GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, Ramazan Bayramı'nda sağlıksız ve kaçak imal edilen şeker ve çikolatalara karşı vatandaşı uyardı. Büyüközer, “Ramazan Bayramı'nda diğer dönemlere göre şeker, çikolata, pasta, tatlı ve kolonya satışlarının 10 kat artış göstermesi, sağlıksız ve ruhsatsız imal edilen ürünlerin toplumsal ölçekte vereceği zarara daha bir ciddiyetle dikkat çekmek gerektiğinin de bir göstergesidir" şeklinde konuştu.Merdivenaltı üretime dikkat!Marketlerde ve pazar yerlerinde satışa sunulan şekerlemeler, lokum ve çikolatalarda görülen anormal fiyat farklarının, tüketiciyi ister istemez şüpheye soktuğunu belirten Dr. Büyüközer: "Eğer bir şekerleme türü pazarda 1.5 TL'den 10 TL'ye kadar fiyatlandırılabiliyorsa, bir çikolata türü 5 TL'den 25 TL'ye kadar çok farklı fiyatlarla satışa sunulabiliyorsa, burada bir anormalliğin olduğunu düşünmeliyiz. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın personel yetersizliği sebebi ile ruhsatlı firmaları dahi sağlıklı denetleyemediği bir ortamda, “merdiven altı" tabir edilen kaçak yollarla üretilip piyasaya sürülmüş ürünler, tüketiciler için başlı başına endişe kaynağı oluşturmaktadır. Hem sağlıksız, hem de haram şüphesi altındaki katkı maddelerinin kontrolsüz ve denetimsiz olarak kullanıldığı bilinen bu ürünleri satın alırken çok dikkat etmemiz gerekmektedir. Ruhsatlı ve markalı ürünlerde dahi bu endişe varken, asla fiyatı ucuz diye kaçak üretilen ürünler satın alınmamalıdır." dedi."Denetimin olmadığı yerde sahtekarlık var"Dr. Büyüközer, “Uzmanlar, hijyenik olmayan şartlarda üretilen, kalitesiz ve bayat şeker ve çikolatanın sağlığı ciddi biçimde tehdit ettiği uyarısında bulunuyorlar. Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunun geçim sıkıntısı çektiği bir ortamda, kalitesiz şekerleme üretenlerin bu durumu suiistimal ettiği biliniyor. Hemen her köşede satışa sunulan marketlerdekinin yarı fiyatına, ama sağlıksız ve güvencesiz lokum, çikolata, şekerleme, pasta ve tatlı türleri, bayram geleneklerini yerine getirmek isteyen dar gelirli vatandaşı adeta tüketim tuzağına çekiyor. Vatandaşın en mutlu olacağı bu bayram günlerinin öncesinde sahte ve kalitesiz ürünlerin piyasayı doldurması, aslında ülkemiz için yüz kızartıcı bir durumdur. Denetim eksikliği nedeniyle hem kayıt dışı, hem de merdiven altı üretimin kesintisiz devam ettiği bu ortamda, buraları ne zabıta ekipleri, ne Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, ne de Sağlık Bakanlığı ekipleri sağlıklı ve yeterli bir şekilde denetleyebiliyor. Denetlemenin olmadığı yerlerde her türlü sahtekârlığın yapılabildiğini önceki yıllarda yaşadığımız acı tecrübelerden biliyoruz“ ifadelerini kullandı.Lokumun tazeliği nasıl anlaşılır?Vatandaşların seyyar tezgahlarda açıkta satılan şekerleme ürünlerinden kesinlikle uzak durmaları gerektiğini belirten Dr. Büyüközer: “Pazar paylarını sokak satıcılarına bırakmak istemeyen büyük marketlerin ürünlerine de dikkat etmeleri gerektiğini vurguluyoruz. Tüketici, gıda ürünlerinin son kullanma tarihini iyi kontrol etmelidir. Bu son kullanma tarihlerinin orijinal etiket baskısı mı, yoksa sonradan kaşe ile vs. basılmış sahte bir tarih mi olduğuna dikkat etmelidir. Rengi matlaşmış şekerlemelerin bayat olabileceğini asla akıldan çıkarmamalıdır. Lokum alacaklara ise şu ikazlarda bulunuyoruz: Kaliteli ve taze lokum, üzerine baskı uygulandığında yayılmaz ve baskı kalktığında eski halini alır. Elle iki kenarından çekildiğinde lastik gibi uzamaması ve ele yapışmaması, lokumların taze olduğunu gösterir. Aksi olursa, o lokumu asla tüketmeyiniz“ dedi.“Aşırı sıcağa maruz kalmış ve beyazlaşmış üründen kaçının"Aşırı sıcağa maruz kalmış ve beyazlaşmış üründen kaçınılması, sokakta ve açık ortamda satılan şekerlerden uzak durulması gerektiğini belirten Dr.Büyüközer şu uyarılarda bulundu:
Bilhassa, yılda 5 bin ton civarında ithal edilen jelatinin büyük çoğunluğunun domuzdan ve helal kesilmemiş sığır ve benzeri hayvanlardan üretilmiş olduğu düşünülürse, şüpheden uzak durmak için jelatinli ürünlerden kaçınılmalıdır. Bazı yetkililerin bayram öncesi açıklamalarında sığır jelatininin helal olduğunu iddia etmesine rağmen etiketinde E441 veya jelatin veya gelatin yazan ürünler için biz çok ihtiyatlı olunmasını ve uzak kalınmasını öneriyoruz. E120 Karmin (boya maddesi) ve E904 Şellak (parlatma ajanı ve şeker parlatıcı) ihtiva eden ürünler, hem bilhassa çocukların sağlığı için zararlı, hem de bir böcekten elde edilen katkı maddesi olduğu için dinen mahzurlu olduğu düşünülmelidir“ diye konuştu.Katkı maddeleri ölüm saçıyorBüyüközer konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “E471, E472, E473, E474, E475, E476, E477 Mono ve Digliserit ve tuzlarını içeren ürünlerde, bu katkı maddesinin hem hayvani yağlardan, hem de bitkisel yağlardan üretildiği dikkate alınmalıdır. Etikette bunun açıkça belirtilmiş olması gerekir. E950, E951, E952 ve E954 suni tatlandırıcılar Asesulfam-K, Aspartam, Siklamik Asit ve Sakkarinleri ifade eder. Bunlar, gıdalarda ve ilaç sanayiinde tatlandırıcı olarak kullanılırlar; fırınlanmış yiyecekler, dondurulmuş tatlılar, şekerlemeler, mandıra ürünleri, pastalar, farmasotik olarak ağız hijyeni ve son zamanlarda içeceklerde kullanılmaktadır. The Center for Science in the Public Interest (CSPI) yapay tatlandırıcılar Aspartam, Sakkarin ve Asesülfam-K en kötü 10 katkı maddesi listesine dahil etmiştir; bu üç tatlandırıcının da hayvanlarda kansere neden olduğu tespit edilmiştir. İnsanlarda kanser riskini arttırabilir. Ayrıca çocuklarda ve ceninlerde beyin hasarı oluşturabilmektedir. Şekerlemelerdeki renklendiriciler de önemli bir konu.Yasaklanan sentetik renklendirici maddeler kesinlikle toksik ve kanser yapıcı maddelerdir. İzin verilen sentetik renklendiriciler de çok masum değildir; zira bunların belirlenen sınırlarının üstüne çıkıldığı zaman alerjik reaksiyonlar, deri döküntüleri, astım ve hiperaktivite olayları meydana gelebilmektedir. Bilhassa baklava türü tatlılarda ilave olarak E920 L-Sistain, E921 Sistin kullanılması ihtimaline çok dikkat etmek zorunda olduğumuzu unutmamalıyız".