Suriye sınırına Cumhuriyet tarihinin en büyük askeri yığınağını yapan Türkiye, Fırat'ın doğusundaki terör unsurlarını temizleme noktasındaki kararlılığını ilk günden bu yana dünyaya ilan etti.
Geçtiğimiz günlerde yapılan ve tarihin en uzun süreli MGK toplantılarından biri olarak kayda geçen görüşmenin ardından Türkiye, 'Barış Koridoru' kavramını kullanmış ve bunun gereği için elinden geleni yapacağını net bir şekilde vurgulamıştı.
ABD heyeti Türkiye'de
Türkiye'nin kararlılığı karşısında daha önce 'sınırlı bir güvenli bölge' kozunu oynayan ABD, bu kapsamda askeri ve siyasi uzmanlarından oluşan heyeti bir kez daha Ankara'ya gönderdi.
Suriye'nin kuzeyinde tesis edilmesi planlanan güvenli bölgeye yönelik ABD askeri yetkilileriyle ikinci müşterek çalışma, bugün gerçekleşecek.
Ankara'nın güvenli bölge için 'En az 32 km derinlikte ve yaklaşık 450 km uzunlukta olmalı' tezinde ısrarcı olduğu biliniyor. ABD tarafından ise '15 km derinlik ve 140 km uzunluk' içeren bir teklif geleceği öngörülüyor. ABD'nin 'Türkiye, operasyonu anlaşmadan yaparsa, Suriye'nin kuzeyinde uçuşa yasak bölge için adım atarız' görüşünü savunduğu biliniyor.
Siyasi ve teknik açıdan ayrı ayrı incelenmeli
Yenisafak.com, ABD ve Türkiye'nin anlaşamadığı, Suriye'nin kuzeyinde 'uçuşa yasak bölge' oluşturulması durumunda neler yaşanabileceği ve bunun harekatını nasıl etkileyeceği sorusunun yanıtını aradı.
Güvenlik Politikaları Analisti Turan Oğuz, Suriye'nin böyle bir karar almasının hem teknik hem de siyasi açıdan ayrı ayrı ele alınması gerektiği uyarısında bulundu.
Söz konusu yasağı Suriye'nin kendi başına koyması ile Rusya'yı yanına alarak ilan etmesi arasında ciddi farklar olacağına işaret eden Oğuz, "Eğer tek başlarına böyle bir adım atarlarsa herhangi bir etkinliği olmaz. Elimizde onların bu hamlesini geçersiz kılabilecek çok sayıda alternatif var" açıklamasında bulundu.
SİHA ve İHA'ları kullanamayız
Harekat alanına dair herhangi bir hava sahası kısıtlamasında İHA ve SİHA'ların kullanımının zor olacağına dikkati çeken Oğuz, şöyle devam etti:
"Çünkü bu tarz uçan unsurlar büyük ve yavaş olduğu için (omuzdan atılabilenler hariç) hava savunma sistemlerine çok kolay hedef olabiliyor.
Tabi burada şunu da belirtmek lazım, Suriye rejimi Türkiye'ye ait insansız hava araçlarını vururken tereddüt etmeyebilir ama savaş uçaklarımız için aynı rahatlığı gösteremeyecektir. Çünkü böyle bir adım atarsa ağır bir bedel ödeyeceğini bilir.Böyle bir durumda Türkiye, Şam'a kadar olan bölgedeki rejime ait yeri belirlenen hava savunma sistemlerini çok farklı harekatlarla yok edebilir.
Üstelik bunu yapmak için mutlaka uçar unsurlara da gerek yok. İhtiyaç durumunda özel kuvvetlere bağlı unsurlar dahi söz konusu bölgeye sızıp bahsi geçen sistemleri yok edebilir.
Türkiye ne gerekiyorsa onu yapabilecek kapasitede
Şunun da net bir şekilde altını çizmekte fayda var. 'Suriye'de hava savunma sistemleri var' diye yapılacak harekatlar iptal edilmez. Türkiye, yapılması zaruri bir operasyon söz konusu ise gereken her şeyi yapıp onu icra edebilecek kapasitede bir ülkedir."
Oğuz, söz konusu denkleme Rusya'nın girmesi ve Suriye'nin Rus desteği ile hava sahasını kapatması durumunda ise senaryoların farklılaşabileceği uyarısında bulundu.
Rusya'nın Suriye'ye destek olacak şeklide müdahil olması durumunda siyasi iradenin buna rağmen operasyona destek verip vermeyeceği sorusunun önem kazanacağına dikkati çeken Oğuz, şunları kaydetti:
"Rusya'nın oyuna dahil olması demek S-300, S-400 gibi unsurların sahaya çıkması anlamına gelir. Ama burada sahadan da ziyade masadaki pazarlıklar esas belirleyici olacaktır."
Hava sahası kapanırsa hangi unsurlar kullanılacak?
Oğuz ayrıca, Suriye'nin ülkenin kuzeyini uçuşa yasak bölge ilan etmesi durumunda TSK'nın çok farklı alternatifleri kullanabileceğini anlatarak, şöyle devam etti:
Daha ilerisi için ise kanatlı güdüm kiti ve SOM gibi modern mühimmat seçeneklerimiz mevcut. Üstelik bunlar sadece uçaklarda kullanılabilecek büyük mühimmatlar. Karada ise 'Fırtına' kundağı motorlu obüs ve 'Sakarya' çok namlulu roketatarlar başta olmak üzere onlarca alternatifimiz var.