Ramazan'ın havası

Saadet Berrin Üstüner
00:008/08/2010, Pazar
G: 7/08/2010, Cumartesi
Yeni Şafak
Ramazan'ın havası
Ramazan'ın havası

Bugün ne giyelim diye düşünürken Ramazan Ayı geldi çattı. Bütün telaşımız bitti. Şimdi artık bu mübarek ayın tadına varma zamanı.

İşte Ramazan Ayı geldi, kapıya dayandı. Bahar sezonu, yaz sezonu, arkasından düğün sezonu derken sürekli giyim kuşamla hemhal olduk. Bugün ne moda ne giyelim diye düşündük. Şu düğünde bu kıyafeti giydim diğerinde giyemem derken; günler geçti, Ramazan Ayı geldi çattı. Ramazan'ın yaz ortasına denk gelmesi, hafta sonları görmeye alıştığımız düğün törenlerini tüm haftaya yaydı. Bütün telaşelerimiz bitti. Şimdi artık bu mübarek ayın tadına varma zamanı. Günler çok uzun. Hava sıcaklıkları bunaltıcı derecede; lakin ben eminim ki, Yaradan rahat oruç tutabilelim diye bir kolaylık verecektir. Geçen senede aynısı olmamış mıydı? Hep bunaltıcı giden havalar Ramazan ile beraber nasıl da serinlemişti? Allah, sabahın köründe işbaşı yapacak olan ya da güneşin altında çalışmak zorunda kalan niyetli kardeşlerimize yardım etsin.

Ramazan'ın bereketi, hafta içinde artmaya kendini göstermeye başladı bile. Fakir fukaranın payı olan erzaklar dağıtılmaya ihtiyaçlılar sevinmeye başladı. Bu mübarek ay her ne kadar sıcak günlere denk gelecekse de, güzellikleri de beraberinde getirecektir. İftar yemekleri, özlediğimiz güllaçın sofralarımıza geri dönüşü, ramazan pidesinin sıcacık kokusu, her birine tekrar kavuştuk.

Giyim kuşamla uğraştığımız şu son aylar, yerini; oruçla, ibadetle geçireceğimiz bu mübarek aya bıraktı. mukabeleler, teravih namazları, bahçelerde, balkonlarda hazırlayacağımız iftar sofraları...

Ramazan'a tam yeni başladık, alıştık derken bir bakıvermişiz yarısı bitiveriyor. O'ndan sonrası zaten göz açıp kapayıncaya kadar... Son günler ise bayram havasına girilip, hatim törenleri düzenlenir, temizlikler yapılır, baklavalar açılır. Bu koşuşturmacalar, her yöreye, ya da her aileye göre farklılık gösterse de aşağı yukarı her yerde aynıdır.

Ara vereceğimiz giyim kuşam koşuşturmalarımız bayrama yakın tekrar önceliğimiz olacaktır. Çocuklarımıza, kendimize, bayramlıklar alacağız. Yakınlarımızla hediyeleşeceğiz. Bizim oralarda kocaman kadınlar dahi, bayramda mutlaka yeni elbiseler giyerler. Mağazalar gece yarılarına kadar kapılarını açık tutarlar. İftardan sonra herkes teravih namazına oradan da çarşı pazar dolaşmaya çıkarlar.

Günümüzde ve büyük metropollerde, bu gelenekler yeterince uygulanmasa da Ramazan Ayı mutlaka farklılıkları hayatımıza taşıyacaktır. Telaşı, bereketi, huzuru göz ardı edilebilir mi?