Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sonrası eve kapanan vatandaşlar için 'online psikolojik terapi' dönemi başladı. Eve kapandıkları ve için kaygıları artan insanlar çaresizce beklemekte. Doktoruna yüz yüze ulaşamayan danışanlar için son derece yararlı ve etkili olan online terapiye ilgili koronavirüs tedbirleri kapsamında bir hayli arttı. Terapistlerin internet üzerinden danışmanlık ve destek verdikleri bu sistem, kaygılarını kontrol edemeyen insanlar için sosyal izolasyon döneminde sarıldıkları bir umut oldu. Birçok belediye de evden çıkamayan vatandaşlarının kaygılarını gidermek için bünyesindeki psikologlarla online terapi vermeye başladı.
Sağlıklı kaygı mücadelede motivasyon sağlıyor
İnsanların sosyal izolasyon döneminde kaygılanmasının gayet normal olduğunu söyleyen Akgül, aşırı kaygının ise abartılı olduğuna dikkati çekerek şu ifadeleri kullandı: “Sağlıklı kaygı bizi tehlike ve risklere karşı, hastalıklara karşı teyakkuzda bırakır. Mücadelede motivasyonumuzu yükseltir ama sağlıksız kaygı iki şey yapar. Bir, var olan durumu inkar etmemizi sağlar. ‘Bana bir şey olmaz’ der. İki, aşırı kaygıya neden olur. El yıkama hastalığından tutun da kalabalığa girememe, kendisini odaya kilitleme, aile üyeleriyle görüşmeme gibi birçok durumu ortaya çıkartır.
Ücretsiz test ile takıntınızın ne durumda olduğunu öğrenin
Bunun üstesinden ancak yaşadıkları durumunun ne kadar normal ve anormal olduğunun farkına vararak gelirler. Bunun için sitemizde var. Testin sonucuna göre psikolojik destek alıp almamalarını görmüş olurlar” dedi.
Koronavirüs yardım taleplerini arttırdı
Yaklaşık dört senedir online terapiler veren Klinik Psikolog Enise Akgül ise koronavirüs ile gelişen süreç içerisinde danışanların takibini online devam ettirmekle beraber yeni hasta sayısında artış olduğunu söyledi.
Koronavirüs ile kaygı, korku, endişe duygusu ile baş etme noktasında yardım taleplerinde artış olduğunu belirten Akgül, “Temizlik ve hijyen uyarılarının tetiklediği obsesif kompulsif durumlar ve panik atak da başvuru nedenleri arasında yer alıyor. Evde eş ve çocuklarla aynı ortamda sürekli bulunmanın oluşturduğu stres ve depresif duygulanım, kaygı bozuklukları ve OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk), hasta şikayetlerinde başı çekiyor. Dünya ve ülke gündemini sürekli takip etmek bu olumsuz duygulanımları, çaresizlik duygusunu ve kurban duygulanımını beraberinde getiriyor. Şükür ki tedbirini alarak sakinliğini muhafaza eden büyük bir grup var. Evde üretken, faydalı ve kaliteli zaman geçirmek üzerine yapılan yayınları çok kıymetli buluyorum” şeklinde konuştu.
Dijital platform duygu geçişini bir parça engelliyor
Seansların genellikle 45- 50 dakika sürdüğüne dikkat çeken Akgül, “Bir danışan ile ilk kez online da karşılaştıysanız, bağ kurmak, güven ilişkisini oturtmak ve iş birliği sağlamak yüz yüze seansa oranla biraz daha uzun sürebiliyor. Çünkü dijital platform duygu geçişini bir parça engelliyor. Bu engelin dışında tabii ki rahatlama sağlanıyor. Bu terapiye devam etmekle de çok ilgili. Bir kere yapılan seansın faydası değişken olabilir” ifadelerini kullanarak ekledi:
Yetkin olmayan kişilere dikkat
Online terapilerle ilgili kar amaçlı pek çok yetkin olmayan kişiye dikkat edilmesi gerektiğini de vurgulayan Akgül, “Lütfen CV’sini okumadığınız bir uzmana gitmeyiniz. Bu günlerin geçiciliğine inanarak, tedbir ve takdir dengesinde, etrafimızda panikleyen değil sakin ve olumlayan insanlara daha çok kulak vererek bu süreci ruh sağlığımızı muhafaza ederek geçirebiliriz. Kâmil insanların 40 gün halveti zorunlu olarak önümüze çıktı, nasıl değerlendireceğimiz bize kalmış” dedi.