Wall Street Journal, Türkiye'nin, savaş suçları nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesince yakalama emri çıkartılan Sudan Devlet Başkanı El Beşir'i gözaltına alınmayacağını bildirdiğine dikkat çekerken Türkiye'nin, El Beşir'in ziyaret edebildiği “en Batılı” ülke olacağı yorumunu yaptı.
Savaş suçları nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkesince tutuklama emri çıkarılan, Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir'in İslam Konferansı Örgütü Zirvesi dolayısıyla davet edildiği İstanbul'da gözaltına alınmayacağı açıklamaları, yurt dışında da dikkat çekti. Wall Street Journal, “Ziyaretin, Ankara'nın İsrail ile rutin bir askeri tatbikatı iptal etmesinin üzerinden bir ay geçmeden geçekleşeceği”ne dikkat çekerken Türkiye'nin, El Beşir ile ilgili tutumunda ekonomik çıkarların önemli rol oynadığı, AKP'ye yakın işadamlarının Sudan ile ticaretin artırılması çabalarında öncülük yaptığı görüşlerine de yer verdi.
ABD'deki borsa ve finansal gazetesi Wall Sreet Journal, Türkiye'nin, Sudan Devlet Başkanı El Beşir'i ağırlamaya hazırlandığını belirtti. Gazete, üst düzey Türk yetkililerine kaynak göstererek Türkiye'nin, uluslararası mahkemenin kararına rağmen El Beşir'i gözaltına alma planının bulunmadığını da kaydetti. Gazete şöyle devam etti:
“NATO üyesi Türkiye, El Beşir'in, Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Mart ayında hakkında tutuklama emrini çıkartmasından sonra ziyaret edebildiği en Batılı ülke olacak. İsimlerini vermek istemeyen üst düzey Türk yetkilileri, tutuklama emrinin, mahkemeye taraf olamayan Türkiye için bağlayıcı olmadığını söylüyorlar. Aynı zamanda El Beşir'in tutuklanmasının, Darfur'daki barış sürecini olumsuz etkileyebileceğini de ifade ediyorlar.”
Wall Street Journal, El Beşir'in son üç yılda iki defa Türkiye'yi ziyaret ettiğini, bunun da Türkiye'de tartışmalara yol açtığını belirttiği haberinde “Gelecek hafta yapılacak ziyaret, Ankara'nın, Türkiye'nin yönünün, Batı'ta üzun bir süreden beri müttefik olduğu ülkelerden Ortadoğu'daki komşularına kaydığı kaygılarını yaratarak İsrail ile rutin bir askeri tatbikatı iptalinin etmesinin üzerinden bir ay geçmeden gerçekleşecek. Hükümet ise, böyle bir stratejik kaymanın olduğunu reddetti.”
Türkiye'nin AB'ye girebilmek için çaba gösterdiği de anımsatıldığı haberde analistlerin, Ankara'nın, El Beşir'i ağırlamasının ideoloji olduğu kadar ekonomik çıkarlarla ile ilgili olduğunu söylediklerini belirtirken 2006 yılından bu yana Türkiye'nin Afrika kıtası ile ticaret hacminin üç kat artarak 6 milyar dolara çıktığına işaret edildi.
ABD'li gazete, Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, Kenya ve Tanzanya'ya yaptığı ziyaretler ile Sahra'nın güneyindeki ülkeleri ilk ziyaret eden Türk Cumhurbaşkanı olduğunu, Gül'ün de “Türkiye, BM'de Afrika'nın sözcüsü olacak” dediğine dikkat çekti.
Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker'in, Sudan'a yaptığı ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ticaret hacminin son üç yılda dört kat arttığını belirterek “Ancak bu da yeterli değil. Sudan, Türkiye için stratejik bir ortak haline gelmeli” dediğine işaret edildiği haberde “Kökleri siyasi İslam'da olan İktidardaki Adalet ve Kalkınma Parti'ye yakın işadamları, nüfusu çoğu Müslüman olan Sudan ile ticareti artırma çabalarında öncülük yapıyor” denildi.
Türk şirketlerinin Sudan daki faaliyetlerine dikkat çekildiği haberde örnek olarak bir şirketin, Hartum'da ordu için üniforma üreten fabrikalarında bin 100 işçiyi istihdam ettiği, bir diğerinin de başkentin en büyük gökdeleni, 29 katlı Ulusal Telekomünikasyon Şirketi kulesini inşa etmekte olduğu belirtildikten sonra Türk şirketlerinin, Hartum'ta 1.5 milyar dolarlık yeni havaalanı kontratını kazanmak için “yoğun bir lobicilik” çabası içerisinde olduğu da öne sürüldü.
WSJ, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin, Afrika Birliği'nin el Beşir hakkındaki kararı ertelemesi talebini kabul etmediğini de anımsattığı haberinde Uganda, Güney Afrika ve Botswana dahil, sadece birkaç Afrika ülkesinin tutuklama emrini yerine getireceklerini bildirdiklerine dikkat çekti.
El Beşir'in tutuklama emrinin verilmesinin hemen ardından Arap Birliği Zirvesi için Katar'a gittiğini ve sıcak karşılandığını kaydeden gazete, Katar'ın ABD ve Türkiye gibi Uluslararası Ceza Mahkemesi Sözleşmesine imza atmadığını belirterek “Yine emre uyma yoluna gidebilirdi. Toplantıda Birlik, El Beşir'i destekleyen ve emri reddeden bir bildiri yayımlandı” diye yazdı.