alimuratg@yahoo.com
HIRSIZLAR ŞEHRİ / The Town
Yapım Yılı ve Ülkesi: 2010, ABD yapımı
Türü ve Süresi: Suç draması / 125 dakika
Yapım Bütçesi: 37 milyon dolar
Gösterim Formatı: 35 mm standart sinema filmi
Perdedeki Resim Oranı: 2.35:1 / Anamorfik-geniş perde (Sinemaskop)
Yönetmen: Ben Affleck
Senaristler: (Amerikalı yazar Chuck Hogan'ın “Hırsızlar Prensi” adlı romanından uyarlamayla) Peter Craig, Ben Affleck, Aaron Stockard
Görüntü Yönetmeni: Robert Elswit
Özgün Müzik Bestecisi: Stephen Trask
Kurgucu: Dylan Tichenor
Yapım Tasarımcısı: Sharon Seymour
Sanat Yönetmeni: Peter Borck
Set Dekoratörü: Maggie Martin
Kostüm Tasarımcısı: Susan Matheson
Saç Tasarımcısı: Kelvin R. Trahan
Makyaj Tasarımcısı: John E. Jackson
Oyuncular: Ben Affleck (Doug MacRay), Rebecca Hall (Banka müdiresi Claire Keesey), Jeremy Renner (James Caughlin), Jon Hamm (FBI özel ajanı Adam Frawley), Blake Lively (Krista Caughlin), Pete Postlethwaite (Fergus Colm), Chris Cooper (Stephen MacRay), Owen Burke (Desmond Elden), Titus Welliver (Dino Ciampa)
İthalatçı Şirket: Warner Bros.
Dağıtıcı Şirket: Warner Bros.
İçerik Uyarıları: Bir suç dünyası filmi olarak, doğasına uygun biçimde pek çok bölümünde kanlı-kansız şiddet, argo diyaloglar, içki-sigara kullanımı; yanısıra da üç ayrı bölümünde cinsellik/çıplaklık sergilediğinden dolayı, 18 yaşından küçük izleyicilere ve bu tür bir içeriğe karşı duyarlı olanlara önerilmez.
Ailece izlenebilir mi? / HAYIR
Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:
Yeni Şafak-Sinema Puanı: * * 1/2
* * *
* * *
Beyazperdede ilk kez 1982 yapımı “Caddenin Karanlık Sonu” (The Dark End of the Street) adlı düşük bütçeli bir filmde çocuk oyuncu olarak boy gösteren 1972-California doğumlu Ben(jamin Geza) Affleck'in yıldızı, özellikle 1990'lardaki “Can Dostum” (Good Will Hunting, 1997) ve “Armageddon Operasyonu” (Armageddon, 1998) gibi filmlerden sonra gitgide parlamaya başladı. Bebek yüzüyle dünya çapında hatırı sayılır bir hayran kitlesi edinen genç aktör, 2000'lerdeki “Pearl Harbor Baskını” (Pearl Harbor, 2001) ve “En Büyük Korku” (The Sum of All Fears, 2002) gibi üstün yapımlardan sonra da Hollywood'da aldı başını gitti.
Affleck, üç yıl önce piyasaya çıkan ve hem izleyiciden hem de eleştirmenlerden bolca övgü alan bu polisiye dramasından hemen sonra hızını alamayıp, ticarî amacı olmayan “Bana Barınacak Bir Yer Ver” (Gimme Shelter) adlı bir de toplumsal bilinçlendirme filmi çekti ki Kongo'daki Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği'ne ait mülteci kamplarında gerçekleştirdiği bu etkileyici kısa film ona sektörel çevrelerde parayla ölçülemeyecek düzeyde bir itibar kazandırdı.
Genel gidişâtından polisiye entrikalara özel bir ilgi duyduğu ve yönetmenliğini de daha ziyade bu yolda geliştireceği anlaşılan sanatçı, önceki çalışmalarıyla kıyaslanmayacak düzeyde bir bütçeye sahip ikinci uzun metrajı “Hırsızlar Şehri”yle bugünlerde bir kez daha görücüye çıkmış bulunuyor.
Ancak, Chuck Hogan'ın çok satan bir romanından kendisinin de ekibe katılımıyla ortaklaşa yazılan senaryonun, günümüzde artık her biri klasik mertebesine erişmiş olan benzer türden suç filmlerindeki incelikli karakter analizlerini içerdiğini söylemek ise biraz zor… Film, Michael Mann'in 1995 tarihli “Büyük Hesaplaşma”sı (Heat) tarzında destansı çatışma sahnelerine imza atmanın derdine düşerken, adına “inandırıcılık” denilen, karakterlerle empati kurmamızı sağlayan bir başka cepheyi ise büyük ölçüde ıskalıyor ve ortaya iyi çekilmiş, iyi kurgulanmış, ancak neredeyse hiç bir kahramanının gerçek hayatta karşılıkları olabileceğini kabullenemediğimiz, fazlasıyla soğuk bir sinemasal gösteri çıkıyor. Bu da yalnızca Affleck'e özgü bir durum değil, sinemada yönetmenlik dediğimiz o “karmaşık dengeleri başarıyla kurma” mesleğine ilk adımlarını atan bütün sanatçıların erken dönem yapıtlarında karşılaştıkları çok temel bir zaaf…
Öte yandan, polisiye türüne sevdalı bir sinemasever olarak net olarak söyleyeyim ki bu adamın sinemasından ciddi ciddi umudum var benim… Hattâ, yönetmenlik koltuğunda, ta en başından beri ısınamadığım aktörlüğünden bile çok daha verimli olabileceğine inanıyorum. Çiçeği burnunda yönetmen Affleck'in ihtiyacı olan tek şey zaman; o avans kendisine tanındığında da görülebilir bir gelecekte özellikle suç dramalarında yaman işler ortaya koyacağının ipuçlarını daha şimdiden veriyor.
Bu bakış açısından hareketle, usta bir polisiye sineması yönetmeninin doğuşuna tanıklık etmek adına gidilebilir. Tabiî, böylesine yoğun bir şiddet karşısında çoluk çocuğu perdeden uzak tutmak kaydıyla!