımıza gelir. 'Bal' filmi ile Altın Ayı ödülüne layık görülen yönetmeni hatırlamak için en başa gitmek istersek 'Şehnaz Tango' dizisini hatırlarız...
Yönetmen, aslında sinema ve televizyon için bir şeyler üretmenin yanında plastik sanatlar üzerine makaleler de yazdı bugüne dek. 1996-2000 yılları arasında Radikal Gazetesi'ndeki köşesini takip edenler, onun sinaması kadar iddialı ifade gücüne tanıklık ettiler. İşte bu makaleler “Karşılaşmalar” adıyla İletişim Yayınları tarafından kitaplaştırıldı.
Kaplanoğlu kitabında yetmişten fazla yazısını okuyucuyla paylaşıyor. Hepsi kendi içinde birer çekirdek senaryo. Her gün bakıp da görmediğimiz bir kediye, sesini duyup da önemsemediğimiz bir vapura, gezilecek görülecek kentlere, evlere, sokaklara, yalnızlık ve huzursuzluğa dair yazılmış senaryolar. Yönetmenin hayatından gerçek bir kesit olan 'Asi' başlıklı yazıdan 'Herkes Kendi Evinde' filminin ana fikrini öğreniyoruz. Şiromansinin ne olduğu, Ahmet Haşim'in tat ve koku almaktaki hassasiyeti gibi ilginç konular ile yalnızlığın ve aşkın hallerini bu kitapta bulmak mümkün.
Altın Ayı ödüllü yönetmen Semih Kaplanoğlu'nun en mahir olduğu konularından biri de oyuncu seçimi. Kaplanoğlu filmlerinin senaryolarındaki cansız karakterleri, ete kemiğe bürüyecek olan oyuncusunda ne aradığını kitabında şöyle anlatıyor: “Sadece benim bildiğim bir bakışı arıyorum. Senaryodaki kahramanımın gözlerinde gördüğüm o bakışı. Sa- dece bunu. Senden başka hiç kimsede olmayan şeyi. Kendiliğinden var olanı, oynanmamışı, taklit edilmemişi, yalnızca senin olanı, bir ölüye can ve ruh verecek olanı arıyorum.”