Fişleme kıskacındaki subayların geniş çaplı takip operasyonlarının yanı sıra kendi evlerinde ortam dinlemesine maruz kaldıkları ortaya çıktı. Jan. Gen. Komutanlığı'na Ergenekon tutuklusu emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un sunduğu rapor, takip sonunda dini hassasiyetleri nedeniyle 'şüpheli' sıfatından kurtulamayan ve aralarında emekli bir generalin de bulunduğu subayların ortam dinlemesine alındığını gözler önüne serdi.
'Dini hassasiyetleri var' gerekçesiyle filmlere konu olacak derinlikte takip operasyonlarına maruz kalan subayların uzun araştırmalara rağmen 'şüpheli' sıfatından kurtulamamaları halinde ortam dinlemesine alındığı da ortaya çıktı. Subay evlerini hedef alan dinlemeler, Jandarma Genel Komutanlığı'ndan Jandarma İstihbarat Komutanlığı'na gönderilen 'emir' belge doğrultusunda 1 emekli general ve 4 muvazzaf teğmen hakkında yapılan takip ve araştırmanın ardından hazırlanan 'sonuç raporu'na girdi.
Jandarma Genel Komutanlığı, bünyesindeki İstihbarat Komutanlığı'na 21 Eylül 1998'de 'kişiye özel' damgalı bir emir yazısı gönderdi. 'Jandarma Genel komutanı Emriyle' ibaresi taşıyan belgede “Alınan bir duyuma göre; aşağıda açık adresi yazılı olan emekli bir generalin evine 35 plakalı bir otomobil ile zaman zaman 4 Jandarma Teğmenin geldiği, evde irticai amaçlı toplantı yaptıkları ve dini ayinlere katıldıkları öğrenilmiştir” ifadeleri yer aldı. İstihbarat başkanı Jandarma Kurmay Albay Tayfun Yıldız imzalı belgede emekli generalin Ankara'daki açık adresi belirtilerek söz konusu faaliyetlerin 'hassasiyetle' araştırılması ve şahısların kimliklerinin tespit edilmesi istendi.
'Hassasiyetle' yapılması istenen araştırmanın sonucu, 'kişiye özel' damgalı belgeyle cevaplandırıldı. İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un binbaşı rütbesiyle Jandarma İstihbarat Grup Komutanı imzasıyla Jandarma Genel Komutanlığı'na sunulan 07.10.1998 tarihli belgenin 6 sayfalık eklerinde 'Araştırma Sonuç Raporu'nun yanı sıra yapılan araştırmanın detayları ve takip edilen şahıslar hakkında elde edilen detaylı bilgiler yer aldı. Ek belgelere 8 adet 'hedef adres'e ait 'sahibi, misafirleri, sahibinin ilişkileri' gibi bilgiler not edildi. Bir diğer ek belgeye ise takibe alınan 'hedef araçlar'ın kime ait olduğu, sahiplerinin nerelerde yaşadığı, kimlerle ilişkide bulunduğu gibi detaylar yazıldı.
Fişleme kıskacına alınan emekli general ve 4 teğmenin sosyal ilişkileri de rapor edildi. 'İlişkiler' başlıklı Ek'te takip altına alınan teğmenlerden birinin ev arkadaşının, mahalle camisinde görev yapan imamın, isminin karşısına 'irticai faaliyetleri nedeniyle GATA'dan ilişiği kesildi' notu düşülmüş emekli bir tabip albayın, karacı bir teğmenin ve yine emekli bir tabip albayın faaliyetleri anlatıldı.
Silah arkadaşlarını takibe alan Jandarma istihbarat subayları, 22 Eylül-06 Ekim 1998 tarihleri arasında yaptıkları araştırmanın ardından 2 sayfalık bir 'Araştırma Sonuç Raporu' hazırladı. İstihbarat subayları, 5 maddelik raporlarında takibe aldıkları subayların faaliyetleri hakkında görüşlerini bildirdi. Raporun son maddesinde ise dikkat çeken bir değerlendirme yapıldığı görüldü. “Dört Jandarma Teğmenin yapılan takibinde vakıf, cemiyet, dernek, şirket, yurt, pansiyon, okul, lokal, kulüp, dergah, Kuran kursu, mescit ve cami adı altında irticai faaliyet yürüttüğü bilinen yerlere gittiklerinin görülmediği, yasadışı irticai bir faaliyetlerine rastlanmadığını, ancak bahse konu şahısların şüpheli hareketleri dikkat çekici olup, ikamet ettikleri evde dinleme yapılması halinde faaliyetleri hakkında net bir bilgi edinilebileceğini…”
Ergenekon soruşturmasının ikinci iddianamesinde yer alan önemli isimlerden olan emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Ergenekon örgütünün yöneticilerinden olmakla suçlanıyor. Darbe girişimlerinde görev aldığı belirtilen Uğur'la ilgili gizli tanık 'Aydost' Uğur'un korucu ve PKK itirafçılarından oluşan bir ekip kurduğunu, PKK'lı olduğu söylenen bir kişiyi herkesin içinde başından vurarak öldürdüğünü anlatmıştı.