Türkiye Tekvando Milli Takımı, Peru'nun başkenti Lima'da düzenlenen 10. Dünya Poomse Şampiyonası'nda genel klasmanda ikinciliği elde ederken 5 altın, 4 gümüş, 7 bronz olmak üzere toplam 16 madalya kazandı. Millilerden 18 yaş üstü serbest stilde altın madalya kazanarak dünya şampiyonu olan Emirhan Muran ve Kübra Dağlı, 12-17 yaş serbest stil karışık takımlarda gümüş ve ikili takım mücadelelerinde 12-17 yaş serbest stil kategorisinde altın madalya kazanarak dünya şampiyonu olan Ramazan Aydın'ın başarılarının arkasında sıkı çalışma disiplinini sağlayan antrönerleri Özlem Esin Hakikatlı var. Türkiye'den rekor katılımın sağlandığı organizasyonda Türk Bayrağı'nı göklere çektiren Milli Takım sporcularından 5 tanesi Hakikatlı'nın eğitiminden geçiyor. Bu sporcuların ikisi dereceye girerken üçü de dünya şampiyonu oldu. Şampiyonları takla atarken görüp 'Benim takımımda olmalılar' diyen Hakikatlı, “Onları başarılı olacaklarına inandırdım. Benim çalıştırdığım her sporculardan muhakkak ödül kazananlar çıkıyor. Kübra, Emirhan ve Ramazan'ı da görür görmez keşfettim ve onları babalarından istedim. Sonrasında sıkı bir çalışmayla bugünlere geldiler” diyor.
MEYDANDA NÖBETTEYDİK
Şampiyonaya bir yıldır aralıksız çalıştıklarını söyleyen Dağlı ve Muran bayramlarda dahi kamplarda antreman yapmış. Çift, 2014 yılından beri beraber katıldıkları yarışmalarda birincilik elde etmiş. Dünya şampiyonası öncesinde Türkiye şampiyonası için yarışan çiftin birinci olduğu gün hain darbe girişimi yaşanmış. İstanbul'a döndükten sonra dünya turnuvasına hazırlanırken en büyük motive kaynakları 15 Temmuz kahramanları olmuş. Gündüzleri antreman akşamları ise meydanlarda nöbet tutan çift, şampiyonluklarını da 15 temmuz kahramanları için aldılarını söylüyorlar.
BABASININ KIZI
Şampiyonlardan en dikkat çeken ise 20 yaşındaki tesettürlü sporcu Kübra Dağlı oldu. Sakarya Üniversitesi'nde Beden Eğitimi Öğretmenliği okuyan Dağlı, tekvandoya boks antrenörü olan babasının kulübünde başlamış. Ama şansı antrenörü Özlem Hoca ile karşılaşınca dönmüş. Şampiyona da yabancı sporcular tarafından dikkat çektiğini söyleyen Dağlı, “Onlara başörtülü olduğum için farklı geliyordum. Düzeltirken beni dikkatle izliyorlardı. 'Bana da başörtüsü takar mısın?' diyen bile oluyor. Hatta Dünya Tekvando Gösteri Takımında ki yabancı arkadaşlarımın başını örtmüştüm” şeklinde anlatıyor. Dağlı, 2014 yılından beri Dünya Tekvando Gösteri Takımı'nda yer alan ilk Türk, ilk Müslüman ve ilk başörtülü sporcu. Dünya Şampiyonu öncesinde de Avrupa ve Türkiye şampiyonlukları olan Dağlı, bu başarısının bu kadar ses getirmesini sosyal medyaya bağlıyor ve şunları söylüyor: “Ben tek başörtülü sporcu değilim. İlk kez başörtümle şampiyon olmadım."
Ailem içten içe gülüyordu
Şampiyonluktan önce İstanbul Üniversitesi'nde Makine Teknisyenliği bölümünde okuyan Emirhan Muran, sınıf birincisi olmasına rağmen son dönem kamplara katıldığı için tüm derslerinde başarı gösterememiş. Şampiyon olduktan sonra kaydını Marmara Üniversitesi'nde Beden Eğitimi Öğretmenliği'ne aldıran 21 yaşındaki Muran, spora 2011 yılında 'Asla Pes Etme' adlı filmi izledikten sonra başlamış. İlk olarak kick boks yapan Muran, hocasının 'Senin ayakların tekvandoya daha yatkın' demesi üzerine bu alana yönelmiş. Özlem hocanın kendisini de fark etmesiyle Dağlı'yla birlikte takım arkadaşı olan Muran, “Servet Tazegül'ün yarışmalarda ki performanslarını izleyerek bir gün Avrupa Şampiyonu olacağını aileme söylüyordum. Onlar bana içten içe gülse de ben yapacağıma inandım. Şimdi ise dünya şampiyonuyum” diyor.
Sokakta oynayacağına spor yap
Şampiyonada bir altın ve bir gümüş madalyayla dönen 17 yaşındaki başarılı sporcu Ramazan Aydın da Muran gibi izlediği filmlerden etkilenerek tekvandoya yönelmiş. Yaşadığı semt olan Sultangazi'de gençlerin için pek güvenli olmadığını düşünen babası “Sokaklarda kavga edeceğine spor yap” diyip onu tekvandoya yöneltmiş. Antremanlarda bir gün takla atarken Özlem hoca tarafından fark edilen Aydın, “Dünya şampiyonasına hocamız sayesinde 6 ayda hazırlandık. Türkiye ikinciliğim ve üçüncülüğüm de oldu. Beden eğitimi öğretmenliği okuyup spor hayatında ilerlemek istiyorum” diyerek şöyle devam ediyor: “Şehit Ömer Halisdemir benim köylüm. Onun bu kahramanlığı karşısında benim de şampiyon olmam gerekiyordu. Kendimi hep bu şekilde motive ettim."