Türk otomotivi için kritik uyarı: 30 yıllık üstünlük kaybedilebilir

Mercedes Benz Türk AŞ Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün elektrikli araçlarla ilgili kritik bir uyarıda bulundu. İçten yanmalı araçlardan elektrikli araçlara geçiş döneminde Türkiye'nin bu yönde gerekli adımları hızlıca atması gerektiğine dikkat çeken Sülün, Türk otomotiv sektörünün 30 yılı aşkın süredir edindiği tecrübelerle oluşan bu üstünlüğünü kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Yeni Şafak
Foto: Arşiv

Dünyanın en büyük elektrikli araç kuruşunun Türkiye kolu olan AVERE Türkiye Elektro Mobilite derneğinin kuruluş toplantısı, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü ev sahipliğinde gerçekleşti.

Elektrikli araçlarla ilgili güncel durumun adeta röntgeninin çekildiği etkinlikte dile getirilen sorunlar ve çözüm önerilerinin, sektörde yakın bir gelecekte önemli değişimleri beraberinde getirmesi bekleniyor.

Hedef 140 bin, mevcut satış 657

Türkiye Elektro Mobilite Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, 2022 yılında Türkiye’de yollarda olacak 140 bin elektrikli araç hedef sayısına vurgu yaparak, 2018 yılı sonu itibariyle resmi satış rakamının 657 olduğunun altını çizdi.

2019 Ocak ve Şubat ayında Türkiye’de sadece 15 adet elektrikli aracın satıldığını ifade eden Kumbaroğlu, “Böyle giderse 140 bin hedefine ancak 100 yılda ulaşabiliriz. Büyükşehirlerin elektromobilite stratejik planlarının olması gerekli. Dernek olarak, özellikle bu seçim döneminde başkan adaylarının gündeminde elektrikli araçların olmasını beklerdik” dedi.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/03/13/01/52/resized_72a1a-69248437gurkankumbaroglu.jpg

“Türkiye, İtalya’yı geçti ancak risk var”

“Mobilitenin Yakın Geleceği” konulu panele katılan Mercedes Benz Türk AŞ Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün ve TEMSA CEO’su Hasan Yıldırım, Türkiye’de elektro mobilite konusunda daha önce hiç konuşulmayanları masaya yatırdı.

Yıllık bazda Türkiye’nin İtalya’dan bile daha çok otomobil ürettiğine ve Türk ekonomisinde halen çok önemli bir paya sahip olduğuna vurgu yapan Sülün, şunları söyledi:

“2018 yılına bakıldığında, Türkiye'nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 20'sini otomotiv endüstrisinin yapmış. Bu da 32 milyar dolar civarında. Önümüzde çok fırsatlar olduğu gibi, çok tehditler de var. Otomotiv endüstrisi çok hızlı bir şekilde evriliyor. Bugün Türkiye'de bizim yaklaşık 2 milyon adet imalat kapasitemiz var. Bu performansla İtalya’yı dahi geride bırakmışız. Bunlar ağırlıklı olarak dizel ve benzinli araçlar...

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/03/13/01/53/resized_f86e3-ed3eb052suersulun.jpg

10 yıl sonra baktığımızda, acaba Türkiye toplam ihracatının yüzde 20'sini otomotivden yapabilecek mi diye soru işareti var. Çünkü sanayi evriliyor, talep değişiyor. Burada tüm paydaşlara görev düşüyor. Türkiye'yi ve sanayimizi bu evrilmeye hazırlamamız lazım. Aksi takdirde dünya elektrikli araçları kullanmaya başladığında Türkiye olarak biz sadece dizel ve benzinli araçları üretir olabiliriz. Başta kamu olmak üzere bu dönüşümü yerine getiriyor olmamız lazım. Burada en önemli şey ise insan kaynağı.”

Türkiye’nin en büyük avantajı ‘çok hızlı ayak uydurması’

TEMSA CEO’su Hasan Yıldırım da, göreve gelmeden önce Avrupa’dan Orta doğuya ve Asya’ya kadar birçok ülkede yöneticilik yaptığını kaydederek, “Türkiye kadar pozitif ya da negatif önemli ekonomik değişikliklere böylesine hızlı adapte olabilen ülke görmedim. Bu Türkiye için büyük bir fırsat” dedi.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/03/13/01/54/resized_81161-4680b600hasanyildirim.jpg

Türkiye geç kalmış sayılmaz

AVERE Avrupa Genel Sekreteri Philippe Vangeel Avrupa’da otomotiv sektörünün elektro mobiliteye geçiş süreciyle ilgili Avrupa deneyimlerini paylaştı, Türkiye’nin henüz geç kalmadığını ifade etti.

Türkiye Elektro Mobilite Derneği Genel Sekreteri Haluk Sayar ise Türkiye’nin yeni teknolojilere geçiş sürecinde yasal mevzuatların hazırlanması ve teşvik mekanizmalarının oluşturulması konusunda ciddı sıkıntıları olduğunun altını çizdi. “Dünyadaki ilk 20 ekonominin ortalama 10 sene gerisinden geliyoruz” diyen Sayar, yaşanan sıkıntıları güneş enerjisi sektöründen örneklerle anlattı. Sayar, elektrikli araç konusunda bu denli gecikmenin Türk ekonomisine onarılamaz zararları beraberinde getireceğinin altını çizdi.

Sektördeki dönüşüm Nokia ve Iphone’u hatırlatıyor

Paneli yöneten Türkiye Mobilite Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Cem Avcı da elektrikli aracın dev bir Iphone’dan farksız olduğunu ifade ederek, “Nokia’dan Iphone’a geçiş sürecinde olduğu gibi içten yanmalı araçların yerini elektrikli araçlara bırakmasının doğru adımlarla çok hızlı bir şekilde gelişmesini görebiliriz” dedi.

Etkinliğe katılan tüm konuk ve panelistlerin ortak olarak dile getirdiği en önemli konu ise elektrikli araçların Türkiye’de bir an önce yaygınlaştırılmasını sağlayacak öncelikle teşvik mekanizmalarını içeren ancak bununla sınırla kalmayan teknik, hukuksal ve ekonomik yasal düzenleme, mevzuat ve regülasyonların bir an önce hayata geçirilmesinin Türk otomotiv sektörü için hayati bir öneme sahip olduğunun kuvvetle vurgulanması oldu.

EKONOMİ
İşe alım ekibinin yarısını işten çıkardı

EKONOMİ
6 Nisan'da uçacaklar dikkat: Yer kalmadı

EKONOMİ
İki aylık ihracatın yüzde 10'u 'sanayi kenti'nden