Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Salih Tuna, bugünkü köşe yazısında "Hangi köşe yazarı hangi kuvvet komutanı olurdu?" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Çatık kaşlı mevzulara "nanik yapan" yazılarını özledik, diyen okurlara uzun süre kulak asmadım.
Lakin arzular "solo" olmaktan çıkıp "koro" haline dönüşünce işin rengi değişti.
Her şeyden evvel okurun keyfinden sual olunmaz.
Uzun lafın kısası:
"Hangi köşe yazarı hangi şarkıyı hatırlatıyor" yahut "Hangi köşe yazarı hangi oyuncuyu çağrıştırıyor" başlıklı yazılarımı hatırlatıp, "Şu kavurucu sıcaklarda bu tarz serinletici yazılar istiyoruz..." diyen "koronun" sesine daha fazla bigâne kalamazdım.
Hem her fırsatta dile getirdiğim gibi "yazmak sipariş işidir", hem bu "çatık kaşlı" mevzulardan ben de sıkıldım.
Gündemden hepten uzaklaşmayacağız tabii.
YAŞ kararları etrafında kurşun gibi ağırlaşan gündeme "su vererek" mümkün mertebe "serinleyeceğiz" sadece.
YAŞ'tan mülhem "yaş tahtaya basmak" veya "gözümün yaşı" gibi kelime esprileri bizden uzak olsun.
Biz bildiğimiz yoldan gidelim...
Malumunuz köşe yazarlarının bir kısmı, Kılıçdaroğlu gibi teamülden falan dem vurup, "Asker ne derse o" demeye getirirken, bir diğer kısmı da "Sivil irade ne derse o" diyor.
Mesela...
Şimdiye değin askerlerin burnunu sivillerin işine sokmasına zerre miskali itirazı olmayan "Hürriyet gazetesinin üçüncü sayfa güzeli" tastamam "Asker ne derse o" diyenlerden.
Sivil iradenin "YAŞ"a burnunu sokmasıyla hesapta dalgasını geçiyor: "Bülent Arınç olsun genelkurmay başkanı..."
E aferin; çok güldük.
Hatta gülmekten geberdik. Lakin her halükarda sivil demokratik iradenin karşısında "askerden" yana tavır koyması nedeniyle genelkurmay başkanlığına kendisi daha bir yakışır.
Kemerlerinizi bağlayın "şenlik" başladı:
Genelkurmay Başkanı: Yılmaz Özdil
Genelkurmay İkinci Başkanı: Can Ataklı
Kara Kuvvetleri Komutanlığı için iki adayım var. Biri Bekir Coşkun, diğeri Süheyl Batum.
Benzer özellikleri; ikisi de espri yapabiliyor.
Süheyl Batum geçen gün demokratik açılıma da anayasa değişikliğine de "evet" diyen Sezen Aksu hakkında "Biz onu Sezen Aksu zannediyorduk, ne bilelim onun 'Sazan Aksu' olduğunu..." dedi.
Koca profesörün "Sezen"den "Sazan" çıkarabilme yeteneğini gördünüz işte!
Bekir Coşkun daha yaratıcı tabii; hiç değilse "sayın"dan "ayı", "reception"dan da "Recep" üretmeyi başarabilmişti.
Ayrıca, Süheyl Batum bilebildiğim kadarıyla köşe yazarlığına CHP MYK üyesi olması hasebiyle ara vermişti.
Dolayısıyla Kara Kuvvetleri Komutanı olarak Bekir Coşkun öne çıkıyor.
Şayet Bekir Coşkun "mahalle baskısına" direnemez, Emin Çölaşan'ın Genelkurmay Başkanı olma yolunu açmak niyetiyle istifa ederse, M. Yakup Yılmaz'ı düşünebiliriz.
İnanmayacaksınız ama o da espri yapabiliyor. (Kara Kuvvetleri Komutanı olmak için elbette espri yapmak şartı aranmıyor Şinasi.)
Deniz Kuvvetleri Komutanı: Ertuğrul Özkök.
Yakışır. Hatta müzik zevki, şarap kültürü ve hijyenikliğiyle diğer adaylara fark atar.