Küresel ısınma tartışmaları, dünyaya çarpması muhtemel göktaşı haberleri, dünyanın sonunu anlatan filmler, bilgisayar oyunları... Kıyamet bir süredir NASA'dan ve iklim bilimcilerden sorulur oldu. Prof. Dr. Hayrettin Karaman ve bu alanda yaptığı araştırmalarla tanınan Ata Nirun tüm dünyayı saran kıyamet edebiyatının kökenlerini anlattı.
Kıyamet, bütün dinlere göre yeryüzü hayatının son bulduğu gün. Tarih boyu tüm efsanelere girmiş, günümüzde ise romanlara, filmlere konu olan bir gizem. Ne kadar korkutucu olursa olsun kaçınılmaz bir gerçek. Sümerler'den antik Yunan'a, Roma'dan İslam medeniyetine kadar bütün uygarlıklar kıyamet üzerine akıl yürüttü, beklenen sonun izini sürdü. İz sürme çalışması genellikle kutsal metinlerin incelenmesi ve yorumlanması şeklindeydi. Özellikle küresel ısınma tartışmalarının gündemi kaplamasından bu yana kıyamet semavi dinlerden çok, NASA'nın açıklamaları, iklim bilimcilerin görüşleri ve doğadaki olağanüstü gelişmelerle birlikte tartışılmaya başlandı. Bu durum ilk başlarda bir mecazdan ibaretti. Ancak işin içine eski medeniyetlere yönelik ezoterizm de girince ortalık kıyamet teorilerinden geçilmez oldu.
Teorilere göre kıyametin tarihi bile belli olmuştu. En geç 2100 yılı olan bu tarihlerden bazılarını kazasız belasız atlattık. Ancak yeni tarihler gelmeye devam etti. 2012, 2047, 2080…Peki özellikle son yıllarda zirve yapan bu literatürün kaynakları neler? Gazete okuyan, televizyon izleyen herkesin hemen her gün rastladığı dünyaya çarpması muhtemel göktaşı haberleri, yazın gelişiyle birlikte küresel ısınma haberleriyle çalınan tehlike çanları, dünyanın sonuyla ilgili tahminler, tarihler ve bunların ışığında yazılan bir dolu kitapla ne hedefleniyor?
Bu literatürü yakından takip eden ünlü Astrolog Ata Nirun ve İlahiyatçı Prof. Dr. Hayrettin Karaman kıyamete ilişkin komplo teorilerini yorumladı. Konuya bakış açıları farklı da olsa Nirun ve Karaman'ın söyledikleri aynı noktaya işaret ediyor: Ciddi bir ticari ve siyasi kampanyayla karşı karşıyayız.
Ata Nirun'a göre, küresel ısınma, uzaydaki garip olaylar gibi haberlerin altında Batı kökenli planlar yatıyor. Hem ideolojik hem de ticari beklentiler içeren bu planların özellikle Irak savaşından sonra yaygınlık kazandığına dikkat çeken Nirun'un ilginç bir tespiti var: Bush ve ekibinin mensubu olduğu Evangelizmin planlarıyla kurnaz yayıncıların ve film yapımcılarının ticari girişimleri bir araya gelince ortaya milyarlarca dolarlık bir kıyamet sektörü çıktı. Etrafımızda olan hemen her şey bu sektörün malzemesi haline getirildi. Küresel ısınmanın bu planlarla bağlantılı ciddi bir pazarlama çalışması olduğunu söyleyen Nirun'a göre, küresel ısınma her şeyden önce bir değişimin simgesi, yeni enerji kaynaklarına atılacak adımın çok önceden habercisi. Bununla ilgili geniş bir medya oluşturulduğunu söyleyen Nirun; kıyamet teorilerinin altında yatan Evangelist görüşü şöyle açıklıyor: “Bu teoriler genellikle Eski Ahit'e dayanıyor. Evangelizm çok katı ve tutucu bir akım. İyi bir Hıristiyan olmak için Eski Ahit'i de sahiplenmek gereğine inanıyorlar. Zaten Eski ve Yeni Ahit'i bir yere kadar birbirinden ayırabilirsiniz. Bu akım Ortadoğu'da gücü elinde tutup vaat edilmiş topraklarda sonsuzca kadar korunacağı ilan edilen kavmin koruyuculuğunu üstleniyor. Evangelizmin geçmişi göz önünde bulundurulursa söylediklerimin ne kadar ciddi olduğu anlaşılır. Tarih püriten protestanların ne kadar acımasız olduğunu gördü. Bu inanç Ortadoğu'daki savaşın dinsel güdüleyicisi olabilir. Elbete enerji kaynakları, stratejik çıkarlar var ama yalnızca bu kadar değil.”
Nirun'a göre kıyamet edebiyatı tam burada devreye giriyor. Çünkü Eski Ahit'ten alınan efsanelerin önemli bir kısmı Babil yani bugünkü Irak'la ilgili. Babil'in üzerine gönderilecek ordular, bu bölgede yaşanacak felaketler, bütün milletlerin birleşerek Babil'e saldırması günümüzde yaşananlarla ilişkilendiriliyor. Buna göre Irak'ı işgal eden ABD ordusu Eski Ahit'te yazan kehanetleri yerine getiriyor. Evangelizmin bu inancını sinemaya, edebiyata uyarlayan kurnaz yayıncılar da tüm dünyaya sıvanan bu literatürden ciddi paralar kazanıyor. NASA'nın açıklamarını da, küresel ısınma kampanyalarını da bu kapsamda değerlendiren Nirun, “Milyonlarca yıldır bilmediğimiz gökcisimleri yanımızdan geçiyor, bu kozmik bir bilardo ama ıstakaya kimin vurduğunu yalnızca Allah bilir. Dini kaynaklarda kastedilen kıyamet bu değil. Kutsal kitapların bu tür konularda malzeme yapılması beni rahatsız ediyor” diyor.
Kıyamet üzerine kurmaca her zaman iyi kar getiren bir alan oldu. Eric von Daniken, Zacharia Sitchin gibi ciddi araştırmacılar bile ya para kazanmak için ya da Tevrat'ta geçen efsaneleri doğrulamak adına abartı ve çarpıtmadan kaçınmadılar. Türkiye'de bu alanda kalem oynatanlar da Sitchin ve Daniken'ın izinden gitti. Kıyamet üzerine çekilen filmler de bu literatürü esas aldı. NASA'nın, iklim bilimcilerin duyurduğu felaket ihtimalleri bu literatürü besledi. Geçtiğimiz yıllarda vizyona giren büyük ses getiren Armageddon, Derin Darbe gibi filmler, kıyamet üzerine yapılan kurmacaların bir toplamıydı.
İslam inancında kıyametin ne zaman olacağını Hazreti.Peygamber dahil hiç kimsenin bilmediğinin altını çizen Hayrettin Karaman da kıyamet edebiyatının doğrudan ticari ve ideolojik planlarla ilgili olduğu konusunda hem fikir. Bu tür ürünlerin insanların gerçeklikle bağını kopardığını belirten Karaman şöyle diyor: “Kapitalizmde herkes nasıl olursa olsun kar etmenin peşinde. Para kazanmak için ahlakın sınırları var ama bu işleri yapan insanların sınırı yok. Mesela Harry Potter diye bir kitap vardı. Gerçeklikle hiçbir ilgisi yok ama milyonlarca sattı. Filmi yapıldı gişe rekorları kırdı. Bugün insanların dünya ve ahiret hayatıyla ile ilgili ihtiyaçlarını karşılayan bir kitap yılda beş bin tane zor satıyor ama 'kıyametin 2013 yılında kopacağını ispat ediyorum' diyen bir kitap belki bir haftada 5 bin tane satıyor.” Karaman'a göre kıyamet teorilerinin Eski Ahit ve Ortadoğu kaynaklı olması da tesadüf değil. Tüm bunlar bir ortam hazırlama çalışması olarak görülmeli.
İnsanların meydana gelen küçük ya da büyük çapta doğal felaketleri “kıyamet kopuyor” şeklinde yorumlamasının ve korkmasının normal olduğunu söyleyen Karaman, ancak bunları bir kıyamet başlangıcı olarak görmenin ilmi ve dini bir dayanağı olmadığını söylüyor. İslami kaynaklarda kıyamet için küçük ve büyük alametler olduğunu belirten Karaman, “Meşhur bir Cebrail hadisi vardır. O hadiste Peygamber Efendimiz'e kıyametin ne zaman kopacağı soruluyor. Hadise göre soruyu soran da insan görünümüne girmiş Cebrail'dir. Peygamberimiz soruya karşılık şöyle diyor: 'Ben bu soruyu sorandan daha fazla bilgili değilim.” Karaman'a göre, ahlaki bozukluklar, insanların dünyaya fazla meyletmesi elbette birer alamet olarak görülebilir. Ancak Kur'an'da belirtilen büyük alametlerin hiçbirisi henüz görülmedi.
Hıristiyan dünyasında bugün yapılana benzer bir kampanyanın 1000 yılına girerken de yapıldığını belirten Nirun “Binyılcılık” adı verilen akımın her bin yılda bir kıyamet beklediğini belirterek, 1000 yılına girildiğinde herkesi kıyamet kopacağına inandıran kilisenin insanlara tüm mallarını ve topraklarını bağışlayarak günahlarından arınma propagandası yaptığını ve bu yolla ciddi bir güç kazandığını hatırlatıyor ve ikinci bin yılın başında yaşadığımız kıyamet literatürünü bin yıl öncesine benzetiyor. Bu korkunun Batı'da insanları ciddi bir şekilde sardığını söyleyen Nirun ilginç bir de haber veriyor:: “Batı'da kıyamete karşı tedbir almayı amaçlayan gruplar cemaatler oluştu. Yüksek dağlara yerleşmeyi hedefleyen bu gruplar kendilerini kıyamete hazırlıyor.” Bu akımın Türkiye'ye de girmeye başladığını söyleyen Nirun'un gidip güvenli yerlere yerleşme planları yapan insanlar olduğunu ve kendisinden kıyamet üzerine seminer vermesini istediklerini belirterek şöyle diyor: “Vereyim ama ne işlerine yarayacak. Kıyametin ne zaman kopacağını yalnızca Allah bilir.”
Evangelizmin ve Eski Ahit'in kıyamet inancının bilgisayar oyunlarına da yansıtıldığını söyleyen Nirun, “Kudüs'ü kurtaran Babil'i yakan oyunlarda başarılı olunduğunda Tanrı'dan “ek puan” alınıyor.” diyor.
