Zeytin ve peyniriyle Türkiye'deki hemen hemen her eve giren Ezine İlçesi'nin Geyikli Beldesi, şimdi de Eyvah Eyvah filminin beldede çekilmesiyle gündemimize girdi. Film vizyona girer girmez ziyaretçi akınına uğrayan Geyikli'nin halkı, beldenin altın anahtarını Hüseyin Badem'e vermeyi planlıyor.
Geçtiğimiz yılın en çok izlenen filmlerinin başında gelen Eyvah Eyvah'ın ikinci filmi 7 Ocak'ta vizyona girdi. Klarnetçi Hüseyin Badem ile Şarkıcı Firuzan'ın maceralarını anlatan eğlenceli film çok sevilmişti. Hüseyin Badem'in köyünde başlayan hikaye İstanbul'a uzanıyordu. Ata Demirer, izleyicinin “bu hikayenin bir devamı olmalı” taleplerine kısa sürede tamamladığı “Eyvah Eyvah 2” ile cevap verdi. Vizyona girdiği ilk üç günde 801 bin kişi tarafından izlenen film 10 gün içinde 2 milyon seyirciye ulaştı. İkinci filmde başrollerde bu kez Geyikli de var. Kışın üç bin kişinin yaşadığı yaz aylarında ise nüfusunun 20 bine ulaştığı Çanakkale Ezine'nin güzel sahil kasabası Geyikli, Eyvah Eyvah filminin çekildiği yer olarak dikkat çekiyor. Karşısında Bozcaada olan Geyikli küçük, güzel bir sahil kasabası. Beldenin halkını genelde Rumeli göçmenleri oluşturuyor ve tipik muhacir şivesi ile konuşuyorlar. Film eğlenceli konusu, kaliteli oyunculuğu ve hareketli şarkıları ile konuşulurken biz de Kuzey Ege'nin tüm samimiyetinin yansıdığı Geyikli'de film çekimi sürecinde yaşananları Geyikli Belde Başkanı Mustafa Çiçek ve Hürriyet Mahallesi Muhtarı Recai Yiğit'le konuştuk.
Filmin hazırlık sürecinde belediye anonsları ile yöre halkından oyuncu seçilen beldede şimdi iki filme de ev sahibi olmanın verdiği haklı gurur var. Geyikli Belde Belediye Başkanı Mustafa Çiçek, Geyikli halkının filmde rol almak için adeta birbirleriyle yarıştığını anlatıyor. Başkan Çiçek, filmin vizyona girdiği üçüncü gün şehir dışından ziyaretçi gruplarının gelmeye başladığını söylüyor ve ilerleyen günlerde bu sayının artacağına inandığını da belirtiyor. İlk filmin galası belde meydanında yapılırken, ikinci filmin galası kış aylarına gelmesinden dolayı Çanakkale'de yapılmış. Ata Demirer ve ekibi ile güzel dostluklar kurulduğu söyleyen Başkan, ikinci filmde kendi topraklarının daha çok yansıtılmasından dolayı ikinci filmin onlar için daha farklı olduğunu da belirtmeden geçemiyor. Zeytin ve peynirle Türkiye'deki pek çok eve girdiklerini söyleyen Çiçek, “Milyonları bulan seyircisi ile Geyikli'nin pek çok insanın aklına ve gönlüne de gireceğine inanıyorum.” diyor. Ata Demirer'in kendileri için özel ve değerli olduğunu söyleyen Başkan Çiçek, Hüseyin Badem adına bir sokak olacak mı sorusuna “Öncelikle Hüseyin Badem'e Geyikli'nin anahtarını vereceğiz diğer sürprizleri zamanla değerlendireceğiz” diye cevap veriyor.
İki mahalleden oluşan Geyikli'nin çekimlerde daha fazla kullanılan mahallesi olan Hürriyet Mahallesi Muhtarı Recai Yiğit, “Tüm mahalleli olarak günlerce süren çekimlere her türlü yardımı yapmaya çalıştık” diyor. Ekibin çarşı içinde süren çekimlerinde esnafın uzun süre iş bırakmak zorunda kalmasına rağmen kimsenin şikayetçi olmadığını anlatan Yiğit, Hüseyin Badem'in evi olarak kullanılan evin sahibi yaşlı teyzenin ikinci filmde vefat ettiğini ama birinci filmde o ev kullanıldığı için çekimlerde yine o evi kullandıklarını da söylüyor. Kendilerini sinema perdesinde görmenin Geyikli halkına farklı bir deneyim yaşattığı muhakkak. Filmi sinemada izleyen muhtar ve filmde rol alan çok sayıda mahalleli filmi beğenmiş ve çok eğlenceli bulmuş.
Geyikli Belde Başkanı Mustafa Çiçek, ikinci filmin Geyikli'de çekilmesi için yorumda bulunan herkese teşekkür ederken Ata Demirer'e yazıları ile “Geyikli'de devam etmelisin” diyen Hıncal Uluç'a da teşekkürlerini sunuyor. Çünkü Uluç, Mart 2009'da kaleme aldığı köşe yazısında Eyvah Eyvah' ın birinci filmini yazmış ve hikayenin sadece 15 dakika Geyikli'de geçmesine sitem etmişti. Uluç yazısında “Demirer'in keşfettiği dünya güzeli bir mekân. Geyikli diye bir sahil kasabası. Film, bu harika dekor ve harika insanların arasında başlıyor.Yahu öyle gitsene.” demişti. Halkın da bu beklentiyi yüksek sesle dinlendirmesiyle birinci film daha vizyondayken ikinci filmin Geyikli'de devam etmesi üzerine senaryo yazılmaya başlandı. İkinci film ile hikayenin yarım kalmışlığı giderilirken Uluç başta olmak üzere izleyiciler de 'işte bu dedi.”