Doğu Akdeniz'deki enerji denkleminde Türkiye'yi oyun dışına itmek isteyen güçler, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi üzerinden bölgedeki tansiyonu yükseltmeye devam ediyor.
GKRY'nin Fatih Sondaj Gemisi çalışanları ve TPAO ile iş birliği yapan yabancı şirketlerin yöneticileri hakkında tutuklama kararı çıkarması süreci yeni bir boyuta taşıdı.
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, yenisafak.com'a yaptığı açıklamada hem Rum tarafının aldığı kararın hukuki boyutunu değerlendirdi hem de Türkiye'nin olası bir tutuklama durumunda atması muhtemel adımları sıraladı.
Dışişleri Bakanlığı'nın 'cüret edene cevabını veririz' açıklamasının son derece net olduğuna işaret eden Gürdeniz, "Hiç bir AB ülkesinin bu kararı uygulayacağını sanmıyorum. Ancak tedbirleri de gözden geçirmekte yarar olduğunu düşünüyorum" dedi.
Türkiye farklı enstrümanları kullanabilir
"Öncelikle GKRY'nin bu kararı geri alması sağlanmalıdır. Zira verilen karar tamamıyla uluslararası hukuka aykırıdır" ifadesini kullanan Gürdeniz, şöyle devam etti:
Fatih Gemisi'nin dokunulmazlığı var
Fatih Gemisi'nin devlet gemisi statüsünde olduğunu ve bu nedenle savaş gemileri gibi dokunulmazlığı olduğunu anlatan Gürdeniz, "Gemi devlet adına görev yapmaktadır. Bu gemi personelinin GKRY iç hukuku çerçevesinde tutuklanması Türkiye Cumhuriyetinin asla kabul edebileceği bir durum değildir. Sonuçları çok ağır olur" dedi.
Diğer taraftan Türkiye'nin böyle haksız bir tutuklama kararı alındığı takdirde AB kanalından da adım atabileceğine değinen Gürdeniz, "Tutuklama gerçekleşirse Türkiye hangi adımları atabilir?" sorusuna şu yanıtı verdi:
Gürdeniz, Türkiye'nin elinde GKRY'nin yaptığı haydutluğa karşı kullanabileceği pek çok enstrüman olduğuna dikkati çekerek, "Bu konu bir kez daha Türkiye'nin MEB sahası sınırlarını ilan gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Dışişleri Bakanlığımız ivedilikle Doğu Akdeniz MEB sınırlarımızı ilan etmelidir" şeklinde konuştu.