Zaman gazetesine röportaj veren Musa Uzunlar, iki yıl öncesine kadar sadece belirli bir çevrenin tanıdığı başarılı bir tiyatrocuyken Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde rol alması ile birlikte hayatı değiştiğini söyledi!
Herkes onu İskender Büyük olarak tanıyor. Kurtlar Vadisi Gladio, Musa Uzunlar'ın ilk sinema filmi. "Gladio, tezi olan bir film. Ve türünün sinemamızda ilk örneği. Bu da beni heyecanlandırıyor." diyen Uzunlar, derin devleti de Gladyo'yu da İskender Büyük'ten öğrendiğini söylüyor: "Bu konularda İskender Büyük kadar bilgili değilim." Musa Uzunlar, adıyla değil de İskender Büyük olarak tanınmasını ise dert etmiyor ama sıklıkla 'İskender Büyük olmadığını, o karakteri oynadığını' anlatmak zorunda kaldığını ifade ediyor.
Musa Uzunlar, iki yıl öncesine kadar belirli bir çevrenin tanıdığı başarılı bir tiyatrocuydu. Ne zaman ki Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde rol aldı, bir bakıma hayatı değişti. Herkes onu İskender Büyük olarak tanıyor. Dizinin son sezonunda popülaritesi artan İskender Büyük, bu kez gösterime giren Kurtlar Vadisi Gladio filminde boy gösteriyor. Film, İskender Büyük karakterinin hayat hikayesi ekseninde, 90'lı yılların başından bugüne, Türkiye yakın tarihinin önemli olaylarını konu alıyor. Bir derin devlet ajanının, yıllar boyu hizmet ettiği Gladio ile hesaplaşma hikayesini öğreniyoruz. Kurtlar Vadisi Gladio, Musa Uzunlar'ın ilk sinema deneyimi sayılır. Filmin basın gösteriminden sonra akşam saatlerinde Uzunlar'la bir araya geliyoruz. İskender gibi iddialı bir karakteri büyük bir ustalıkla ekrana taşıyan Uzunlar, mütevazılığıyla beni şaşırtıyor. Kendisini anlatmaktan pek hoşlanmayan sanatçı "Benim için isim ya da anılmak çok önemli değil. Şan, şöhret peşinde değilim. Önemli olan, yaptığım işin iyi olması." diyor. Uzunlar, İskender Büyük rolünden sonra 'özgürce her yerde olamadığını' söylüyor ama şikayetçi değil bu durumdan. 26 yıldır tiyatro sahnelerinde olan Uzunlar, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun üç senedir kapalı gişe oynayan "Full Yaprakları'nda rol alıyor. Usta oyuncuyla Musa Uzunlar'ı ve İskender Büyük'ü konuştuk.
Evet... Yaptığınız işin sonuçlarını görmek, emeğinizin karşılığı almak istiyorsunuz. Enerjinizin nasıl yansıdığını, yaptığınızın ne olduğunu görmek heyecanlandırıyor. Elimizden geleni yapmaya çalıştık, acaba ne kadarı yansıdı ne kadarı yansımadı onu bütün seyirciyle birlikte göreceğiz.
Beklentimiz tabii ki bu filmin, bu emeğin geniş bir seyirci kitlesiyle buluşması. Gladio, tezi olan bir film. Ve türünün sinemamızda ilk örneği. Türk sinemasında bu tarzda bir film izlemedim. Belki bu bir başlangıç olur ve buna benzer filmlerin yapılması için kapı aralar. Bu da beni heyecanlandırıyor açıkçası.
Film teklifi geldiğinde şaşırdım. Senaryoyu elime aldığımda beni bekleyen bir sürprizle karşılaştım. Çünkü senaryoda İskender'in gençliğiyle karşılaştım. Gençliği ve gençliğindeki mücadelesi, yaptıkları, İskender'i benim zihnimde tamamladı.
Tabii... Hiç bilmiyor değil ama bu kadar da net değildi bildiklerim. Zaten karakterin bütününü hiçbir zaman bilmiyorsunuz; hele hele ilk metni aldığınız zaman... Reji sizi karakter hakkında bilgilendirse de bölümler geldikçe karakter daha çok size malzeme veriyor. 'Neyi oynamanız gerekiyor'u tespit ediyorsunuz. Karakter zamanla oturuyor.
Düşünmemiştim ama ağırlıklı olduğu belliydi. Rengini, çizgisini, sürekliliğini; bu noktaya geleceğini baştan planlamamıştık. Baştan böyle bir şey konuşmamıştık.
Sonuçta ben hâlâ tiyatro yapıyorum. Şu anda "Full Yaprakları' adında bir oyunumuz var. Benim için isim ya da anılmak çok önemli değil. Önemli olan, yaptığım işin iyi olması. Yaptığım işin huzurunu yakalamak... Şöhret olayım, daha çok tanınayım gibi beklentim yok. Halk içinde olmayı, dolaşmayı, sohbet etmeyi seviyorum. Ama İskender Büyük karakterinden sonra özgürce her yerde olamıyorum. Bu durumdan çok da şikayetçi değilim. Çünkü her işin mutfağında bu var.
Hayır. Filmdeki karakterle daha çok tanınıyorum: İskender Büyük.
Ben doğal halimden taviz vermemeye çalışıyorum. Yalnız İskender Büyük olmadığımı, o karakteri oynadığımı anlatmak zorunda kalıyorum. Bazı insanlar hayal kırıklığına uğruyor, bazıları da 'Hiç de İskender gibi değilsin, iyi insansın.' şeklinde tepki veriyor.
Dizideki İskender, o ağır adam; gençliğinde mücadeleci, savaşçı bir insan olarak karşımıza çıktı. İskender'in gençliği açıkçası beni çok yordu. Dağlarda koştum, atladım, çatıştım. Önce saçları boyadık, daha enerjik olduk, sesimizi o eski temposundan uzaklaştırdık, ritmik bir hale getirdik. Sesi ayarlamak zordu. İlk önce gençliği sonra yaşlılığı gelse tamam ama tam tersi olunca biraz zorlandım.
İskender; özel, değişik bir karakter. Hal ve tavırları farklı. Farkında olun ya da olmayın, bazı insanlar çok dikkatinizi çeker. Ben tiyatrocuyum o gözle bakarım çevreme. Yeri geldiğinde bunu hayata geçirsem dediğiniz insanlar olur. Senaryoyu gördüğümde İskender rolünü kafamda canlandırırken askerdeki komutanımın, üsteğmenin ses tonu, konuşma şekli birdenbire çağrışım yaptı. Onu denemeye karar verdim. Rejiye de enteresan geldi. Sonra tutuldu.
Böyle bir müdahalemiz direkt olmuyor fakat oynarken belli cümlelerin akışında bazı düzenlemeler yapabiliyoruz.
Özel bir merakım yoktu ve açıkçası ilgi alanım değildi. Fakat bu ülkede yaşarken birçok şeye zaten tanık oluyorsunuz. Türkiye'de her an gündem değişebiliyor. Ülkede olan bitenin de çok uzağında olamıyorsunuz.
Elimden geldiğince yapmaya çalıştım fakat dizi sezonu bitti, hemen film gündeme geldi. 21 Haziran'da filme başladık, 21 Ağustos'ta bitirdik. Her şey arka arkaya hızlı bir şekilde gelişti. İnternetten biraz araştırma imkanım oldu.
Bu, bir belgesel değil. Bir görüş; bir tez. Biz bu olaylara Gladio penceresinden baktık. Ben de bu pencereden bakışta İskender'in konumuna yerleştirildim. Filmde ileri sürülen tezler belgelerle kanıtlanmış bir şey değil. Ama yakın tarihin gerçeklerinden birisi. Ve üzerinde konuşulan, kitapları yazılan şeyler. Hayal ürünü şeyler değil.
Mesajdan çok, benim İskender karakterini ne ölçüde ekrana yansıttığım önemli. İskender yaklaşık bir buçuk iki yıldır bir anlayışı oynuyor. Benim o fikre birebir katılmam önemli değil. Yani bir karakteri oynarken onu eleştirmeyi doğru bulmuyorum. Metinde anlatılan karakter doğru yansıtıldığında eleştirisini izleyicisi yapacaktır.
İskender'i ben sadece anlayabilirim. Katılmam ya da katılmamam gerekmiyor. Benim İskender Büyük'e söyleyecek sözüm yok. Benim için önemli olan, İskender Büyük'ün söylediklerini anlatmak. Hem ben İskender Büyük kadar bilgili de değilim. Ben de ne olup bitmiş filmde öğreniyorum.
Biraz cesur olunması gerekiyor. Bu konular da yüksek sesle konuşulup tartışılmalı...
Genelde bir dizinin takipçisi değilim. Hiçbir zaman da olmadım. Dizi takip etme planlamam da olamıyor. Çünkü sürekli sahnedeyim. Hem dizileri çok takip ederek hayatı kaçırmamak gerekiyor diye düşünüyorum. En azından ben öyle bakıyorum. Ama sevdiğim oyuncuların, konuların olduğu dizilere fırsat buldukça bakıyorum.
Evet izliyorum. Kendinizle ilgili eksik gördüğünüz şeyi bir sonraki bölümde tamamlamak, daha iyisini yapmak adına size veri veriyor.
Evet aslında ilgilendikçe bakışım farklı oluyor. Doğal olarak yelpazeniz açılıyor. Türkiye'de gündem bitmiyor. Ben de bir vatandaş olarak gündemden uzak olmamaya çalışıyorum.
İskender Büyük benim hayatım değil. Hayatıma giren bir şey. Ayrıca ölecek olan ben değilim; İskender. Belki İskender'in ölmesini bekleyen başka karakterler de vardır. Hayat her zaman devam edecek. Yeter ki yaptığınız işin huzurunu, mutluluğunu taşıyabilesiniz.
Hayatı herkes gibi yaşıyorum. Arkadaşlarımla beraber oluyorum, müzik dinlemekten keyif alıyorum. Okuyorum ve geziyorum.
Boğaz'ı yüzerek geçmek istedim ve yaptım. Bunun çok fazla altının çizilmesi beni rahatsız ediyor. Sonuçta zor bir şey değil. 15-16 yaşındaki çocuklar da Boğaz'ı yüzerek geçiyorlar. Bu, bir özlemdi.
Musa Uzunlar, 1959'da Antalya'da doğdu. 1983 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümünden mezun oldu. Aynı yıl İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda kadrolu oyuncu olarak çalışmaya başladı. Tiyatro çalışmaları dışında dizilerde rol alarak sanat yaşamını sürdürüyor. Geçmiş Bahar Mimozaları, Süper Baba, Yağmur Zamanı rol aldığı dizilerden bazıları.
Zaman / Murat Tokay