Kendi planımızı uygularız

Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye’deki ‘güvenli bölge’nin PKK/PYD için koruma kalkanı olmasına izin vermeyeceklerini söyledi: Biz güvenli bölgeyi Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde ele alıyoruz. ABD çekildikten sonra biz kendi planlarımızı uygulamaya döneceğiz.

İbrahim Karagül
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Soçi dönüşü Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül’ün de aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularını cevapladı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Soçi'deki Suriye zirvesi dönüşü beraberindeki basın mensuplarına önemli açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı:

Üçlü zirvede Suriye krizini ve devam eden siyasi süreci açık ve geniş şekilde ele aldık, 17 maddeden oluşan sonuç bildirgesini yayınladık. ABD’nin çekilme kararı bazı belirsizliklerin yaşandığı bir süreç olarak karşımızda duruyor. Bazı yavaşlatma çabaları da inkar edilemez, o da maalesef var. Bunları da dikkatle takip ediyoruz. Trump’ın Suriye’den çekilme kararının uygulanması ve güvenli bölgenin bir an önce kurulması talebi gerçekten samimi bir ifade ise bu yanındaki bazı bürokratların söylemlerine göre buradaki karar söz konusu değil ise bizim tespit ettiğimiz kritik noktalar var.

SURİYE’NİN KUZEYİ TERÖRE KORUMA KALKANI OLAMAZ

Bunlardan bir tanesi söylendiği gibi güvenli bölge. Güvenli bölge Türkiye’nin kontrolünde olmalıdır. Olmazsa bu demektir ki, Türkiye olarak güvenliğimiz her an yine tehdit altında olmaya devam edecektir. İkincisi ise güvenli bölgenin PYD-YPG için bir tür koruma kalkanı olmasına müsaade edemeyiz. Bu konuda çok çok kararlıyız. Burada tabii özellikle Suriye Kürtlerinin güvenliği için de buna ihtiyaç var. Fakat bizi üzen şey şu, ikide bir karşımıza bizim Kürtler Türkler meselesini getiriyorlar. Yani Kürtlerin hukuku bunu getiriyorlar.

DAHA ÖNCE NEREDEYDİLER

Kürtlerin hukukunu bugüne kadar YPG-PYD mi koruyor? Daha önce neredeydi bu YPG-PYD? Bunların ömrü ne kadardır? Ortaya çıktıkları dönem ortada. Benim ülkemdeki Kürt vatandaşlarımıza karşı bizim en ufak olumsuzluğumuz söz konusu mu? Onların hukukunu, yaşam koşullarını en güzel şekilde koruyan biziz. Tavsiye ederim son zamanlarda Diyarbakır, Şırnak, Hakkari, buralara gitmediyseniz, buralara gidin, nereden nereye geldi bu illerimiz, görün. Batı illerinden farkı var mı, yok mu görün. Kaçak binalar ve gecekonduların yıkılıp kentsel dönüşümün nasıl yapıldığını görün.

Biz güvenli bölgeyi Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde de ele alıyoruz. Ruslar güvenli bölgeye olumlu bakıyor.

İDLİB'DE HEPİMİZ KARARLIYIZ

İdlib mutbakatının korunması ve uygulanması konusunda hepimiz kararlıyız. Şu anda da Rusya’dan gelen heyet, bizim gönderdiğimiz heyetin yaptıkları ortak çalışmada İdlib’in çevresinde koruma çemberi oluşturulmuş vaziyette. Dış çemberde Rusya var, iç çemberde ise biz varız. Buradaki koruma görevi ağırlıklı olarak Türkiye’de. Burada önemli olan durum var. İçeride adeta ılımlı muhalefet mi diyeceğiz, terör estiren örgütler mi diyeceğiz bu konudaki hassasiyet de önem arz ediyor. Bizleri de sıkıntıya sokar. Başta MİT Başkanlığımız yoğun bir çalışma içinde. Burada bunlara fırsat vermemenin gayreti içindeler. İdlib’teki askeri gözlem noktalarımız kritik görev icra edecekler. Oradaki hassasiyetler başta Savunma Bakanlığımızca yürütülüyor.

Diğer önemli konu ise Münbiç yol haritası. Bunda gecikmeler var. Bizi hep aldattılar. Doksan gün dediler, neredeyse bir seneyi buldu. Fırat’ın doğusunun terör örgütlerinden temizlenmesi gerekiyor.

BİR ADIM ATTIK TERÖR KORİDORUNU KALDIRDIK

* Fırat’ın doğusunda oluşturulması öngörülen güvenli bölgeye ilişkin Rusya ve İran’ın ikircikli bir tutumu var mı?

Zaman zaman dostlarımızın da söylediği gibi şüphe ile bakıyorlar. Rusya’nın ABD ile acaba kapı arkası bir durumu mu var? Biz de şimdi Astana sürecindeki ortağımıza güveneceğiz, güvenmek durumundayız. Ancak böyle bir durumu fiilen gördüğümüz zaman, biz de böyle bir iddianın içine giremeyiz. Şu an itibariyle Suriye’nin kuzeyinde, kendi güneyimizde bir icraat yaptık ve netice aldık. Terör koridorunu kaldırmış vaziyetteyiz. Bundan sonra üzerinde durmamız gereken 1998 yılındaki Adana Mutabakatı’dır. Sayın Putin tekrar Adana Mutabakatı’nı önümüze getirdi. Bu konuda mutabakat ve sonrasında iki ülke arasında terörizmle mücadele konusunda imzalanan anlaşma konusunda, teröristlerle mücadelede onları gereken yere kovalama maddesi vardır.

* Orada bir kilometre sınırlaması var mı?

Yok. Öyle bir şey getirmek istiyorlar. Ancak anlaşmada zikredilen bir kilometre yok. Ancak orada üç yılda bir anlaşmanın tazelenmesi maddesi var. Üç yılda bir taraflardan bir tanesi anlaşmayı uygulamak istemediğini söylerse anlaşma uygulamadan kalkıyor. Aksi takdirde devam ediyor. Baba Esed‘den beri böyle bir durum yok, yani anlaşma devam ediyor. Esed ile iyi ilişkiler döneminde bu konuyu da kendi aramızda konuşmuştuk. Kendisi özgüvenle “artık bizim aramızda Adana Mutabakatı mı var“ diyecek kadar bu işe olumlu yaklaşıyordu. Şimdi bizim ilgili kurumlarımız bu mutabakatın üzerinde çalışıyor. Terörle mücadelede ülkemizin lehine kullanma gayreti içinde olacağız. Biz tedbirlerimizi de aldık, her an her şeye hazırız.

TEDBİRLERİMİZİ ALDIK

* Yani bu uygulanamazsa kendi tedbirlerimizi hayata geçirecek kararlılığımız var mı?

Tedbirlerimizi aldık. Şu anda kara, hava her tarafta varız.

* Sayın Ruhani de “Rejim ile ilişki kurmaya” atıfta bulundu, Putin daha önce ifade etmişti. Biz Adana Mutabakatı'ndan İran ve Rusya ile aynı şeyi mi algılıyoruz?

Biz tabii anladığımızı anlıyoruz. Onların ne anladığı bizi o kadar ilgilendirmiyor, çünkü karşımızda tanımadığımız ama birilerinin tanıdığı bir devlet var. Şu anda biz meşru bir devlet olarak tanımıyoruz. Biz onun için geçmişten devraldığımız Adana Mutabakatı üzerinden yürüyoruz.

* ABD Savunma Bakanı, “koalisyon güçlerinin gözlem noktası kurması" önerisinde bulundu. Bu PYD-YPG‘ye koruma anlamına mı gelir?

Savunma Bakanımız gereken cevabı verdi. Fırat’ın doğusunda koruma gücü; PYD’ye, YPG’ye mümkün değil. ABD çekildikten sonra zaten kendi planlarımızı uygulamaya döneceğiz. Bunları açıklamak doğru değil. Stratejik ortaklarımız üzerine düşeni yapsın diyoruz.

S-400'ler Temmuz'da geliyor

* S-400’lerden vazgeçmeden Patriot alınamayacağı tezini nasıl değerlendirirsiniz?

S-400 konusunda iki gün önce ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile yaptığımız bir görüşme var. Pence, S-400'lerle yapılan anlaşmanın iptalini Sayın Trump’ın bizden istirham ettiğini söyledi. Biz de kendisine bu anlaşmayı Rusya ile yaptık dolayısıyla geri adım atmamız söz konusu değil, bu iş bitti dedik. Patriotlar konusuna gelince… Biz size de açığız ancak bunlar ülkemizin çıkarlarına yönelik olmalı dedik. Ortak üretim, kredi ve erken teslimat olursa biz Patriot konusunda da açığız dedik. Erken verme konusunda olumlu yaklaştılar. Ancak ortak üretim ve kredi konularında bir şey diyemediler. Bu şartlarda böyle bir adım atmamız söz konusu olamaz. Biz Temmuz ayında S-400'ün teslimatı ile ilgili verilmiş söz üzerinden çalışmalarımızı yürütüyoruz. Geleceğe yönelik ortak üretimden daha yeni teknoloji olan S-500 teknolojisi söz konusu. Bunların üzerinde de ayrıca çalışıyoruz.

DÜNYA
Liderlerden Soçi Zirvesi sonrası açıklama: Terör koridoruna izin vermeyiz

DÜNYA
Erdoğan: Biz nasıl kanı durdurmak için çabalıyorsak birileri akıtmak için çabalıyor