Birleşmiş Milletler (BM) 73. Genel Kurulu görüşmelerine katılmak için New York’a giden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) tarafından düzenlenen etkinlikte, Türk ve Amerikalı Müslüman toplumuna hitap etti.
Türkiye’nin 4 bin kilometrekarelik bir alanı DEAŞ’lı ve PKK’lı teröristlerden temizleyerek Suriye halkının emniyet içinde yaşadığı güvenli bölgeler haline getirdiğini hatırlatan Erdoğan, gelecek dönemde benzer adımları Fırat’ın doğusunda da atacaklarını aktararak, şu mesajları verdi:
3,5 MİLYON MAZLUMA SAHİP ÇIKTIK
Ülkemiz Suriye krizi ve Filistin meselesi başta olmak üzere, ümmetin yüreğini dağlayan her konuda gerçekten samimi bir gayret içindedir. Ekonomik durumu çok daha ileri olan ülkelerin sığınmacıları kabul etmemek için birbirini yediği bir dönemde, Türkiye 3,5 milyonu aşkın Suriyeli mazluma sahip çıktı. Kapımıza sığınan hiçbir kardeşimizi eli kanlı katillere teslim etmedik, bırakmadık.
260 BİN SURİYELİ EVİNE DÖNDÜ
Türkiye’nin sınırlarının hemen yanında, bir dönem PYD-YPG’li teröristler ile DEAŞ’lı canilerin işgali altında bulunan 4 bin kilometrekarelik alanda huzuru sağladık. Şehitler vererek gerçekleştirdiğimiz operasyonlar sayesinde 260 binin üzerinde Suriyeli kardeşimizin vatanlarına dönmesini sağladık. Son İdlib krizinde olduğu gibi, tek bir sivilin dahi burnunun kanamaması için diplomatik alanda yoğun çabalar yürüttük. Bu gayretlerimizin meyvesini almaya da başladık.
GÜVENLİ BÖLGELERİ ARTIRACAĞIZ
Bir dönem teröristlerin ellerini kollarını sallayarak dolaştığı bölgelerde, bugün Suriyeli çocuklar hiçbir korku duymadan okullarına gidiyor. Afrin’de, El-Bab’da, Cerablus’ta gidiyor. İnşallah önümüzdeki dönemde Fırat’ın doğusunu da kapsayacak şekilde, Suriye’nin içindeki güvenli bölgeleri artırmaya devam edeceğiz. Ülkemize yönelik terör tehdidi son bulana, Suriye’nin geleceğine kasteden çetelerin kökü kazınana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
BM’nin reforme edilmesi şart
New York’ta yoğun bir programı bulunan Erdoğan, TÜRKEN Vakfı Geleneksel Gala Yemeği’nde de önemli açıklamalar yaptı.
İslam coğrafyasının kardeş kavgaları ve iç çatışmalarla gündeme gelmesi üzüntü verici olduğunu belirten Erdoğan, “Birbirine kenetlenmiş tuğlalar gibi olması gereken insanlar, emperyalistlerin kışkırtmalarıyla her gün bir birinin kanını döküyor. Biz böyle mi böyle hale mi düşmeliydik eğer biz müminsek, Müslümansak biz böyle olamayız” dedi. Yüzyıllar boyunca barışın sembolu olan Kudüs’ün mahzun bir şekilde ayakta kalma mücadelesi verdiğini kaydeden Erdoğan, “İsrail yönetiminin yol verdiği radikal Siyonistler, bu mukaddes şehrin tarihi dokusuna yönelik saldırılar düzenliyor. Müslümanların güçsüzlüğünden, aralarındaki vahdet eksikliğinden cesaret alan İsrail, ilk kıblemizin İslami karakterini silmeye çalışıyor” diyerek, BM’nin tüm bu gelişmeler seyirci kaldığını söyledi. İsrail’in BMGK’da önemli bir garantörü (Amerika) olduğunu belirten Erdoğan, “BMGK’dan kolay kolay aleyhinde karar çıkarmak mümkün değil. Zira bir ülkenin dudağının arasından hayır çıktı mı bitti iş. Onun için ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyorum. Onun için ‘artık BM’nin reforme edilmesi gerekiyor’ diyoruz. Her kıtanın, her inancın Her rengin temsil edildiği bir BMGK sadece belli bir grubun belli bir inancın değil hepsinin yer alabileceği bir BM. İnanıyorum ki dünyanın o beklenen barış adil kokulu havasının teneffüse imkan verir” diye konuştu.
Katliamları uzaktan seyrettiler
Erdoğan, “Uluslararası güvenliği temin ile mükellef BMGK gibi kurumlar Bosna’da, Kosova’da, Ruanda’da, Yemen’de, Filistin’de, Arakan’da olduğu gibi Suriye’de de sessizliğe gömülmüştür. Nerede bunlar? Bunların hiç bu saydığım yerlere gittiğini duydunuz mu? Hiç buralarda gezdiklerini, gördüklerini buralarda bir destek verdiklerini duydunuz mu?” diye sordu. “Srebrenitsa katliamına engel olamayan bu kurumlar, 20 yıl sonra Halep’teki sivil ölümlerini sadece uzaktan seyretmişlerdir. Şayet Türkiye’nin çabaları olmasaydı, İdlib’de de muhtemelen aynı felaket yaşanacaktı” diyen Erdoğan, “Soçi mutabakatı ile yeni bir süreci başlattık. Böylece İdlib’de ürkülen korkulan büyük bir katliamın önüne geçilmiş oldu” ifadesini kullandı. Başkan Erdoğan, “Bir taraftan kapımıza sığınan Suriyeli kardeşlerimize sahip çıkarken, diğer taraftan da savaşın son bulması için diplomatik kanalları devreye aldık. Ciddi görüş ayrılıklarımız olsa da Rusya ve İran ile Astana’da başlattığımız süreç, Suriyeli kardeşlerimizin sıkıntılarının bir nebze olsun hafiflemesine vesile oldu. En son İdlib krizinde yaşandığı gibi Suriyeli sivilleri Esed rejiminin insafına terk etmedik. Tüm imkanlarımızı kullanarak yeni katliamların önüne geçtik” dedi.
Guterres’le görüştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’le görüştü. 30 dakika süren görüşmede Türkiye ve Rusya’nın İdlib mutabakatı ve Suriye’deki son durum ele alındı. Guterres görüşmede İdlib mutabakatından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
ABD’nin FETÖ tavrı manidar
Erdoğan, PKK işgaline destek veren ABD’yi de eleştirerek, “Stratejik ortaklarımız maalesef farklı adımlar atıyor. 18 bin tır silah ve mühimmat maalesef PKK’ya gitti. 3 bin kargo uçağı buralara geldi” dedi. ABD’nin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’i Türkiye’ye iade etmekten imtina ettiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin FETÖ elebaşını iade etmemesinin soru işaretlerine neden olduğunu belirtti. FETÖ elebaşı Gülen’in ABD’de mahkemesinin olmadığını ifade eden Erdoğan, “400 dönümlük bir arazi de şu anda beyler gibi yaşıyor. Bizim aramızda suçluların iadesi yok mu? Var. Ülkemizde bu mahkum edilmiş. Dosyalar hepsi gönderildi. Niye vermiyorsunuz? Manidardır” dedi. Erdoğan, ayrıca FETÖ’nün ABD’de sözleşmeli okullardan 800-850 milyon dolar gelir elde ettiğine dikkat çekti.
Kudüs bizim kırmızı çizgimiz
ABD’nin Tel Aviv Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşımasını ve İsrail’in çıkardığı “Yahudi Devlet Yasası”nı eleştiren Erdoğan, “Amerikan ve İsrail yönetimlerinin kıblemiz, namusumuz, göz bebeğimiz Kudüs’ün hukuki statüsüne yönelik attığı illegal adımlara karşı da çok kapsamlı bir diplomatik mücadele yürüttük” dedi. Erdoğan, “Kudüs kırmızı çizgimizdir” diyerek başlattıkları mücadeleyi kardeş ve dost birçok ülkenin desteği ile belli bir aşamaya getirdiklerini aktardı. Erdoğan, “İlk kıblemiz Kudüs’ü işgalcilerin insafına terk etmemekte kararlıyız. Barış şehri, üç semavi dinin mukaddes şehri Kudüs’ü, İsrail’in ihtiraslarına kurban etmeyeceğiz. Kudüs’ün izzetini, Harem-i Şerif’in onurunu, bu aziz şehrin tarihi karakterini korumaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Malcolm X’in kızlarıyla görüştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin New York şehrinde Malcolm X’in kızları Qabilah ve Ilyasah’ı kabul etti. Erdoğan New York’taki temasları kapsamında eşi Emine Erdoğan’la birlikte, Amerikan siyasetçi ve insan hakları savunucusu Malcolm X’in kızları Qabilah ve Ilyasah’ı kabul etti.