Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Araştırmaları ve Uygulama Merkezi’nin açılışı önceki akşam İstanbul Tanpınar Müze Kütüphanesi’nde gerçekleşti. Çok sayıda davetlinin katıldığı törenin açılış konuşmasını Orhan Pamuk yaptı. Pamuk, 1970’li yıllarda okuduğu Tanpınar’ın kendi romancılığında belirleyici olduğunu dile getirdi.
A.H. Tanpınar Edebiyat Araştırmaları ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Handan İnci ise projelerinden bahsederken önemli bir sorunun altını çizdi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) bünyesinde kurulan merkezin çalışmalarını yürüteceği bir mekan henüz yok...
Geçtiğimiz yıl İ.Ü. Türkiyat Enstitüsü’ndeki Tanpınar arşivini dijital ortama aktararak çalışmalarına başlayan merkezin ‘korsan’ olarak Huzur romanının izini sürerek geziler düzenlediklerini anlatan İnci, bu gezilerin önünüzdeki dönemde daha kalabalık katılımcıyla devam edeceğini söyledi. Ayrıca Tanpınar’la ilgili çalışmaların da kitaplaştırılarak okurla buluşacağı müjdesini verdi.
ARTIK TÜRK ROMANI VARDIR
Açılışa Orhan Pamuk’un konuşması damga vurdu. Pamuk, Tanpınar’ın eserlerinin Türk okuru için ne anlama geldiğini, neden klasik romanlar arasında yerini aldığını anlattığı konuşmasında, 22 yaşındayken okuduğu Tanpınar’ın kendi romanlarında ve edebi kimliğinde ne tür etkisi olduğuna değindi.
Tanpınar’ın 29 yaşındayken arkadaşı Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu üzerine yazdığı bir tanıtım yazısında Türk romanının neden olmadığını sorguladığını hatırlatan Pamuk, Tanpınar’ın o gün aynı yazıda ‘kemiyetçe var ama keyfiyetçe yok’ dediği Türk romanı için bugün ‘Türk romanı vardır’ sözünü gönül rahatlığıyla söyleyebileceğimizi kaydetti...