Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının Anıttepe Yerleşkesi'nde, "Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Değerlendirme Toplantısı" düzenlendi.
Toplantının açılışında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, aile içi ve kadına yönelik şiddetin sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın kanayan yarası olduğunu ifade etti.
Kur'an-ı Kerim'in pek çok yerinde, Hz Muhammed'in hadis-i şeriflerinde kız çocuklarının öldürülmemesi, kadınlara ölçülü ve güzel davranılması, haklarının verilmesi hususunda ikazlar olduğunu belirten Soylu, Kur'an-ı Kerim'de "Nisa" yani "kadın" isimli bir sure bulunduğunu hatırlattı.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde de aynı sorunun bazen Türkiye'den çok daha şiddetli şekilde yaşandığını anlatan Soylu, "2019 rakamlarıyla milyon nüfus başına düşen kadın cinayeti sayısı ABD'de 9, Yunanistan'da 7,1, Avusturya'da 4,3, Türkiye'de ise 4'tür" diye konuştu.
Aile içi ve kadına yönelik şiddetin çözümüne dair sürekli yeni tedbirler aldıklarını, mevzuat değişiklikleri ve saha uygulamaları ortaya koyduklarını dile getiren Soylu, bu konuda çalışan personel kapasitesini de artırdıklarını söyledi.
2015 yılında 81 il merkezinde kurulan "aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele büro amirlikleri"ni 31 Ocak 2020'de aldıkları bir kararla ilçe düzeyine genişlettiklerini ifade eden Soylu, Türkiye genelinde 1086 şube müdürlüğü ve amirliği kurulduğunu kaydetti.
Soylu, polis merkezi amirliklerine gelen mağdurlarla daha etkin iletişim kurmak amacıyla oluşturdukları güven masalarında görev yapmak üzere 3 bin kadın polis memuru alındığını ve hepsine özel eğitimler verildiğini aktardı.
KADES uygulaması
Sorunun çözümüne katkı sağlaması için KADES uygulamasını devreye aldıklarını ve yaygınlaştırmak için de gayret gösterdiklerini vurgulayan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir panik butonu gibi çalışan bu uygulamayı (KADES) bugüne kadar indiren kişi sayısı 620 bin 829'dur, inancım odur ki, biz en yakın zamanda, bu hafta vesilesi ile bu rakamı 1 milyona çıkaralım.
KADES'e gelen ihbar sayısı azımsanmayacak derecededir. 48 bin 686 ihbar gelmiştir. Bu ihbarlara varış süresi 4-5 dakikadır. Burada şunu da ifade etmek isterim, bu ihbarların hiçbiri ihmal edilmeden tamamına gidilmiştir. Hatta hem KADES üzerinden gelen hem de diğer ihbarlara daha hızlı müdahale edebilmek adına 963 adet yüksek performanslı motosiklet bu işin emrine verilmiştir."
Asılsız ihbarda bulunanlara yönelik cezaların arttırılmasına rağmen KADES üzerinden gelen ihbarların ortalama yarısının gerçek ihbarlar olduğunun altını çizen Soylu, "Yaklaşık 24 bin aile içi ve kadına yönelik şiddet olayına KADES sayesinde müdahale edilmiş ve olası bir can kaybı veya şiddet olayı engellenmiştir." dedi.
Önleyici tedbir kararları yüzde 70 arttı
Bakan Soylu, geçen yılın 10 aylık dönemine göre aile içi ve kadına yönelik şiddet olaylarında bu yıl görülen yüzde 37'lik artışın kendilerine, mağdurların emniyet birimlerine daha rahat ulaşabildiğini gösterdiğini söyledi. Aynı dönemlerde alınan tedbir kararlarındaki yüzde 46'lık artışın da önemli bir gelişme olduğuna dikkati çeken Soylu, şiddet uygulayan şüpheliye dönük önleyici tedbir kararlarında da geçen yılın 10 ayına göre yüzde 70 oranında artış yaşandığını belirtti.
Atılan adımlar sonucu hazırlanan eylem planında 75 maddenin bulunduğunu, bunlardan 14'ünün İçişleri Bakanlığı sorumluluğunda olduğunu hatırlatan Soylu, eylem planının bütün bakanlıklar tarafından takip edildiğini aktardı.
"Kelepçe uygulaması devam etmektedir ama tam da bizim istediğimiz gibi değil." diyen Soylu, eylem planı doğrultusunda elektronik kelepçe uygulamasının İçişleri Bakanlığı bünyesine alındığını, Güvenlik ve Acil Durum Merkezi'nde yaklaşık 1000 kapasiteli elektronik kelepçe izleme merkeziyle süreci takip edeceklerini bildirdi.
Tedbir kararları
Tedbir kararlarının mahkeme, mülki idare amirlerince gecikmesinde sakınca bulunduğu hallerde ise polis ve jandarma tarafından alınabildiğini anlatan Soylu, kararların en kapsamlısının mahkemeler tarafından verilebildiğini söyledi. Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Mülki idare amirlerinin, polis ve jandarmanın alabileceği tedbirler mahkemelere göre daha sınırlıdır. Bunlarda da daha ziyade barınma yeri sağlama, geçici koruma altına alma, maddi yardım sağlama, önleyici tedbir olarak da şüphelinin yaklaşmasını engelleme şeklinde birtakım önlemler mevcuttur.
2020 yılının ilk altı ayında cinayete kurban giden kadınların yüzde 90'ının daha öncesinde kolluk birimlerimize herhangi bir başvurusu veya talebinin olmadığı yapılan saha araştırmalarımızda ortaya çıkmıştır."
Polis ve jandarma olmak üzere toplam 234 bin 815 kolluk personeline 2018'den itibaren verilen aile içi ve kadına şiddet konulu eğitimlerin sürdüğünü dile getiren Soylu, "aile içi ve kadına karşı şiddet olay kayıt formu"nun güncellenmesi ve yenilenmesi çalışmalarında da sona geldiklerini bildirdi.
Soylu, 15 ildeki elektronik kelepçe uygulamasının Türkiye geneline yaygınlaştırılması için çalışmaların da sürdüğüne dikkati çekti.
"Biz niçin bu rakamları farklı bir şekilde verelim?"
Rakamlar konusunda kendilerine itimat edilmediğini ve gazete haberlerinden toplanan rakamların karışıklığa neden olduğunu aktaran Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İdeolojik ve siyasi saiklerle sürekli olarak rakamlar konusunda bize itimat etmeyen, gazete küpürlerinden bunları toplayan bir anlayış söz konusu. Çırpınıyoruz, bir şiddet olmasın. Neredeyse bakanlıklarımızın önemli bir bölümü bu konuda seferberlik ilan etmiş durumda. Hepimiz üzerimize düşeni yapıyoruz. Her sabah bu konudaki rakamları alıyoruz. Ne noktadayız, nerede eksiğimiz var? Arkadaşlarımızın ihmalinin meydana geldiğini düşündüğümüz olaylarda neredeyse kıyameti koparıyoruz, 'Bu nasıl böyle olur' diye. Hepimiz titizleniyoruz. Maalesef bir grup siyaset ve ideoloji esirine yanlış rakamlar yüzünden mahkum kalıyoruz. Biz niçin bu rakamları farklı bir şekilde verelim? Arttığı zaman 'arttı' diyoruz, alarm zillerini çalıyoruz, azaldığı zaman da daha da azaltmamız gerektiğini tüm arkadaşlarımızla birlikte birbirimizi motive ediyoruz.
Tüm kadın cinayetlerini hükümet kendi eliyle yapıyormuş gibi bizleri suçluyorlar, üç cümleyi bir araya getirip sadece suçlamak, siyasal şiddet oluşturmanın dışında başka ne yapıyorlar? 21'inci asırda her şeyin şeffaf olduğu, her şeyin herkes tarafından rahat bir şekilde takip edildiği bir asırda hala bu konuda ideolojik anlayışın esiri olanları ve bu meseleye katkı koymak bir tarafa çelme atmak için elinden geleni yapanları üzülerek ve ibretle seyrediyorum."
Rakamlar
Bakan Soylu, 2016'da 304, 2017'de 353, 2018'de 279, 2019'da 336 kadının öldüğünü kaydederek, "20 Kasım itibarıyla da 234 kadın, aile içi ve kadına yönelik şiddet kapsamındaki cinayetlerde hayatını kaybetmiştir." diye konuştu.
Geçen yılın 10 ay 20 günlük periyodundaki can kaybının 308 olduğunu, bu yıl ise bu sayının yüzde 24 oranında azaldığını ifade eden Soylu, kendileri için 1 sayısının bile fazla olduğuna vurgu yaptı.
Soylu, geçen yıl kasımda 23 olan kadın cinayeti sayısının bu yıl 17 olarak kayıtlara geçtiğini ifade ederek, birimlerden 2021'de ortak bir mücadeleyle bütün dünyaya örnek olabilecek bir çalışma sergilenmesini talep etti.
Bu konuda herhangi bir mazeretin arkasına saklanılamayacağının ve sorumluktan kaçınılamayacağının altını çizen Soylu, "O kadınlar ve çocuklar, insanlığa emanettir. Açmadığımız bir telefon, bakmadığımız bir mesaj, önemsemediğimiz bir uyarı, Allah korusun bir cana mal olabilir. Hayat boyu taşınacak bir sakatlığa yol açabilir. Bunu asla unutmayın." diye konuştu.
İçişleri Bakanı Soylu, tüm birimlerin seferber olmasını, topyekün bir şekilde bu meselenin çözülmesi için gereken iradenin ortaya konulmasını istedi.