"Ergenekon" davasının bugünkü duruşmasında, 46 tutuklu sanığın kimlik tespitleri tamamlandı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki duruşmada kimlik tespitleri yapılan tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek, 66 yaşında, evli, işçi emeklisi ve İşçi Partisi Genel Başkanı olduğunu belirterek, 4 çocuğu bulunduğunu söyledi. Eğitim durumunun sorulması üzerine, doktora yaptığını ve 3 bin YTL gelire sahip olduğunu anlatan Perinçek, mahkeme başkanının, sabıka kaydı olup olmadığına ilişkin sorusunu da "Sabıka yok. 141'ler var, ama artık onlar temizlendi" diye yanıtladı.
Bu işlem sırasında ayağa kalkan bir sanık avukatı alkış tutarak, "Doğu gibi aydın birinin cezaevine konulmasına tepkimi böyle dile getirdim" dedi. Eski cezaevleri genel müdürlerinden olduğunu söyleyen avukat, mahkeme heyetine hitaben, "İsterseniz salonu terk edebilirim" dedi. Mahkeme heyeti başkanı buna gerek görmedi.
Kemal Kerinçsiz de evli olduğunu, çocuğu bulunmadığını, avukatlık yaptığını, yüksek lisans eğitimi gördüğünü, ortalama 5 bin YTL aylık geliri bulunduğunu, ayrıca SSK emeklisi olduğu için 650 YTL de buradan geliri oluğunu söyledi.
Sanıklardan Mehmet Adnan Akfırat, evli, bir çocuk sahibi ve üniversite mezunu olduğunu, İP Merkez Karar Kurulu Üyesi ve ayrıca gazeteci olduğunu, 5 bin YTL aylık geliri bulunduğunu ifade etti.
Hayati Özcan, Ulusal Kanal Televizyonu İzmir Temsilcisi olduğunu, bin 500 YTL aylık geliri bulunduğunu ve SSK'dan emekli maaşı aldığını anlattı.
Hayrettin Ertekin, evli olduğunu söyleyerek, "Çok sevdiğim bir eşim var, bir çocuğum var" dedi.
Mahkeme heyeti başkanının bunun üzerine çocuğunu kast ederek, "Onun hakkında bir şey demediniz" şeklindeki ifadesi üzerine Ertekin de "Oğlumu da çok seviyorum" diye konuştu.
Doktorası bulunduğunu, sanayici olduğunu, aylık 30-40 bin YTL geliri bulunduğunu dile getiren Ertekin, ayrıca Bağ-Kur emeklisi de olduğunu, ancak emeklilik gelirini Mehmetçik Vakfına bağışladığını belirtti. Nusret Senem, üniversite mezunu ve İP Genel Sekreteri olduğunu, serbest avukatlık yaptığını, SSK emeklisi olduğunu, aylık gelirinin 3 bin YTL olduğunu söyledi.
Abdulmuttalip Tonçer, adresini beyan etmek istemeyerek, daha önce medyada verilmesi nedeniyle adresi değiştirmek zorunda kaldıklarını dile getirdi. Tonçer, "Koruma altındaydım. PKK terör örgütünden dolayı" dedi. Mehmet Fikri Karadağ, iki çocuğu bulunduğunu, emekli olduğunu, 2 bin 400 YTL aylık geliri bulunduğunu söyledi.
Hüseyin Görüm, Kadıköy'de 2 yıl Kuvay-ı Milliye binasında kaldığını söyleyerek, "Şu anda kapanmış" dedi.
4 çocuğu olduğunu söyleyen Görüm, ilkokul mezunu ve taksici olduğunu anlattı. Sabıkasıyla ilgili soru üzerine de Görüm, "Bir tane olduğunu biliyordum. Gazetelerde 13 olduğunu söylüyorlar" diye konuştu. Görüm, gelirine ilişkin, taksici olarak İstanbul'un ilçelerini de bildiği için aylık bin 500 YTL kazanabileceğini söyledi.
Bu arada, mahkeme heyeti başkanı, Görüm'ü, "Şu anda sadece kimliğini tespit edeceğiz. Biraz daha sabredeceksin. Sabırlı olacaksın" şeklinde uyardı. Erkut Ersoy, eskiden banka yöneticiliği yaptığını, 2001'de istifa ettiğini anlatarak, şu anda geliri olmadığını, annesinin emekli maaşı bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine, mahkeme heyeti başkanı, "Annenizin emekli maaşıyla mı idare ediyorsunuz?" diye sordu. Ersoy, ayrıca bir de evleri bulunduğunu, 750 YTL civarında kira gelirleri olduğunu söyledi.
Kahraman Şahin, bekar ve üniversite öğrencisi olduğunu, daha önce ticaretle uğraştığını, trafik müşavirliği yaptığını, 800-900 YTL kazandığını, şu an ise geliri olmadığını anlattı.
Erol Ölmez, adres konusunda hem iş yeri hem de kaldığı yer olarak Taksim'de bir adresi verdi. İlkokul mezunu olduğunu ifade eden Ölmez, aylık gelirinin 800-900 YTL civarında olduğunu söyledi. Muhammet Yüce, lise mezunu olduğunu, uzman çavuşluktan ayrıldığını, bir şirkette güvenlik amiri olduğunu anlattı.
Bu arada, sanıklardan Rasim Görüm, mahkeme heyetinden bir talepte bulunmak istediğini söyledi. Mahkeme heyeti başkanı, elinde yazılı olan talebi alabileceklerini bildirdi. Görüm, dilekçesini mahkemeye sundu. Murat Çağlar, Antalya'da ikamet ettiğini, lise mezunu olduğunu, turizmle uğraştığını, 3-5 bin YTL aylık geliri olduğunu söyledi. Kimlik tespiti sırasında sanıklar teker teker ayağa kalkarak, mikrofonla soruları yanıtladı.
Mahkeme heyeti başkanı, daha sonra iddianamenin okunması safhasına geçilmeden önce bir talep olup olmadığını sordu.
Sanık Halil Behiç Gürcihan, 3 usul isteğinde bulunacağını ifade ederek, Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün de mahkemede hazır bulunmasını istedi. Bilgisayarlarına, gözaltına alındığı anda el konulduğunu söyleyen Gürcihan, o bilgisayarlarda bulunan kendisine yönelik suçlamalara karşı delillere ihtiyacı olduğunu kaydetti.
Gürcihan, önceki gün gözaltına alınan Ertaç G'nin evindeki bilgisayarların kopyasının alındığını basından öğrendiğini ifade ederek, kendisi için de bunun temin edilmesini talep etti.
İddianamenin okunması konusunda ise Gürcihan, iddianamenin 516. sayfasına kadar olan bölümünün okunmasını, ardından her sanık için ilgili bölümün okunup sanıkların bu şekilde ifadesinin alınmasını talep etti. Gürcihan, taleplerine ilişkin dilekçesini de mahkemeye sundu.
Hayrettin Ertekin de 9 aydır tutuklu olduğunu belirterek, Çin'de yatırımı bulunduğunu, tutuklu olduğu için yatırımlarını takip edemediğini söyledi. Ayrıca, sağlık sorunları olduğunu söyleyen Ertekin, tutuksuz yargılanmak üzere bırakılmasını talep etti.
Kemal Kerinçsiz, hakkında emniyet tarafından 100'e yakın soru hazırlandığını, Ergun Poyraz ve Muzaffer Tekin'in avukatlığını yaptığını belirterek, duruşma salonunda bulunmasının asıl nedenini mesleki çalışmalarının oluşturduğunu iddia etti.
Hakkındaki tüm bilgi ve dokümanların emniyetçe tahkik edildiğini savunan Kerinçsiz, hakkındaki soruşturmanın usulsüz ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, konuya ilişkin Adalet Bakanlığından soruşturma izni alınması gerektiğini savundu.
Gözaltında tutulduğu sürenin de 4 günlük yasal süreyi 15 saat geçtiğini söyleyen Kerinçsiz, yasa koyucunun koymuş olduğu kurallara uyulması gerektiğini belirtti.
Kerinçsiz, hakkında bugüne kadar toplanan tüm delillerin hukuka aykırı sayılıp tümden reddinin gerektiğini savunarak, ayrıca hakkındaki kovuşturmanın durdurulması ve Adalet Bakanlığından kovuşturma izni alınması gerektiğini söyledi.
Bekir Öztürk de hakkındaki delilleri talep ederek, "180 sayfalık dijital bilgiden bahsediliyor. Onları talep ediyorum" dedi. Gazeteci Vedat Yenerer de aslında olmamasına rağmen, dosyasına bir de silah eklendiğini ileri sürdü.
Yenerer, PKK kampıyla ilgili fotoğrafların da son kitabında yer aldığını söyleyerek, bu kitabı mahkemeye sundu.