"Dinimizde sorumluluklar kulun gücüne göre belirlenmiş, gücü aşan durumlar için kolaylaştırma esası getirilmiştir. Hastalık da bu kolaylaştırma sebepleri arasında yer almaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.), “Namazı ayakta kıl, güç yetiremezsen oturarak kıl, buna da güç yetiremezsen yan üzere yaslanarak kıl.” (Buhârî, Taksîru’s-salât, 19) buyurmuşlardır.
Peki "İma ile ? Gözle ima ederek namaz kılınabilir mi?" İşte Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığının yanıtı:
İma ile namaz nasıl kılınır?
Gözle ima ederek namaz kılınabilir mi?
Hanefîlere göre îmâ mutlaka baş ile yapılmalıdır. Başı ile îmâ etmeye gücü yetmeyen kimse namazını kazaya bırakır; gözleri, kaşları veya kalbiyle îmâ ederek namaz kılamaz (Merğînânî, el-Hidâye, II, 83-85; Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 260).
Hanefîlerden Züfer’e ve Şafii mezhebine göre ise başıyla îma etmeye gücü yetmeyen kimse gözüyle îma ederek namazlarını kılar. Gözle de îmaya gücü yetmezse kalbiyle namazlarını kılar. Yani kalben kendisini namazda hayal eder ve okuması gereken duaları okur. Daha sonra bu şekilde kıldığı namazları kaza etmesi de gerekmez. Ancak daha sonra ayakta kılabilecek şekilde sağlığına kavuşursa kalp ve göz ile kıldığı namazları iade etmesi müstehap olur (Serahsî, el-Mebsût, I, 217; Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 260; Remlî, Nihayetu’l-Muhtaç, I, 468-470).
Ancak göz veya kalp ile îmaya gücü yeten kimse, Allah ile irtibatını koparmamak için namaz kılmak isterse bu son görüşle amel edebilir."