Hollywood'un en yetenekli siyahî oyuncuları arasında yer alan Will Smith, aksiyon öykülerinin yeni ustası Peter Berg'in yönettiği eğlenceli durum komedisi “Hancock”ta, hiç alışılmadık, irkiltici ve giderek de izleyiciyi “gıcık edecek” türden bir süper kahramanı büyük bir başarıyla beyazperdeye taşıyor.
Peter Berg
Vincent Ngo, Vince Gilligan
Tobias A. Schliessler
John Powell
Colby Parker JR ve Paul Rubell
92 dakika
Will Smith, Charlize Theron, Jason Bateman, Jae Head, Eddie Marsan
Warner Bros.
Warner Bros.
İçeriğindeki bir kaç bilim-kurgusal şiddet sahnesi ve bir-iki argo konuşma nedeniyle, 12 yaşından küçük çocuklara ve bu tür sahnelere duyarlı olanlara tavsiye edilmemektedir.
John Hancock, gelmiş geçmiş diğer süper kahramanlardan “teknik olarak” hiç bir eksiği bulunmayan, sırası geldiğinde de en müthiş güç gösterilerine rahatlıkla imza atabilen çağdaş bir süper kahramandır. Ancak, hayat karşısındaki bezgin hâli, insanlara sürekli iyilik yapmaktan duyduğu bıkkınlık ve giderek ondan nefret etmeye başlamış olan halkla ilişkilerindeki inanılmaz hırtlık, onu imaj açısından “süper kahramanlar tarihi”nin alışılmış simalarından oldukça farklı bir konuma doğru savurmaktadır.
Son bir yıl içinde farklı türlerde, ancak her ikisi de çok başarılı ve güzel öyküler içeren ardı ardına iki filmin (“Pursuit of Happyness” ve “I am Legend”) başrolünde izlediğimiz Will Smith, “Hancock”ta, kariyeri boyunca her ne zaman denese kendisine hep çok yakışmış olan kara komedi türüne görkemli bir dönüş daha yapıyor.
1990'ların başlarından itibaren beyazperdeye yansıyan birbirinden unutulmaz performanslarıyla Hollywood'daki konumunu her geçen yıl büyük bir sabırla güçlendirip sağlamlaştıran siyahî aktör, şimdilerde ise hangi janra dahil bir filmde oynarsa oynasın o film açısından garantili bir “gişe kurtarıcısı” olarak görülmekte. Smith'in, kendisinden yardım bekleyen insanlara karşı ilgisiz ve kaba, zaman zaman onlara doğru dostane adımlar atmak istese bile artık çoğunlukla yanlış anlaşılmaya başlanmış “looser” bir süper kahramanı canlandırdığı bu filmde de yine o baygın bakışları ve bezgin tavırlarıyla rolüne cuk oturduğunu belirtmek gerek…
Yakın geçmişe kadar oyunculuk yapan, ancak daha sonra kamera arkasına geçerek “Cumartesi Gecesi Işıkları” (2004) ve “Krallık” (2007) adlı dikkat çekici iki filmle bu alandaki yeteneğini de gözler önüne seren Peter Berg'in yönettiği “Hancock”, çok da uzun boylu ve derinlikli beklentiler içine girmeksizin,. gayet eğlenceli saatler geçirerek (bir iki şiddet sahnesini umursamazsanız) aile boyu izleyebileceğiniz hoş bir yapıt…
Zaten, filmin ABD'deki dağıtım gününün tıpkı Türkiye'de olduğu gibi 4 Temmuz olması da “Hancock”un bütünüyle Amerikan Bağımsızlık Bayramı tatili vesilesiyle, ellerinde patlamış mısırlarla sinemalara doluşacak Amerikalı izleyiciyi hedefleyen eğlencelik bir yapıt olarak tasarlandığının diğer bir kanıtı…
Biraz olsun kafa dağıtmayı arzular, bu arada da oldukça gıcık bir süper kahramanla tanışmak isterseniz, “Hancock” derdinize tam anlamıyla devâ olacaktır. Yaz sıcaklarının bastırdığı şu günlerde, salonlara bundan daha iyisinin gelmesi de biraz zor görünüyor doğrusu…