Bir zamanlar ünlü bankerleri ve varlıklı aileleriyle İstanbul'un en zengin semti olan Galata'nın uzun yıllar süren terkedilmişliği son buldu. Festivaller, şenlikler ve sanat etkinlikleriyle yeniden hayat bulan semtte konut fiyatları rekora koşuyor. Her sokağında yenileme telaşının yaşandığı Galata-Kuledibi'nin cazibesi her geçen gün artıyor
Tüm dünya Amerika'daki emlak piyasasından kaynaklanan 'Mortgage Krizi'yle çalkalanadursun, yakın zamana kadar İstanbul'un en yıkık dökük muhitlerinden biri olan Galata-Kuledibi, astronomik fiyatlara rağmen neredeyse peynir ekmek gibi satılan konutlarıyla tıpkı meşhur 'Galata Bankerleri' devrinde olduğu gibi para basıyor. Galata'nın neredeyse bütün sokaklarında restorasyon çalışmaları görmek mümkün. Semtin cazibesini keşfeden pek çok büyük şirket satın aldıkları eski binaları yenileyerek yüksek fiyatlardan satarken, Koç, Eczacıbaşı gibi holdingler de Kuledibi'nin yolunu tutuyor. Festivaller, sergiler, şenlikler, birbiri ardına açılan eğlence ve keyif mekânlarıyla İstanbul'un kalbi yıllar sonra yeniden Galata'da atıyor.
15 yıl öncesine kadar turistlerin yalnızca Galata Kulesi'ni görmek için gittiği Kuledibi önce sanatçılar tarafından keşfedildi. Bu bölgeye yerleşip sanat yapmaya başlayan ressamlar, heykeltıraşlar, fotoğraf sanatçıları, müzisyenler, yazarlar, Galata'da yalnızca ikamet etmeyip eserlerini de sergileyince sanat alıcıları, Galata'ya ulaşan Galip Efendi ve Yüksekkaldırım yokuşunu aşındırmaya başladı. Sanatsal ilgi, hem Boğaz'ı hem de Haliç'i aynı anda gören Galata evlerini yeniden gündeme getirdi. Ne olduysa işte bu keşiften sonra oldu.
10 yıl önce üzerine para verilse kimsenin oturmak istemeyeceği semtte emlak fiyatları yavaş yavaş 60-100 bin YTL arasına oturdu. Bugün ise, Galata'da ev sahibi olmak için milyon dolarları gözden çıkarmak gerekiyor.
Bu hafta Galata'yı her yönüyle mercek altına aldık. Galatalı emlakçılar, sanatçılar ve mimarlar, konut fiyatlarını, gözde mekânları, semtten ev almak için milyonlarca dolar harcayan ünlü sanatçıları, restorasyon projelerini ve kültür sanat etkinliklerini anlattı.
Galata Kulesi'nin karşısındaki Serdar Ekrem Caddesi'nde 50 yıldır emlakçılık yapan Hayrullah Leventoğlu, 1958 yılında başladığı emlak komisyonculuğu sırasında Galata'daki konutların dört nesil boyunca nasıl el değiştirdiğine şahit olmuş. Leventoğlu 1950'li yıllara kadar ağırlıklı olarak Yahudi, Ermeni ve Rum vatandaşların oturduğu Galata'daki dönüşümü şöyle anlatıyor: “60'lı yıllardan itibaren Galata'yı terk eden gayrimüslimlerin mülkleri çoğunluğu Erzincanlı olan kapıcıları tarafından kiraya verilmeye başlandı. Anadolu'dan gelenler yerleştikçe muhit imalathanelerle doldu. Bu apartmanlara kapıcı olarak girenler zamanla mülk sahibi oldu. 1985'e kadar buralar mezbelelikti. Sakinleri de ağırlıklı olarak Anadolu'dan göç edenler ve Romanlardı.” Leventoğlu önceleri oldukça ucuz fiyatlardan ev kiralarken 90'ların başından itibaren hem Avrupa'dan hem de İstanbul'un çeşitli semtlerine dağılmış zenginlerden talepler almaya başladığını belirterek şöyle diyor: “Zenginler buradan daire almaya başlayınca sordum: 'Buralarda ne işiniz var?' Dediler ki, 'İçimiz dışımız beton oldu.” İlk yabancı müşterisinin bir İngiliz olduğunu söyleyen Leventoğlu, “O yıllardan itibaren buradan daire alan Avrupalıların ardı arkası kesilmedi” diyor. Leventoğlu ağırlıklı olarak İngilizler onların ardından Almanlar, İtalyanlar ve İsraillilerin Galata'dan ev aldığını semtin eskiden olduğu gibi ağırlıklı olarak gayrimüslimlerin yaşadığı bir bölge olma yolunda ilerlediğini söylüyor. Bugün Galata'da küçük de olsa bir daireye sahip olmak için yüzbinlerce dolar ya da euro ödemeniz gerekiyor. Eğer restore edilmiş bir apartmandan daire satın alacaksanız bu rakam milyon euroya çıkıyor. Leventoğlu, restore edilen ünlü Doğan Apartmanı'nda bugün zemin katta bir dairenin bile 1 milyon eurodan alıcı bulduğunu söylüyor.
Galata'da ev fiyatları cadde ve sokaklara göre büyük miktarlarda değişiyor. Örneğin Leventoğlu Emlak'ın bulunduğu Serdar Ekrem Caddesi İstanbul'un en güzel manzarasına sahip Doğan Apartmanı'nı içerdiği için fiyatlar bir hayli yüksek. Apartmanın ünlü sakinleri de fiyatların yükselmesine sebep olmuş. Leventoğlu'na göre Kuledibi'ndeki Camekân Sokak da Galata'nın en popüler sokaklarından. Leventoğlu, bu sokakta 80 metrekarelik dairenin geçtiğimiz günlerde 900 bin euroya alıcı bulduğunu söylüyor ve ekliyor: “Hem de yıkık dökük bir daireydi ama manzarası muhteşem.”
Entelektüeller, Avrupalılar derken Galata ünlü sanatçıların da gözde semti oldu. Emlakçı Leventoğlu, ünlü şovmen Okan Bayülgen'in Doğan Apartmanı'ndan üç daire satın aldığını söylerken, semtteki ünlülerin emlak dedikodularıyla ilgili de bilgi veriyor: “Yakın zamanda Bülent Ersoy ve Ajda Pekkan'ın Galata'dan ev aldığını duyduk. Cem Yılmaz burada komple bir bina almak istemiş ama sanırım bulamamış. Zerrin Özer de Galatalı olan ünlüler arasında. Yazgülü Aldoğan ve Musa Ağacık yıllardır buradalar. Daire alan ünlü sanatçıların yanı sıra atölye ya da işyerlerini Galata'dan tutan sanatçılar da var. Örneğin, perküsyon sanatçıları Okay Temiz ve Mısırlı Ahmet, Yönetmen Nuri Bilge Ceylan, Oyuncu Füsun Demirel ve Hasibe Eren de Galata sakinleri arasında. Hal böyle olunca Galata'da kiralar bile 1000 eurodan başlıyor.
O da şimdilik. Eğer Doğan Apartmanı'nda ev satın alacak param yok ama ünlülerle de komşuluk etmek istiyorum diyorsanız ayda 4 bin 500 euro kira ödemeyi göze almanız gerekiyor.
Beyloğlu ve Galata'da restorasyon çalışmaları yapan Martı Mimarlık'tan Korcan Özbek'e göre, Galata'daki yapıların büyük bir çoğunluğu Levanten mimarlar tarafından inşa edilen neo-klasik binalar olduğu için Avrupalı bu bölgede kendini evinde gibi hissediyor. Şu an Galata meydanında İngiliz bir gemicilik şirketine ait 7 katlı kargir bir binanın restorasyonu üzerinde çalışan Özbek, Galata'nın geleceğini bir mimar gözüyle şöyle yorumluyor: “Emlak fiyatları konusunda uzman görüşü bildiremem ama, yakın geçmiş ile bugünü karşılaştırdığımda bölgenin rant anlamında değerini bulduğunu söylemek mümkün. Artık bütün kesimlerce keşfedilmiş olan bu bölgede, daha önce söylediğim gibi tekil bazda restorasyon çalışmaları sürekli biçimde yapılıyor. Bunun sonucu olarak, değişen fiziksel ve sosyal çevre diğer mülk sahiplerini de binalarını güzelleştirmeye ya da buna gönüllü olan yatırımcılara satmaya zorluyor. Böyle bakınca, bölgedeki binaların tamamının birkaç yıl içinde restorasyon çalışmasından geçeceğini düşünmek pek de yanlış olmaz herhalde.”
Galata'daki yenileme çalışmalarında en önemli unsurun binaların ilk hallerine sadık kalmak olduğunu söyleyen Özbek'e göre, Galata'da yaşanan dönüşümle semt gelecek nesillere daha düzgün bir şekilde aktarılacak ancak çalışmalar esnasında mahalle sakinlerinin göz ardı edildiği de gerçek.
Kuledibi'ndeki mekânında alternatif sanatlarla ilgilenen sanatçılar tarafından kurulan Galata Perform, Galata'nın çeşitli sokaklarına yayılan her disiplinden sanatçıyı çeşitli etkinliklerle bir araya getiriyor. Her yıl yayınladığı Galata sanat haritasıyla sanatçıların hem kendi mekânlarında hem de komşu mekânlarda sergiledikleri çalışmaların gezilip görülmesini sağlayan kuruluş, Galata'daki sanatçıların ürettiği eserlerin semtteki manav, kasap, bakkal gibi işyerlerinde sergilenmesini sağlayarak, semtte sanatın her yerde görünür olması için çaba gösteriyor. Galata Perform'un sanat yönetmenlerinden Yeşim Özsoy Gülan şöyle diyor: “Galata'nın sokaklarında çok çeşitli alanlardan sanatçılar çalışıyor. Biz Galatalı sanatçılarla burada yaşayan ve çalışan insanları bir araya getiren çalışmalar yapıyoruz. Bunu da birbirimizin mekânlarını kullanarak gerçekleştiriyoruz. Buraya gelip bizim etkinliklerimize katılan insanlar burada farklı sanat disiplinlerini bir arada buluyor. Belki bir sanatçının evine giriyor.”
Galata'daki Tatarbey sokakta kurduğu ritm atölyesinde ritm dersleri veren perküsyon sanatçısı Okay Temiz'in Galata serüveni eskiye dayanıyor. 1971 yılında Galata Kulesi'nde bir caz kulüp açan Temiz, Galata o yıllarda kötü durumda olsa da İstanbul sosyetesini Kuledibi'ne çekmiş. Galata bugünlerde para basan bir kültür-sanat bölgesine dönüşse de bazı yönleriyle geçmişteki virane halini koruduğunu söyleyen Temiz, semtteki sıvacıların, nikelaj atölyelerinin, imalathanelerin Galata'daki dönüşümle tezat oluşturduğunu söylüyor. Öncelikle muhitin temizlenmesi gerektiğini söyleyen Temiz şöyle diyor: “Sıvacıların, nikelajcıların arasında resim dersi, dans dersi, müzik dersi veremezsiniz. Çünkü artık buraya gelen insanların yaşam tarzları farklılaştı. Biri dans etmeye geliyor öbürü sıva yapmaya. Bunların arasında sorun yaşanmaması imkânsız. Bu durum Avrupa'dan gelip Galata'ya yerleşenler açısından büyük sorun. Bizim atölyenin karşısındaki apartmanda bahsettiğim esnaf var yanında İtalyan bir aile oturuyor. Bu insanlar kavga halindeler. Bunlar nasıl kaynaşır, imkânı yok. Gürültü inanılmaz boyutlarda. Buradaki apartmanlar zaten eski, altlarındaki imalathaneler binalara da zarar veriyor. Bu bölgenin ne olacağına karar vermek lazım.”
Avrupalıların Galata'ya olan ilgisini “Old Stad” yeni eski şehir kültürüne bağlayan Temiz şöyle diyor: “Avrupa'nın her yerinde sanatçılar eski yerleşim yerlerine ilgi gösterir. Ben
23 yıl Stockholm'de yaşadım. Orada da sanatçılar bu tip yerlerde yaşıyor. Paris'te uzun süre müzik yaptım. Orada Mont Marte isimli bir semt var. Bizim Galata'ya benziyor. Ama Avrupa'da bu tür semtlerdeki evler satılmaz, başkaları gelip oradan ev alamaz. Sahipleri eskidir ve gözleri gibi bakarlar. Bizde böyle bir şey yok. O yüzden yabancı gelip alıyor. Galata'nın tıpkı Avrupa şehirlerinde olduğu gibi koruma altına alınması gerekiyor.”
Galata'nın kültür-sanat hayatına ritm atölyesi ve sokak konserleriyle katıldığını söyleyen Temiz'in Beyoğlu Belediyesi'nden bir talebi var: “Çok renkli sanatsal mekânları içinde barındıran Galata'nın hala bir kültür merkezi yok. Ayrıca burada oturan yerli halkın çocukları sokaklarda ziyan oluyor. Biz bu çocukların sanatsal ve kültürel faaliyetlerde eğitileceği bir okul açmak istiyoruz. Semtteki sanatçılarla birlikte burayı dönüştürmek istiyoruz.”