Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan'ın oğullarından Bayezid ile 3 torununun acı sonu, mezarlarının bulunduğu Sivas'ta ziyarete gelenlerin yüreğini burkuyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun en uzun süre tahtta kalan padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın oğullarından Şehzade Bayezid'in mezarı, Sivas Yukarı Tekke Mezarlığındaki Abdulvahabi Gazi Camisi'nde yer alıyor.
Tartışmalara yol açan 'Muhteşem Yüzyıl' adlı dizide aşkları konu edilen Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan'ın oğlu olan Bayezid'in kabri, oğulları Orhan, Osman ve Abdullah ile birlikte camideki Abdulvahabi Gazi Türbesinin yer aldığı alanda bulunuyor. Cam ile çevrili bir alan içindeki sandukaların yan kısmında bulunan levhada, 'Şehzadeler Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Bayezid ve oğulları Osman, Orhan, Abdullah burada metfundur. Şehit masumlara El Fatiha' yazıyor.
Abdulvahabi Gazi Hazretleri'nin türbesini ziyarete gelen vatandaşlar, caminin içinde türbeye giden yolda sağ tarafta 'şehzadeler' diye anılan Bayezid ve oğullarının mezarında da dua okuyor.
Bayezid ve oğullarının Sivas'ta gömülü olmalarının hikayesi Abdulvahabi Gazi Camisi Yaptırma ve Yaşatma Derneğince bastırılan broşürde de anlatılıyor.
Tarihi kaynaklarda, annesinin Hürrem Sultan olduğu belirtilen Bayezid'in kardeşlerinden Mahmud ve Abdullah'ın çok küçük yaşlarda öldüğü, diğer kardeşleri Mehmed ve Cihangir'in genç yaşta hastalanarak, Mustafa'nın ise askerler tarafından tahtın varisi olarak desteklendiği için Hürrem Sultan'ın entrikalarının da etkisiyle Kanuni tarafından boğdurularak öldüğü bilgisi yer alıyor.
Erkek kardeşlerinden sadece Selim'in sağ kaldığı ifade edilen Bayezid'in taht kavgası yaptığı ağabeyi Selim ve onun tarafını tutan babasıyla mücadele ettiği, daha sonra yaşanan çeşitli gelişmelerin ardından oğullarını alarak İran şahına sığındığı kaydediliyor. İran'da Şah Tahmasb tarafından büyük bir törenle karşılandığı ifade edilen Bayezid'in, onun aracılığıyla babasından affını dilediği, Kanuni'nin de bir ara onu affetmeyi düşünse de Selim'in ve Tahmasb'ın tutumları karşısında bundan vazgeçtiği, bu çekişmeden yararlanmak isteyen Tahmasb'ın bir bahaneyle Bayezid'i ve oğullarını hapse attırdığı belirtiliyor.
Bundan sonra Kanuni, Selim ve Tahmasb arasında Bayezid'in teslimi konusunda yazışma ve pazarlıklar başladığı, anlaşma sağlanınca Kazvin'e giden Osmanlı elçilerinin 25 Eylül 1561 tarihinde önce Bayezid'i, ardından da oğullarını boğarak öldürdükleri kaydediliyor. Bayezid ve oğullarının cenazelerinin Sivas'a getirilerek defnedildiği, Bayezid öldüğü zaman 36, en büyük oğlu Orhan'ın ise 16 yaşlarında olduğu bilgisi yer alıyor.
Bayezid'in ölümünden sonra İstanbul'a getirilen eşinin de bir kale içinde tutulduğu ve yanında bulunan 3 yaşındaki oğlunun da öldürüldüğü tarihi kaynaklarda aktarılıyor.
Karakter bakımından Kanuni'ye benzediği, melankolik, zeki, mütevazı ve cesur bir kişi olarak nitelendirildiği belirtilen Bayezid'in, 'Şahi' mahlasıyla yazdığı şiirler bulunuyor.
Veliahtlık meselesinde babasına isyan edince Kanuni Sultan Süleyman tarafından kovulan Bayezid, af dilemek için babasına şu nazmı yolluyor:
'Ey seraser âleme Sultan Süleyman'ım baba,
Tende Canım, Canımın içinde cananım baba,
Bayezîd'ine kıyar mısın benim canım baba
Bigünahım, Hak bilür, devletlü sultanım baba.
Enbiya ser-defteri yani ki Âdem hakkıçün,
Hem dahi Musî ile îsî-i Meryem hakkıçün,
Kainatın server-i ol Ruh-i âzam hakkıçün,
Bigünahım, Hak bilür, devletlü sultanım baba...
...Hak Taâlâ, kim cihanın şahı etmiştir seni
Öldürüp ben kulunu, güldürme şahım düşmeni
Gözlerim nuru oğullarımdan ayırma beni
Bigünahım, Hak bilür devletlü sultanım baba
Tutalım iki elim baştan başa kanda ola,
Bu meseldir, söylenir kim 'kul günah itse n'ola'
Bayezîd'in suçunu bağışla, kıyma bu kula,
Bigünahım, Hak bilür, devletlü sultanım baba.'
Kanuni Sultan Süleyman ise oğluna cevaben yazdığı mektubunda, şu dizelere yer veriyor:
'Ey demâdem mazhar-ı tuğyân-ı isyânım oğul
Takmıyan boynuna her giz tavk-ı fermânım oğul
Ben kıyar mıydım sana ey Bâyezîd Hânım oğul
Bî-günâhım deme bâri tevbe kıl cânım oğul'
Abdulvahabi Gazi Camisi imamı Mehdi Bostancı, Bayezid'in tarihi kaynaklarda geçen hikayesi hakkında bilgi vererek, 'Tabi ki günahıyla, hatasıyla, sevabıyla bu tarihe mal olmuş bir olaydır. Bize düşen taraf bunlardan ders almak ve geleceğe öyle bakmak' diye konuştu.
Bayezid ve Kanuni'nin şairane yönü olduğunu anlatan Bostancı, 'Bayezid babasına bir takım mektuplar yazıyor. Mektubunda şiir dilini kullanıyor. Babası da ona aynı şekilde şiir diliyle cevap veriyor' dedi.