İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, "terör örgütü ETA ile yeniden diyaloğa girileceğine ilişkin bir beklenti olmadığını" açıkladı.
Zapatero, başkent Madrid'de bu sabah katıldığı forumda, 9 martta yapılacak genel seçimi kazanmaları halinde geçmiş dönemde olduğu gibi yeniden ETA ile müzakere edeceği yönündeki iddiaları yalanladı. Zapatero, ETA'nın 2006 mart ayında ilan ettiği, ancak 9 ay sonra Madrid'deki Barajas havaalanındaki saldırıyla 2 kişinin ölümüne yol açarak fiilen sona erdirdiği ateşkes dönemiyle ilgili olarak, "ETA, bir kez daha istemedi. Ama kaybetti. Demokrasinin verdiği fırsatı kaçırdı. Kaybetti çünkü daha zayıf ve daha da zayıf olacak" dedi. Zapatero, geçmişte terör örgütü ile yapılan müzakerelerin "sadece ETA'yı ortadan kaldırmak veya örgütün kapasitesini asgariye indirmek" hedefi taşıdığını ifade etti. Zapatero, İspanya Kralı Juan Carlos'un 70 yaşında olduğunun hatırlatılarak ülkedeki monarşik yapıyla ilgili yöneltilen bir soru üzerine ise, "İspanya'da monarşinin geleceğini çok sağlam görüyorum. Kral'ın üstlendiği görev önemli oldu. Juan Carlos'un oluşturduğu monarşi, İspanya'nın yararınadır" dedi. İspanya'nın demokrasi döneminde Kral Juan Carlos'un oynadığı role 10 üzerinden 9.5 puan verdiğini söyleyen Zapatero, "Çünkü 10 abartı olarak algılanabilir" şeklinde konuştu.
Zapatero, 30 aralık 2007'de Madrid'de yapılan ve sosyalist hükümetin reformlarının eleştirildiği "Hristiyan aile değerlerinin savunulması" konulu gösteriden sonra Katolik Kilisesi ile hükümet arasında yaşanan gerginlik konusunda da şöyle konuştu: "İki kardinalin çıkıp, boşanmanın kolaylaştırılması, kürtaj, eşcinseller arası evlilik gibi yasaların insan haklarını zayıflattığını veya demokrasiyi erittiğini söylemesi kabul edilemez. Vatikan'ın, Katolik Kilisesi'nin eşcinseller arası evlilik, boşanma gibi konulara karşı olmasını anlarım ve buna saygı gösteririm. Kilise bunlara karşı olduğunu söylesin yeter. Ama bunların insan haklarını zayıflattığını ifade etmesi abartıdır ve bu tip keskin eleştirilere sessiz kalmayız. Din özgürlüğü, tüm diğer kişisel özgürlükler sağlandığı takdirde daha geniştir."