Alman hükümeti, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili yasal düzenlemelerin kapsamını genişletmeye hazırlanıyor. Çalışanların mahremiyetini korunmaya yönelik olan değişiklikler, sosyal paylaşım sitelerini de kapsıyor.
Deutsche Welle'nin haberine göre, Almanya'da hükümet, kişisel verilerin korunması yasasında değişikliğe gitmeye hazırlanıyor. Hrıstiyan Birlik partileri ve liberallerden oluşan koalisyon, son yıllarda özellikle özel sektörde meydana gelen skandalların tekrarlanmaması için bu yönde sunulan değişiklik taslağını kabul etti.
Son dönemde, bazı süpermarketlerde çalışanların gizlice filme çekilmesi veya Alman Telekom'un, çalışanlarının eleştirel gazetecilerle iletişime girip girmediğini saptamak için telefon bağlantılarını denetlemesi, kamuoyuna yansımış ve büyük yankı uyandırmıştı. Meclisten geçirilmek istenen yasa değişikliği ile benzer uygulamaların önünün kesilmesi hedefleniyor.
Hazırlanan yasa taslağında, bir işyerinin video ile gözetlenmesinin sadece, bir bankanın kasası ya da işletmenin girişi gibi önemli ve açık mekânlarda mümkün olması isteniyor.
Yasa taslağının gizli kamera ile çekim yapılmasını yasakladığına dikkat çeken Alman İçişleri Bakanı Thomas de Maizière “Örneğin duş ya da soyunma odaları gibi, ağırlıklı olarak özel kullanıma açık olan mekânların, video kameraları tarafından denetlenmesi kesinlikle yasak olacak” diye konuştu.
Hür Demokrat Parti'nin baskısıyla Hrıstiyan Birlik partileri, çalışanların mahremiyetinin daha iyi korunması için bu yasa değişikliğine onay verdi. Muhalefetteki Sol Parti ve Yeşiller'den gelen eleştiriler ise yasa değişikliğinin yeteri kadar kapsamlı olmadığı yönünde ve şimdi özellikle açık alanlardaki video kameralarının sayısının artacağından endişe ediliyor.
Yapılacak değişikliklerle, kamu kuruluşları ve özel sektörde yolsuzlukla daha iyi mücadele edilebileceğini uman İçişleri Bakanı de Maizière, ancak bir vesile olmadan şahsi bilgilerin sistematik olarak denetlenmesinin yasaklanacağını kaydetti.
Bakan, “Bir kişinin verilerinin gözden geçirilmesi için ortada, bir suç işlendiği, ya da görevin yerine getirilmediği yönünde somut bir şüphe olması gerekiyor. Söz konusu kişinin verileri, ek şartlara da uyularak ancak o zaman gözden geçirilebilir.”
De Maizière, uygulamanın pratikte farklı olabileceğini ve yasanın farklı yorumlanabileceğini kabul ederken, işverenin şüphelendiği çalışanı hakkında hangi noktaya kadar kendisinin önlem alıp, hangi noktadan sonra savcılığı devreye sokacağı, şimdilik cevapsız kalan bir soru olmayı sürdürüyor.
Dijital çağda hassas alanlardan biri de internetteki verilerin denetlenmesi. Son yıllarda giderek daha fazla sayıda personel şefi, internetten buldukları bilgileri de değerlendirmeye alıyor. Alman İçişleri Bakanı de Maizière, bu tartışmalı uygulamanın herhangi bir yasal sakıncasının olmayacağını kaydetti.
De Maizière, “İşveren genel olarak erişilebilen kaynaklardan bilgi edinebilir. Bunun için arama motorlarından da yararlanabilir ve bu bilgileri, bir kişinin iş başvurusunu değerlendirirken göz önünde bulundurabilir“ şeklinde konuştu.
Fakat Bakan, bunun da sınırlı olacağını ve örneğin “Facebook” gibi üye olunması gereken sosyal paylaşım sitelerinde yer alan bilgilerin kullanılamayacağını belirtti.
Bir diğer tartışmalı konu da hangi şartlar altında tıbbi muayenelere izin verilmesi gerektiği.
De Maizière, hazırlanan yasa taslağına göre, bu muayenenin öncelikle bir doktor tarafından yapılmasının zorunlu tutulacağını ve sadece, söz konusu mesleği icra etmek için gerekli olan sağlık şartlarının yerine getirilip getirilmeyeceğinin denetlenebileceğini söyledi.
İçişleri Bakanı, kişisel verilerin korunması yasasında öngörülen değişikliklerin, farklı çıkarlar arasında ölçülü bir denge kurduğunu söylerken, hükümetin kişisel verilerin korunmasından sorumlu görevlisi de, bazı sınırlamalar dışında, paketin kişisel verilerin korunması için olumlu olduğunu vurguladı.
Alman hükümetinin kişisel verilerin korunmasından sorumlu yetkilisi Peter Schaar, öngörülen değişikliklerden memnun. Bundan sadece çalışanların değil, işverenin de yararlanacağına inanan Schaar, “Yasalara getirilen yeni açıklıkla, işverenler de artık kendilerini birdenbire belirsiz bir bölgede bulmayacaklar, hatta yasal düzenlemeleri yanlış yorumlayan işverenlerin yasal çerçevenin dışına çıkmasının önüne geçilecek” diye konuştu.