Şaibe kesin peşini bırakmayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul seçimlerinde örgütlü organizasyon olduğunu vurgulayıp YSK’daki süreci sonuna kadar takip edeceklerini söyledi. Erdoğan, “Sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Zira milletimiz diyor ki: ‘Bu İstanbul benim içime sinmedi, burada şaibe olduğu kesin ve bu şaibenin giderilmesi şart” ifadelerini kullandı.

Fazlı Şahan
Recep Tayyip Erdoğan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam Eliz Hotel’de düzenlenen AK Parti 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılışında konuştu. 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde kazananın AK Parti olduğunu, çünkü yüzde 44,4’lük oy oranına ulaştıklarını hatırlatan Erdoğan, “Bu sonuç, AK Parti olarak girdiğimiz mahalli idareler seçimlerinde elde ettiğimiz en yüksek ikinci oy oranıdır. Cumhur İttifakı olarak da toplamda yüzde 51,7 gibi hem 16 Nisan Halk Oylaması hem de 24 Nisan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle uyumlu bir sonuç elde ettik. Karşımızdaki dörtlü ittifakın toplamı ise yüzde 44,5’da kaldı” dedi. Türkiye’de toplam 1389 belediyenin 758’ini AK Parti’nin aldığını, belediye sayısına göre bu oranın yüzde 54,2 olduğunu ifade eden Erdoğan, İstanbul ve Ankara’da da kaybetmediklerini vurgulayıp şöyle konuştu:

KAYBETMEDİK, KAZANDIK

“İstanbul ve Ankara’da kaybetmedik, tam tersine seçimi kazandık. ‘Sayın Genel Başkan ne diyor’ diyenleriniz çıkabilir. Çünkü bu süreç içinde bunları yaşadım. Arkadaşlar her şeyden önce kazanmak nedir, kaybetmek nedir bunun üzerinde ayrıca bir durmak gerekir. İstanbul’da 39 ilçenin 24’ünde AK Parti, birinde ittifak ortağımız MHP, 25 ilçeyi Cumhur İttifakı olarak almış bulunuyoruz. Kalan 14 ilçede de muhalefet ipi göğüslemiştir, 25’e 14. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki toplam 312 üyeden 176’sı AK Parti’ye, 4’ü MHP’ye, 132’si ise diğer partilere mensuptur. Ankara’da da durum farklı değildir. Başkentimizdeki 25 ilçe belediyesinden 19’unu AK Parti, 3’ünü MHP aldı, 22. Ne kaldı onlara? 3 tane. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki 147 üyeden 88’i AK Parti’ye, 19’u MHP’ye, 40’ı diğer partilere mensuptur.”

SONUNA KADAR TAKİPTEYİZ

“Yaptığımız itirazlar YSK tarafından değerlendirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleriyle ilgili süreci sonuna kadar takip ediyoruz, takip edeceğiz. CHP’nin, Seçim Kanunu’muzda yeri olan itiraz yollarını kullandığımız için bizi hedef alması, pervasızca bize saldırması tam anlamıyla trajikomik bir durumdur. İstanbul’da verdiğimiz mücadele sayesinde 15 bine yakın oyu gasbedilmekten kurtarmamız dahi itirazlarımızın ne kadar haklı olduğunu göstermiştir. Düşünün 30 bin fark diyorlardı, bu düşe düşe 13 bin küsüre kadar düştü. Daha da düşecek. Burada çok ciddi bir örgütlü organizasyon sözkonusu. Elimizdeki belgeler bunu gösteriyor. Kamu yöneticiliği, bu vasfı taşıyanların memur sıfatıyla orada olması gerekirken, kamu yöneticisi olmadığı halde birçok bankalardaki adeta işçi statüsünde diyebileceğimiz kişilerin sandıklara memur gibi sokuşturulması yenilir yutulur, bugüne kadar uygulanmış bir şey değildir. İş Bankası, Şekerbank, Garanti Bankası, FİBA gibi bu bankaların yüzlerce, binlerce mensubu buralarda memur statüsüyle görev almıştır.”

MÜCADELEDE KARARLIYIZ

“Partimize verilen oyların takibini elbette yapacağız. ‘Şeriatın kestiği parmak acımaz’ diyerek, içimize sinse de sinmese de Yüksek Seçim Kurulu’nun verdiği karara uyacağız. Ancak şimdi şöyle bir şey konuşuluyor; ‘AK Parti aslında umudunu kesti’. Arkadaşlar, buradan şunu çok açık net söylüyorum; son ana kadar biz hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu bir normal yargı mücadelesi olmaktan aslında seçim hukukuna yönelik bir mücadeledir. Bunu da sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Zira öyle bir şey burada var ki milletimiz diyor ki; ‘Bu İstanbul benim içime sinmedi, burada bir şaibe olduğu kesin ve bu şaibenin giderilmesi şart ki rahatlayalım.’ Biz, ‘Artık bu iş bitti, kaybettik’ noktasında değiliz. Hakkımızı, elimizdeki tüm hukuki verilere dayalı olarak arayacağız.”

Bu adamlar neredeydi

Dışarıyla bir mücadele verirken, içeride kendilerine yanlış yapanların bulunduğunu belirten Erdoğan, AK Parti içerisindeki bazı kesimlere şu mesajı verdi: “Maalesef içimizde belli seviyelere gelen, belli noktalara gelenlerin yaptığı çalışmalar yenilir yutulur cinsten değil. Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler bütün seçim kampanyası boyunca, bu adamlar neredeler? Bunlar nereye gittiler? Şunu açık, net ifade ediyorum, bilesiniz ki bu teşkilat sadece Ankara’da kabuğuna çekilmiş olan bir teşkilat değildir. Hangi ilde, hangi ilçede neler oluyor bunların hepsi bize geliyor. Nerede neler döndüğünü bunların hepsini de biliyoruz. Gün ola harman ola. Zamanı geldiğinde tabii ki bizler bu teşkilatın geleceği için de bunların hesabını sormasını biliriz. Bunları biz sırtımızda taşıyacak değiliz. Çünkü biz bunu bir hareket olarak görmüyoruz. Bu parti bir davadır. Dolayısıyla bu davaya gönül verenler bu davanın evet sır küpü içerisinde kendilerini sıkı tutmaları gerekir. Eğer tutmazsa o zaman kusura bakmasınlar. Biz bu yola böyle çıktık, böyle yürüyeceğiz.”

Fırsatçılara meydan yok

Kefenle çıktıkları yolculukta Hakk’ın rızasından daha büyük bir şeref, milletin sevgisinden daha büyük bir sevda tanımadıklarını ifade eden Erdoğan, “Bunun için sırtını terör örgülerine dayayanlar bizi anlayamaz. Esen rüzgara göre yön değiştirenler sırça köşklerinde yüksek siyasetçilik oynayanlar bizim verdiğimiz kavganın sırrına eremez” dedi. ‘Zihnini dış güçlerin emrine vermemiş herkesi Türkiye ortak paydasında buluşmaya’ davet eden Erdoğan şu mesajı verdi: “Zehirli oklarını partimize saplamak için mevzilenmiş fırsatçılara bu meydanı bırakmayacağız. Bu ülkedeki tek kutuplaşma, Türkiye ortak paydasında buluşanlar ile terör örgütlerinin safında yer alanların kutuplaşmasıdır. Seçim ile icraat döneminin dinamikleri farklıdır. İcraat döneminde tüm enerji ve vakit ülkenin meselelerinin çözümüne, millete hizmet yoluna hasredilir”

Metruk bina bırakmayın

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün Kızılcahamam kampında belediye başkanları ile basına kapalı toplantıda bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı toplantıda başkanlara önemli uyarılarda bulunan Soylu, uyuşturucu kullanımının en çok ev, metruk bina ve parklarda yoğunlaştığını söyledi. Soylu, “Belediye Başkanlarından bu hususlarda dikkatli olmalarını istiyoruz. Metruk binalara yoğunlaşın. Metruk bina bırakmayın, boşsa yıkın. Bu sizin sorumluluğunuzda. Bu konu ile özellikle ilgilenmenizi istiyoruz” diye konuştu.

Eğer soykırım yapmış olsaydık...

Erdoğan, Türkiye’yi uluslararası alanda sıkıştırmak için kullanılan araçlardan birinin de ‘Ermeni meselesi’ olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: “Bir asır önce bu topraklarda yaşananların bir mağduru varsa o da bizim milletimizdir. Balkan Savaşları sırasında 2 milyon kardeşimizi maalesef kurban verdik. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Rus ve Ermeni işgalleri sırasında yine bir bu kadar daha sivil vatandaşımız katledildi. Dikkat ediniz, Çanakkale, Sarıkamış, Galiçya, Filistin, İstiklal Harbimiz, terörle mücadele dönemi gibi çok ciddi askeri kayıplar verdiğimiz yerleri saymıyorum. Burada sözünü ettiğimiz kayıplar, tamamen sivil kayıplardır. Ermeni tehciri bir asır önce işte bu büyük acıların önünü kesmek için başvurulan bir yöntemdir, yani bir hicrettir. Şayet Ermenilere karşı iddia edildiği gibi bir yola başvurmuş olsaydık bugün Avrupa’dan Amerika’ya, Kuzey Afrika’dan Kafkasya’ya kadar geniş bir alanda yaşayan milyonlarca Ermeni’den söz edilemezdi. Tehcir dönemin zor şartlarında bir keyfiyet değil, bir mecburiyet olarak uygulandığı için elbette ciddi sıkıntılar ve acılar yaşanmıştır. Ermeni tehciri ne bir soykırımdır ne de büyük felakettir. Bu, sadece bir asır öncesinin çok sıkıntılı şartlarında yaşanmış acı bir olaydan ibarettir.”

İstismar için gitti

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/04/28/02/31/resized_470e7-189728b5kemal.jpg

GÜNDEM
Erdoğan: Siyasi istismar için oraya gidiyorsun, şehit için değil