Savaş nedeniyle ülkerinden kaçan Suriyeliler başta olmak üzere mültecilerin eğitimlerine devam edememesi büyük bir problem. Suriyelilerin başlattığı, ilerleyen süreçte derneklerin ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının devam ettirdiği eğitim öğretimi artık Milli Eğitim Bakanlığı devraldı. Türkiye'nin dört bir yanında açılan geçici eğitim merkezilerinde binlerce Suriyeli çocuğa eğitim hakkı tanındı. Her geçici eğitim merkezi bir devlet okuluyla ilişkilendirilerek Suriyeli öğrencilerin Türk eğitim sistemine entegre edilmesi amaçlanıyor. Bu eğitimleri yerinde görmek için ziyaret ettiğimiz Sultangazi'deki Sabri Ülker İmam Hatip Lisesi, bu merkezlerinden sadece biri. Suriyeli öğrenciler hep bir ağızdan sureler okuyarak derse başlıyor. Kimi öğretmen kimi doktor olmak isteyen öğrenciler yarım kalan hayallerinin peşinden gidiyor.
SAVAŞ PSİKOLOJİSİNİ YENECEKLER
Sabri Ülker İmam Hatip Lisesi'nin geçici eğitim merkezi eğitim koordinatörü Ahmet Çam, bize okulu gezdirip Arap öğretmen ve öğrencilerle tanıştırıyor. Her ilde özellikle Suriyelilerin yoğun olduğu Kilis, Antep, Hatay, Urfa ve İstanbul başta olmak üzere geçici eğitim merkezleri açıldığını bahseden Çam, “Sultangazi ilçesinde 7 tane geçici eğitim merkezi var. Toplamda 8 bin 500 tane Suriyeli öğrenci eğitim görürken 146 tane Suriyeli öğretmen de istihdam ediliyor” diyor. İki sene içerisinde geçici eğitim merkezlerinin kapatılıp Türk okullarıyla birleşeceğine değinen Çam, yürüttükleri çalışmaları şu şekilde anlatıyor: “ Türkçe de öğretiyoruz. Savaş psikolojisini çocukların üzerinden atmaları için öğretmenlere de formasyon eğitimleri veriyoruz. Çalışan çocukların okula çekilmesi için ev ziyaretleri yapıyoruz. Türk ve Arap aileleri kaynaştırmaya çalışıyoruz. Ortak sınıflarda öğrencileri buluşturuyoruz.”
Bu okuldaki her çocuğun kaderi ortak. Savaş dolayısıyla evlerini, okullarını geride bırakmak zorunda kalan çocukların içinde 12 yaşındaki Amer Hamavi gibi evlerini geçindirenler var.
HAYAT ÇOK KISA
Hamavi, 7 kişilik ailesiyle beraber Sultangazi'de yaşıyor ve terzilik yapıyor. Babası Halep'teki Özgür Ordu'da mücahit. "Babam Halep'te bir aydır haber alamıyoruz" diyor. 13 yaşındaki Muhammet Nebil Said de, annesi ve kızkardeşiyle Şam'dan gelmiş. Babasının daha rahat bir yaşam için Almanya'ya gittiğinden bahseden Said, “Babam geri dönmeye çalışıyor. Ne olacağımı henüz düşünmedim, çünkü hayat çok kısa” şeklinde konuşuyor.
Devlet eğitim görevini üstlendi
Mülteci çocukların eğitim öğrenimi için hareket eden bir diğer dernek Suriye Nur Derneği. Doktor Mehdi Davud ve arkadaşları tarafında kurulan dernekte hem Suriye hem de Türkiye'deki Suriyeli çocukların sağlık, eğitim ve insani yardım çalışmaları yürütülüyor. Davud, “Devlet geçen seneden beri mülteci çocukların eğitim işine dahil olunca biz artık okulda çalışamıyoruz. Eğitim konusunda şu an sadece şöyle bir çalışmamız var: Derneğimiz bünyesinde 290 çocuğa Türkçe eğitim vererek Türk okullarına yazdırıyoruz. Böylece Türk eğitim sistemine dahil oluyorlar” diyor.
Köklerimiz Türkiye'de
İstanbul Üniversitesi'nde doktora yapan öğretmen Muhammed Hammudeh, Beşer güçleri tarafında tutuklanıp hapis yatmış. İki çocuğu için üç sene önce Türkiye'ye gelen Hammudeh, “Dil farklı olduğu için başlangıçta zorlandık ama burada yaşamaya alıştık. Türkiye bizim vatanımız. Köklerimiz burada. O yüzden buradan başka bir yere gidemezdik” ifadelerini kullanıyor. Türkiye'ye savaştan önce 2011 yılında burs kazandığı için gelen öğretmen Mariam Dali, Ankara'da yüksek lisans yapmış. Türkiye'ye gelişinden 3 ay sonra savaş çıktığı için ailesinin de yanına geldiğini söyleyen Dali, “Aileleri çalışan ve kimsenin ilgilenemediği Suriyeli çocukların savaş psikolojisini üzerlerinden atmaları bizlere düşüyor” diyor.
Onun işi okumak
Suriyeli çocukların eğitim görme sorunluluğunu misyon edinen Yeryüzü Çocukları Derneği de sırf bu yüzden kuruldu. Dernek başkanı Hayruddin Yıldız yürüttükleri çalışmalarla ile ilgili şunları söylüyor: “Biz başlangıçta eğitim verdiğimiz öğrencilerimizi geçici eğitim merkezlerine yazdırıyorduk ama oradan çok verim alamayınca, Milli Eğitim Bakanlığı'yla üst düzey görüşmeler yaparak göçmenlerle ilgili eğitim politikasında aktif olmaya başladık. Artık çocuklara Türkçe öğreterek bölgelerindeki en yakın devlet okullarına yönlendiriyoruz. 'Onun işi okumak' olan projemizle küçük yaşta ailesine yardım etmek için çalışmak zorunda olan çocukları iş yerlerinden alıyoruz. Ailelerine her ay çocukların çalıştığı zaman kazandığı parayı ödüyoruz. Derneğimiz kurulduktan sonraki en büyük çalışması ise kimliği ya da yabancı tanıtım kartviziti olmayan yaklaşık 80 bin Suriyeli çocuğun devlet okullarından kimlikleri olmasa da faydalanabilmesi. Biz yüzlerce çocuğu yardımcı olmaya çalışıyoruz ama proje olarak destek verdiğimiz 200 tane öğrencimiz var.”