Geçtiğimiz günlerde, Orta Anadolu'nun sanayi, ticaret, kültür ve inanç kalesi Konya'dan, organizasyon çalışmaları halen devam etmekte olan yeni bir “kısa film yarışması”nın jüri üyeliği için teklif aldım. Bilirsiniz; “kısa film yarışması” ya da “kısa film festivali” denildiğinde benim için akan sular durur. Daha doğrusu, yakın zamanlara kadar “dururdu”. Ancak, 2007 yılı içinde bu alanda yaşadığım bazı tatsız deneyimler yüzünden, artık yoğurdu azamî düzeyde üfleyerek yiyorum. Kendi hazırladıkları organizasyon takviminden altı ay gibi anormal sürelerle sapma gösteren, jüri üyelerini bir kez bile bir araya getir(e)meden yarışmacılarına bol keseden “jüri özel ödülleri” dağıtan, vebâli çok büyük bir iş konumundaki “ön eleme” sürecini hangi teknik-estetik kriterler doğrultusunda gerçekleştirdikleri tamamen belirsiz olan ve sonuç itibarıyla da ödüle doymuş bazı filmlere bilmem kaçıncı kez ödül vermekten başka hiç bir işlevleri bulunmayan kimi “kısa süreli heves yarışmaları”nın seçici kurullarında bulunma gafletini sergileyerek dersimi fazlasıyla aldım çünkü. O yüzden de artık bu yöndeki tekliflere, ince eleyip sık dokumadan öyle hemen balıklama atlamamaya yemin ettim. Varsın, her şeyi çok iyi bilen bazı cemaatler bu alanda da kendileri çalıp kendileri söylesinler. Bize bundan böyle onların kibirle bezeli dünyasında asla yer olmaz.
Neyse, uzatmayalım; Konya'dan arayan kişi, bu kentin yerel yönetimi bünyesinde gerçekleştirdiği kısa film ve sinema üzerine fedakârca çalışmaları vesilesiyle adını yakın zamanlarda sıklıkla duyduğumuz bir gönül dostumuz olan Mehmet Akif Kuruçay'dı. Şahsımı, Konya Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği bu yeni yarışmaya jüri üyesi olarak davet ettiğinde, Kuruçay'a yakın zamandaki can sıkıcı deneyimlerimi ve söz konusu alandaki haklı çekincelerimi aktardım. O da Konya'da yapılacak olan yeni yarışmanın ciddiyetini ortaya koymak amacıyla bana bazı önemli bilgiler verdi ve -başta “yarışma şartnamesi” olmak üzere- bir çok dokümanı da derhal tarafıma iletti. Sonuç itibarıyla, meseleyi enine boyuna inceledikten sonra, Hz. Mevlânâ'nın kentinden gereksiz yere zamanımızı alacak gayrıciddi bir yarışma çıkmayacağına kanaat getirdim ve bu konudaki teklifi memnuniyetle kabul ettim.
Evet; değerlendirme toplantıları ve ödül töreni önümüzdeki sonbaharda yapılacak olan “Konya Büyükşehir Belediyesi Kısadan Hisse Ulusal Kısa Film Yarışması”nda artık resmen jüri üyesiyim. İlk aldığım bilgilere göre, aynı yarışmada jüri üyeliğini kabul eden bir diğer isim de değerli yazar dostumuz Sadık Yalsızuçanlar (“Rüya Sineması” adlı öncü yapıtın sevgili Ayşe Şasa ve İhsan Kabil ile birlikte üç değerli yazarından biri) olmuş. Jüri üyelerinin tam listesi ise önümüzdeki bir kaç gün içinde belli olacak sanırım. Süresi 15 dakikayı geçmeyen kısa filmlerin katılabileceği bu maddî ödüllü yarışmanın konu başlığı ise “Mesnevî'den Hikâyeler”. Yani, katılacak olan yapıtların, Hz. Mevlânâ'nın bu ölümsüz klasiğindeki içerikten esinlenmiş senaryoları yorumlamaları gerekiyor. Bunun için de önlerinde beş ay gibi uzun bir süre var ve başvuru kabul süreci geride bıraktığımız hafta başladı.
Konya'da geçen yıl kısa film sanatını yaygınlaştırmak adına samimi ve özenli organizasyonlara imza atmış bulunan Mehmet Akif Kuruçay kardeşimizin, yürütücülüğünü üstlendiği bu son projede de ortaya başarılı bir sonuç koyacağından hiç kuşku duymuyorum. O yüzden, “Kısadan Hisse”de bütün iyi niyetim ve destek çabalarımla birlikte yer alacağım.
Son başvuru tarihi 5 Eylül 2008 Cuma olan bu yarışmaya ilişkin her türlü ayrıntılı bilgiyi aşağıdaki adresten edinebilirsiniz. Türk sineması adına hayırlara vesile olması dileğiyle…