Her şey insana dokununca düzelecek

Beyoğlu Belediyesi, “Kadim Anadolu Zanaatları” sergisiyle deprem bölgesindeki sanatçıları İstanbul’da buluşturdu. Dört farklı şehirden gelen zanaatkârlar şehirlerinin kültürel ve sanatsal üretimlerini sundu. Mozaik sanatçısı Serpil Sultanoğlu ve yaşayan insan hazinesi Nahya Güzelyurt, her şeyin sanatla insana dokununca düzeleceğini ifade etti.

Halime Kirazlı
“Kadim Anadolu Zanaatları” sergisi.

Deprem bölgesindeki şehirlerde üretim yapan ve afetten zarar gören sanatçılar İstanbul’da buluştu. Beyoğlu Belediyesi Adıyaman, Gaziantep, Hatay ve Kahramanmaraş’tan gelen zanaatkârlara maddi ve manevi destek olmak için İstiklal Sanat Galerisi’nde “Kadim Anadolu Zanaatları” isimli bir sergi düzenledi. Küratörlüğünü Esmer Erdem’in yaptığı sergi, depremden etkilenen yirmiye yakın zanaatkârın enkazdan kurtarabildikleri ürünlerden oluştu. Dün sona eren sergide Antakya’nın taş ustaları ve ipek dokumacılarından, Gaziantep’in kutnu kumaşı ve yemenilerine, Kahramanmaraş’ın işlemelerinden, Adıyaman’ın toprak işleri gibi ürünler ziyaretçiyle buluştu. Sanatçılar, önümüzdeki günlerde farklı şehirlere gidecek.

Serpil Sultanoğlu.

Nahya Güzelyurt.

MOZAİKLE İNSANLARA DOKUNACAK

Hatay Antakya’da ikamet eden, deprem öncesinde birçok kadına iş istihdamı sağlayan mozaik sanatçısı Serpil Sultanoğlu, sergi sebebiyle İstanbul’a gelmelerinin kendileri için bir motivasyon olduğunu söyledi. Sultanoğlu, “Ayakta kalan Hatay sanatçıları sesimizi duyurmak için İstanbul’a geldik. Enkazdan topladığımız ürünlerimizi satıp, halkımızla paylaşacağız. Mozaiğin amacı küçük parçaları birleştirip resme, oradan da insanlara ulaşmak. Atölyeden kurtardığımız eşyaları, çadırda topladık. Yeni atölye için konteyner arıyoruz. Orada depremden etkilenmiş çocuklara, yetimlere, kadınlara ve şehit ailelerinin çocuklarına mozaik öğretmek istiyorum. Bu zor günde birbirimize bağlanmamız lazım” dedi.

Taş ocakları depremde zarar gördüğü için bir süre taş sorunu yaşayabileceklerini aktaran Sultanoğlu, “Taşı gerekirse Denizli, Afyon ve Bursa’dan getirtiriz ama sanatımızı icra etmeye devam ederiz. Hatay’ın bu sanatını yaşatmaya ant içtik. Üzgün ve bitkindik ama insanlar yaralarımızı sarınca mutlu olduk. Satış gelirlerini insanlarımıza ulaştıracağım. 23 Nisan için çocuklara bir şeyler hazırlamak istiyorum” diye konuştu.

SABAH EKİYOR AKŞAM DİKİYOR

Hatay Defne’den gelen Nahya Güzelyurt, geçtiğimiz yıl ocak ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” seçilen ülkemizin tek kadın yorgan ustası. O da depremden etkilenen ve sergide yer alan sanatçılardan. Güzelyurt, depremden kurtardığı sadece özel tekniklerle diktiği yorganlarla değil, başak sapından yaptığı cimem ismindeki hasır el işleri ve bahçesinde yaptığı organik tarım ürünleriyle İstanbul’a geldi. Güzelyurt “35 senelik öğreticiyim. Evim aynı zamanda atölyemdi. Birçok eşyamız kullanılmaz halde. Yaklaşık on senedir organik tarım yapıyorum. Elimden geldiğince ekiyorum, biçiyorum ama bırakmıyorum. Defne, elma ve eriği hasırdan cimemin üstünde kurutuyoruz. Gündüz bahçede çalışırsam akşam el işlerini yapıyorum. İpek yorganlar ve seccadelerin her birinde farklı bir tasarım kullanıyorum. Deprem olmasaydı, bunları gideceğim bir açılış için kolilemiştim. Eşyalarımızı yerine koyabilirsek üretime devam edeceğiz” dedi.

HAYAT
'Mirasımız Kuşevleri' İstanbullular’la buluşuyor

HAYAT
Hattın seçkin örnekleri Ya Şeh-i Ramazan’da