New York Times’ın hazırladığı ; 16 yaşındaki Brezilyalı Matheus Dominguez’in Youtube ile bütün ilişkisi çaldığı gitarı daha iyi kullanabilmek için izlediği bilgi videolarından ibaretti.
Önerilenlerin ilki o zamanlar henüz marjinal bir grubun lideri olan Jair Bolsonaro adında bir milletvekiliydi. Gitar videoları izlemek için siteyi kullanan 16 yaşındaki Dominguez’in merkezde olan görüşleri izlediklerinin etkisiyle giderek radikalize olurken Bolsonaro da geçtiğimiz yıl Brezilya’da çalışan bütün anket firmalarını yanıltarak başkan oldu. Anket sonuçlarında oy oranı ortalama %14-22 arası gösterilen Bolsonaro seçimlerin ilk turunda %46 oy alırken 2. turunda ise %55 oy aldı. Diğer bir deyişle anket şirketlerinin 12 milyon oy alıp ilk turda eleneceğini düşündüğü Bolsonaro 49 milyon oy alıp ikinci tura bir numaralı favori olarak çıkmıştı.
Aynı sonucu Brexit sonuçlarında da görmüştük: yapılan 168 anketin 113 tanesi ayrılığı öngöremimişti. Trump’ın kazandığı 2016 seçimleriden önce ise; ABD’de bulunan saygın anket analizi sitesi FiveThirtyEight, Trump'ın seçimi kazanma ihtimalini %29 . Aynı ankete göre Hilary Clinton’ın kazanma şansı %71 idi. Trump’a verilen bu oran; taş, kağıt, makas oyununda kazanma ihtimaliniz ile aynı. Üstelik FiveThirtyEight’in Trump’ın kazanmasına yönelik verdiği bu oran, ABD seçimlerine tahmin yapan diğer anket şirketlerine göre bir hayli cömertti.
Anket şirketlerinin Bolsonaro meselesinde öngöremediği 27 milyon insan gökten zenbille mi inmişti yoksa bu insanlar, sistemin parçası olmayan daha önce yönlendirilmedikleri yeni bir kaynak tarafından manipüle mi edilmişti? Trump’ın 20 yıldır Cumhuriyetçi Parti’nin alamadığı eyaletleri kazanıp başkan olmasını anket şirketlerinin görememesinin sebebi bu kitlenin mobilize bir hareket olmaktan ziyade platform tarafından ideolojik olarak dönüştürülmesi miydi? Anketler aslında yanılmıyordu. Sadece öngöremedikleri bir kitle etrafında şu anki başkanın popülaritesi artmıştı. Brezilya’nın politik sistemi, diğer örneklerde olduğu gibi YouTube’ ile dönüşmüştü.
Portal’ın oluşturduğu algoritma insanları ilgilenmedikleri konulara doğru iterken, bu içerikler genelde ırkçılık, İslamofobi ve göçmen karşıtlığı içeriyor.
Yarının dünyasında mutlak gücün sahibi bir video paylaşım sitesi
The Daily Beast’ın hazırladığı ; bir lise öğrencisi olan Matt, kişisel olarak Youtube’ın kendisi için belirlediği filtre balonuna hapsolmuştu. Trump’ın ırkçı bir tonla oluşturduğu seçim stratejisinin yılmaz savunucusu haline gelişini, Meksika sınırına duvar yapılmasının neden çok gerekli olduğuna inanır konuma geldiğini anlatırken şu örneği vermiti:
Örneğin, Bill Maher ve Ben Affleck'in İslam'ı tartıştığı bir videoyu izlemesinden sonra youtube ona ırkçılık karşıtı Affleck’in görüşlerine yakın içerikler sunmak yerine İslamofobiye teşvik eden Maher’den daha sert ve ırkçı isimleri barındıran videoları sunuyordu. Portal ona Infowars çalışanı ve komplo teorisyeni Paul Joseph Watson tarafından İslam hakkında nefret söylemi içeren bir video ile süreci başlatmıştı. Bu video serisi algoritma tarafından daha sert ırkçı söylemler barındıran içeriklerle devam ettikçe Matt giderek kendini Neo-Nazi fikirlere yakın bulmaya başladı.
“Watson’ın kanalına girdiğinizde karşınıza çıkan içerikler; göçmen karşıtlığı ve İslamofobi üzerine. Bu da insanları etnik-milliyetçi politikalara daha sempatik olmaya yönlendiyor" dedi Matt. Bu tarz radikal içerikler izleyen insanların oluşturduğu gruplar cemaat halinde örgütlenirken birbirleriyle daha sıkı bağlar kurmaya başlıyor. Bu da o çemberden çıkmayı zorlaştırıyor.“
Brezilya’dan bambaşka bir ülkede bambaşka bir kültürde büyüyen Matt’in hikayesinin sonucu da Rodriguez ile aynı. O da ilk olarak ‘Call of duty’ videoları izleyerek başladığı serüveninde YouTube'un göçmen karşıtlığı ve İslamofobi gibi görüşlere sahip olmasında etkisi olduğuna inanıyor. Matt’in bu konuda fikri: ‘Youtube’un kesinlikle siyasi görüşümün şekillenmesinde bir rol oynadığını düşünüyorum, çünkü aldığım önerilerin dozajı giderek artarken beni daha fazla radikal görüşleri keşfetmeye itiyordu.
Bu yıl Youtube ilk kez reklam gelirlerini açıkladı. 15.5 milyar dolarlık gelir Türk lirası ile yaklaşık 100 milyar tl’ye tekabül ediyor. Üstelik bu rakama Youtube Music ve Youtube Premium gibi ücretlendirme üzerinden işleyen yapılar dahil değil. Karşımızda giderek büyüyen bir tekel var ve bu günler henüz bu imparatorluğun emekleme aşamaları. Şu an dahi dünyanın farklı kıtalarından milyonlarca genci istediği kalıba sokabilen bu şirket; yarın ideolojik savaşlar için belli ideolojilere vekalet vermeden kendi ideolojisini dayatabileceği güce sahip olacak.