Bizans kehanetlerinin izinde...

Arkeolog-Yazar Nihan Azizlerli tarafından kaleme alınan ve İstanbul'un Bizans döneminde geçen nadir hikâyelerden olan Kehanet romanı Bizans'ın günlük yaşamını, ünlü saray entrikalarını anlatıyor. Azizlerli'yle kitaba konu olan mekânların bugünkü hallerini dolaştık

Ertan Altan
Bizans kehanetlerinin izinde…

Yazar Nihan Azizlerli'nin, İstanbul'un kuruluşunu ve o dönemin yaşayışını günümüze kadar ulaşan binlerce yıllık kehanetlerle kurgulayarak kaleme aldığı 'İstanbul'un En Eski Öyküsü: Kehanet' adlı romanı, okurla buluştu. Nihan Azizlerli Arkeolog bir yazar. Bu açıdan romana konu olarak seçtiği İstanbul mekânları da arkeoloji biliminin süzgecinden geçirerek titiz bir araştırmayla kurgulamış. Ortaya da gerçek mekânlarda geçen nefes kesen bir hikâye çıkmış.

Binlerce yıllık bir yer altı örgütü olan Sır Rahipleri'nin “gizemle dokunmuş” sırlarının peşinde nefes nefese bir roman olan Kehanet'in yazarı Nihan Azizlerli ile romanda geçen mekânların bugünkü hallerini ziyaret ettik. Milattan sonra birinci yüzyılda Bizans sarayının tıpkı Topkapı Sarayı gibi geniş bir alana yayılan binalar topluluğundan oluştuğunu belirten Azizlerli ile Magnaura adlı bu saraydan geriye kalanları Cankurtaran ve Sultanahmet Medyanı arasınra kalan eski halı dükkânlarının bodrum katlarında bulduk.

MAGNAURA: İYİ HAVALAR

Latince İyi Havalar anlamına gelen Bizans Sarayı Sultanahmet'ten Cankurtaran sahiline kadar uzanan bir alanda yer alıyor. Bugün bu bölgede turistik dükkânlar, restoranlar ve oteller yer alıyor. Bazı dükkânların bodrum katlarında tesadüfen bulanan saray kalıntıları dükkan sahipleri tarafından korumaya alınmış. Katlınlar arasında mozaik zeminler, ayazmalar ve içinde hala temiz su bulunan sarnıçlar bile var.

İçinde dolaştığımız bu antik mekânları romanında yeniden canlandırdığını söyleyen Azizlerli 'Arkeolojiye olan merakım ve İstanbul'un ilgiye değer tarihi dokusu beni bu romanı yazmaya yöneltti' diyor. Azizlerli, Bizans döneminin İstanbul'unu anlatan çok sayıda akademik kitap bulunmasına rağmen, Türkçe yazılmış romanların sayısının yok denecek kadar az olduğunu söylüyor. 'Kehanet'in bu eksikliği büyük bir başarıyla doldurduğuna inandığını belirten Azizlerli'nin romanını elinizden bırakamayacaksınız.

Kitapta yer alan İstanbul kehanetleri