Kısmi seferberliğin tesirleri

Putin’in kısmi seferberlik ilanı ile birlikte Rusya’dan yurt dışına yakın tarihlerdeki bütün uçuş biletleri kısa sürede satıldı. Türkiye, Gürcistan ve Ermenistan uçuşlarında tek yön normal bilet fiyatları 1500 dolar gibi astronomik fiyatlara fırladı.

Arşiv

Doç. Dr. Cengiz Buyar / Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Öğretim Üyesi

Putin’in kısmi seferberlik ilanı ile birlikte Rusya’dan yurt dışına yakın tarihlerdeki bütün uçuş biletleri kısa sürede satıldı. Türkiye, Gürcistan ve Ermenistan uçuşlarında tek yön normal bilet fiyatları 1500 dolar gibi astronomik fiyatlara fırladı. Başta Kazakistan, Finlandiya, Gürcistan, Ermenistan olmak üzere Moğolistan sınır kapılarında kilometrelerce araç ve insan kuyrukları oluştu.

Araştırmalara bakıldığında Rus halkının önemli bir kısmının bu savaşın gerekçelerine inanmadığı anlaşılıyor. Bu “özel askerî operasyonun” bağımsız bir ülke olan Ukrayna’nın topraklarına bir saldırı olduğunu kabul ediyor ve bu savaşın bir parçası olmak istemiyor. Kısmi seferberlikle birlikte iki gün içerisinde savaşın içinde kendisini bulma gerçeği ile karşı karşıya kalan erkekler ve her an çıkabilecek yeni kanunlarla hayatlarına önemli kısıtlamaların gelebileceğine inananlar, artık modern dünyadan kopulduğunu ve ülkelerinde parlak bir geleceğin var olamayacağını düşünenler, Rusya’dan bir an önce ayrılmak istiyor. Aslında ülkeden kaçış Rus devletçilik anlayışı, Rus halkının ülkesine ve devletine bağlılığı noktasında bir travmanın da başlangıcı.

SAVAŞ VE PROPOGANDA

Savaş esnasında çıkarılan kanunlardan dolayı Rus halkının savaşla ilgili değerlendirmelerde bulunamadığı, fikirlerini beyan etmekten çekindiği görülüyor. Şu an Rusya’da, Rusya-Ukrayna Savaşı demek suç teşkil ediyor, herkes “özel askeri operasyon” ifadesi kullanmak zorunda. Aksi taktirde hapis cezası hemen uygulanıyor.

12-22 Eylül 2022 tarihlerinde yapılan anketlerde halkın Putin’e olan güveninin yüzde 80,3 olduğu görülüyor, kısmi seferberlik ilanının nasıl bir etki oluşturduğunu şimdilik bilmiyoruz. Rus televizyon kanallarında büyük Rusya ve gücü, haklılığı, savaşın gerekliliği ve savaşta gösterilen büyük başarılar hakkında ciddi bir propaganda var. Putin’e verilen destek de bu propagandanın başarısının göstergesi. Sovyet sonrası kurulan ülkelerin bir kısmında da hâlâ en çok Rus kanalları izleniyor. Dolayısıyla bu ülkelerde de Rusya propagandasının etkisi ve kitle iletişim araçlarının günümüzdeki tesiri açık bir şekilde görülebiliyor. Kısmi seferberlikle birlikte bu zamana kadar hiç görülmemiş sayıda insan ülkeden çıksa da genel nüfusa oranla bunun çok etkili bir tepki olarak Rusya’da ses getirmesi olası değil.

PUTİN’İN NÜKLEER TEHDİDİ CİDDİYE ALINIYOR

Putin’in “Ülkemizin toprak bütünlüğü tehdit edilirse elimizdeki tüm imkanları kullanırız. Bu bir blöf değildir” ifadeleri bütün dünyayı endişelendirdi. Bilhassa Batı’daki siyasetçilerin bunun tamamen ciddi bir tehdit olduğuyla ilgili açıklamaları aslında Putin’in açıklamalarının artık tam anlamıyla ciddiye alındığının ve Rus devlet dilinin anlaşıldığının da bir göstergesi, ancak ne kadar ve nasıl anlaşıldığı tartışmalı.

Herkesin “hard power” teriminin demode olduğunu düşündüğü ve “soft power” terimiyle açıklamalar yaptığı süreçte sert, katı, güvenlikçi askerî gelenekten gelen Rus yöneticilerin kararlarıyla Rusya’nın Abhazya daha sonra Osetya ve ardından Kırım ve son olarak Ukrayna’ya saldırmasıyla birlikte “hard power” ve “konvansiyonel silah” terimleri yeniden günlük uluslararası ilişkiler literatürüne dönüş yaptı.

Bu savaş, savunma çalışmaları ve askeri teknolojinin önemini tekrar ön plana çıkardı. Evet, bütün bu sürece bakıldığında Putin’in savaşın ta başından beri dile getirdiği nükleer silah da dahil olmak üzere bütün imkanları kullanabileceğine dair sözleri artık çok daha gerçek. Putin o zamanlar açık bir şekilde Rusya’nın olmadığı bir dünyanın var olmasının bir anlamı olmayacağını da ifade etmişti. Putin bu kozu devamlı şekilde kullanmaktan hiç çekinmiyor. Ukrayna cephesindeki geri çekilmeler, Rus ordusunun kabiliyetleriyle ilgili gerçeklerin anlaşılması Rus yöneticileri daha da endişelendirmiş durumda. Batı’nın Rusya’nın küresel sistemdeki varlık alanını iyice daraltması ile bu bir blöf değildir ifadesi arasındaki denklemin sonucu herkesi endişelendiriyor.

ORDU VE ASKERİ SANAYİ KENDİNİ YENİLEYEMEDİ

Kısmî seferberlik ilanında belli kategorilerdeki insanlara hizmet çağrısı yapılacağının ilan edilmesine rağmen bu kategorilerde yer almayan insanlara da seferberlik çağrı belgeleri verilmeye başlandı. Askerlik şubelerine gelenler hızlı bir şekilde cephe bölgesine gönderiliyor. Silah altına alınan birçok insan hiçbir askerî tecrübesinin olmadığını ifade ediyor. Şimdi herkes 200 bin civarında profesyonel askerin başarılı olamadığı cephede, askeri tecrübesi olmayan insanlarla nasıl bir başarı sağlanabilir? sorusunu soruyor. Rusya ilave 300 bin kişi ile kış bastırana kadar Herson’a kadar ele geçirdiği mevcut toprakları elde tutmayı hedefliyor. Herson bölgesini hakimiyetine almakla Azov Denizi’ni kontrolü altına aldı ve Kırım ile karayolu bağlantısını kurdu. Yapılan referandumla birlikte bunu kendince legalleştirme yoluna gidiyor.

Ukrayna harekâtı ve kısmi seferberlik ilanı ile birlikte Rus ordusunun planlama kabiliyetlerinin çok zayıfladığı ve insan kaynaklarını verimli kullanamadığı ortaya çıktı. Artık Kızıl Meydan’daki askerî gövde gösterilerinin gösteriden ibaret olduğu, Sovyet döneminin kudretli Kızıl ordusunun ne tekniğinin, teknolojisinin ne de ruhunun kaldığı konuşuluyor. Bununla birlikte Rus ordusunun elindeki silahların Sovyet dönemi teknolojilerinden çok da fazla ileri gidemediği modern teknolojik askerî sanayi ürünlerine karşı koyabilecek silah teknolojilerinin çok geride kaldığı ortaya çıktı. Rusya’da askeri sektördeki devasa boyutlardaki yolsuzlukların buna yol açtığı iddia ediliyor.