Sinemada dil oluştururken ele alınması gereken en önemli başlıklardan biri oyunculuktur. Fikir aşamasından itibaren filmin istikametine göre şekillenen ve bu istikameti belirleyen unsurlardan da biri kabul edilen oyunculuk, ticari sinemanın vitrini olmasının yanında bağımsız sinemanın da yöntem elementleri arasında. ‘Nasıl’ sorusu çerçevesinde tasarlanan film diline uygun oyuculuk, filmin başarısında başat yer tutuyor. Oyunculuğun sınırlarını ve yöntemini belirleyen şey elbette filmin (yani yönetmenin) tarzıdır. Büyük bütçeli ve gişeyi hedefleyen bir yapımın tercihleriyle esas yolculuğu festivaller olan filmlerin seçtikleri aynı olamaz. Çünkü oyuncu, karakter üzerinden izleyiciye ulaştırılması gereken anlamın taşıyıcısıdır. Ve bu yük gişede farklı, festivalde farklı etki yapar.
SAHNEDEN PERDEYE OYUNCULUK
Sinemanın ilk dönemindeki tiyatro etkisi, sinema tarihi boyunca kendisini hissettiren bir unsurdur. Senaryo, karakter, sahneleme/mizansen gibi birçok unsur tiyatro ile sinema arasındaki ortak nüanslar olduğundan, oyunculuk noktasındaki geçişkenlik de devam eder. Özellikle ticari sinemada hala sahne oyunculuğunun etkisi vardır. Tiyatroda ‘büyük oynamak’ dediğimiz mesele söz konusudur. Zira en öndeki izleyici de, en sondaki de sizi görmeli/işitmeli ve anlamalı. Bu yüzden ‘büyük oynamalısınız’. Oysa sinemada bütün izleyiciler oyuncu ile aynı mesafededir. Oyunu ve duyguyu iletmek için büyütmenize gerek yoktur. Kimi oyuncuların sinemaya bir türlü yakışmamasının ya da irrite etmesinin sebeplerinden biri budur. Ancak tiyatro sahnesinin, sinema oyunculuğunu besleyen en önemli damar olduğunu da söylemek gerekir. Birçok ünlü sima, sinema oyunculuğunun yanında tiyatro da yapmaktadır. Haluk Bilginer’den Öykü Karayel’e, Nicolas Cage’den Nicole Kidman’a sinema perdesinde şöhret yapan oyuncular sahneyi de bırakmamaktadır.
OYUNCU OLMAYAN OYUNCULAR
Yakın dönem sinemada amatör oyuncu unsurunn en bariz şekilde görüldüğü ülke ise İran’dır. Abbas Kiarüstemi, Muhsin Mahmelbaf, Bahman Gobadi ve Cafer Penahi gibi isimlerin başı çektiği yönetmenler, filmlerinin birçoğunda amatörlere yer vermiştir. Zira film dilinin tutarlılığı açısından buna ihtiyaç vardır. Kiarüstemi’nin Arkadaşın Evi Nerede, Gobadi’nin Kaplumbağalar da Uçar filmlerindeki gibi çok sayıda filmin başrolleri amatördür. Çünkü minimalist ve gerçekçi sinemanın şartı olarak bunu görmüşlerdir. Elbette profesyonel oyuncularla da çokça çalışırlar. Ancak tercihleri noktasında ihtiyaç duyduklarında halen amatörlerle çalışılmaktadır.
Oyunculuk söz konusu olduğunda Japon yönetmen Yasujiro Ozu’nun filmlerini ve daimi oyuncusu Setsuko Hara’yı anmadan geçemem. Sadece Ozu ile çalışan Hara, yönetmenin yöntemi için biçilmiş kaftan olarak filmlerde boy gösterir. Gelenek ile modernizm arasındaki sancılı geçişte saflığı ve doğallığı simgeleyen Hara, Ozu sonrası oyunculuğu bırakır.