"Çok PKK'lı vuruluyor, ya koordinatları değiştirin ya da düşürün şu Heron'ları" sözlerini içeren skandal görüşmenin 13 mehmetçiğin şehit düştüğü Dağlıca baskınından 11 gün önce yapıldığı ortaya çıktı.
Terörle mücadelede kullanılan insansız hava aracı 'Heron'larla ilgili tüyler ürperten skandalın yankıları sürüyor. Bugün Gazetesi önceki gün manşetten verdiği haberde Hava Pilot Üsteğmen Fırat Ç.'nin, Hava Pilot Yarbay Selami Selçuk Ç.'yi arayarak "Çok PKK'lı vuruluyor, düşürün şu Heronları" talebinde bulunduğu, Yarbay'ın da "Çaresine bakarız" karşılığını verdiği iddia ediliyordu. Haberde görüşmeyi MİT'in tespit edip Genelkurmay'a bildirdiği, ancak soruşturmanın üç yıldır savsaklandığı da belirtiliyordu. Gelişmeler kamuoyunu şoke ederken vahim olayla ilgili yeni bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Skandal konuşma, 2007'deki Dağlıca baskınından 11 gün önce yapılmış. 21 Ekim 2007'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleriyle aynı günde gerçekleşen Dağlıca baskınında 13 asker şehit olmuş, 8 asker de kaçırılmıştı. Dağlıca baskınında da istihbarat raporu olaydan 9 gün önce karakola ulaştığı tespit edilmişti.
10 Ekim'de geçen konuşmada Hava Pilot Üsteğmen Fırat Ç.'nin, Yarbay Selami Selçuk Ç.'ye, "Kendi adamlarım (PKK'lı teröristler) çok zayiat veriyor, ya koordinatları değiştirin ya da Heron'ları düşürün." dediği belirtiliyor. Konuşmayı kaydeden MİT, bunu hemenGenelkurmayBaşkanlığı'na ulaştırıyor. DöneminKara KuvvetleriKomutanı Orgeneralİlker Başbuğtarafından 28 Ekim'de Adlî Müşavirliğe talimat veriliyor ve soruşturma başlatılıyor. Ancak dosyaya bakan askerî savcılık, Üsteğmen Fırat Ç. ve Yarbay Selami Selçuk Ç.'nin isimlerinin İP/Karargâh Evleri soruşturmasında yer alıyor olması nedeniyle yetkisizlik kararı veriyor ve dosyayı Karargâh Evleri soruşturmasına bakan Albay Ahmet Zeki Üçok'a gönderiyor. Üçok da Heron dosyasını davayla birleştirmiyor. Yalnızca Üsteğmen Fırat Ç.'yi tanık olarak dinliyor. Karargâh Evleri soruşturması kapsamına alınmayan Heron soruşturması, 3 yıldır askerî savcılıkta bekliyor.
Bu son derece mühim bir meseledir, ihmalin ötesinde yardım etmek anlamına gelir. Bunun adı da hıyanettir. Genellemeye gitmek doğru olmaz belki ancak soruşturma sürecinin bir an önce tamamlanması gerekir. Eğer dosya 3 yıldır bekletiliyorsa, hem failler hem de işi savsaklayanların acilen sorgulanması lazım. Türkiye'nin şu anda birinci gündem maddesi terördür ve böyle bir hadise bize önemli dersler vermeli. Bir kere sınırda terörle mücadele eden askerlerin durumunun daha iyi denetlenmesi gerektiği ortaya çıkıyor. İhmalde bulunan, alenen yardım ve yataklık eden ya da göz yumanlar varsa süratle cezalandırılmalı. Herhangi bir subayın bu şekilde davranmış olması akıl almaz bir şey. Şu anda en önemli gündem bu olmalı ve bütün sorumlular açıklama yapmalı.
Türk subayının bu şekilde bir ilişki içerisine girmesi tam bir ihanettir. Konunun üstü örtülmeden, Genelkurmay Başkanı'nın derhal bir açıklama yapması lazım. Rezalet bir durumla karşı karşıyayız. Hemen bir soruşturma başlatılıp olayın gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalıdır. Başbuğ kendi personelini aklamak için bunu yapmalıdır. Eğer iddialar doğru ise o subay cezalandırılıp TSK'dan uzaklaştırılmadır. Konuyla ilgili müfettişler görevlendirilip geçmişte buna benzer olayların varlığı araştırılmalıdır. Yıllardır TSK içindeki birçok subayıirticasöylemi ile uzaklaştırdılar. Ancak böyle bir ihaneti yapan subay kurum içerisinde kalabiliyor. Halk artık bu çelişkiyi sorguluyor. Bu rezil durum kesinlikle açığa çıkarılmalı.
Terör sorununun sadece PKK ve Kürt halkı ekseninde olmadığını zaten biliyorduk. Hem bölgedeki dış politikanın gerekleri hem de içerideki bazı yapıların katkısı olmadan terör örgütünün bu kadar zamandır var olabileceğine ihtimal vermiyorum. Zamanında kurulan Çekiç Güç'ün terör bitirme hedefinin uzağında olduğunu, bilakis teröre destek olabilecek hamleler yaptıklarını görüyoruz. Bu yapılanma ne terörü çözebilir ne de Kuzey Irak'taki çıkarlarımızı koruyabilir. Bölgede görev yapmış bir subay olarak, bu tarz bir telefon konuşmasına çok şaşırmadım açıkçası. Bölgedeki istihbarat paylaşımındaki eksiklikler, profesyonel olunmadığını ya da samimi hareket edilmediğini gösteriyor. Bunların kanıtlanması ve sorumlulara yaptırım uygulanabilmesi önemli.
Skandal üstü skandal bir durum. Açıkça bir ihanet. Bu insanlar hâlâ TSK içerisinde görev yapıyorlar. Rahatça hareket edip bana bir şey yapamaz edasıyla orduda görevlerine devam ediyorlar. Genelkurmay derhal konuyla ilgili bir açıklama yapmalı. Olay gerçekse bu kişi derhal ordudan uzaklaştırılmalı. İnsanlar canlarını ortaya koyarak savaşıyorlar. Bu kişiler ise vatana millete ihanet ediyorlar. Bu durumun hiçbir izahı yok. Kim adı geçen kişileri koruyorsa o da bu hainlerin arkasında demektir. Derhal cezalandırılmaları gerekiyor.
ZAMAN