Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk anından itibaren hızla deprem bölgelerine intikal eden AFAD ekipleri arama kurtarma çalışmalarındaki en kritik birim oldu. AFAD Ordu Şubesi de depremin hemen ardından yola çıkan ekiplerdendi. AFAD başkanlığı tarafından donatılan araçların sürekli olarak hazırda bekletildiğini ifade eden AFAD Ordu Ekip Şefi Fatih Baycan, “Bu araçlarda her türlü ekipman var. Araçlarımızda her şey her duruma göre hazır. Afet bölgesine giderken afetin özelliğine göre ekstra şeyler yükleyebiliyoruz. Adıyaman’a gelirken ekstradan jeneratör getirdik. Fazladan kırıcı koyduk” dedi.
KEŞİF VE SESLİ ARAMA YAPILIYOR
Fatih Baycan, “Adıyaman’a gelerek valiliğin il AFAD merkezine kayıt yaptırdık. Bize bir adres verildi. Zaten biz buraya ilk gelen ekiplerdeniz. Yanımıza gideceğimiz binayı bilen, bina içerisinde yakını olan, bize mihmandarlık yapacak birisini alarak enkaza geçtik. Adrese geldiğimizde ‘Beni kurtarın, imdat’ gibi ses veren insanlar vardı. Seslerin geldiği yerleri gösterdiler. Bina sakini bize binanın planını anlattı, biz de bina krokisini çıkardık. Binanın etrafını dolaşarak sesli ve gözlü arama işlemi yaptık. Bir yandan arama işlemi yaparken bir yandan da ekip arkadaşlarımız araçların içindeki malzemeleri indiriyordu. Gürültü yapmaması için jeneratörü de açmıyoruz” diyerek arama kurtarma çalışmalarının hazırlık aşamasını anlattı.
BİR TÜR TRİAJ UYGULUYORUZ
Gözlem ve keşiften sonra seslerin geldiği beton ve blokları kırarak alt katlara ulaşmaya çalıştıklarını anlatan Baycan, “Enkazın sağından solunda, alttan üstten kırma yaparak kontrollerimizi sağlıyoruz. Eğer ulaşamazsak ilk önce tabliyeyi kırıp küçük bir delik açıyoruz. Gayet özenli çalışmak zorundayız. Zamanla yarışıyoruz ama kaş yaparken de göz çıkarmak istemiyoruz. Yaralıya ulaştıktan sonra panik yapmaması gerektiğini, sağlık ekibinin geleceğini, kendisini kurtaracağımızı anlatıyoruz. Zaten bizi görüp duyunca, yaralı sakinleşiyor. Önce yaralının etrafındaki bütün malzemeyi temizliyoruz. Sağlık ekipleri de yaralıya bir takım sorular sorup gerekirse damar yolu açarak serum takıyor. Eğer yaralının sıkışan bir uzvu varsa sağlık müdahalesi olmadan işlem yapmıyoruz. Biz asında bir triaj uyguluyoruz. Yani önceliklendirme yapıyoruz. Kurtarılması kolay olanları önceden çıkarıp hastaneye gönderiyoruz” ifadesini kullandı.
İnşaatçılar işimizi kolaylaştırdı
Kente ilk girdiklerinde büyük bir kaosla karşılaştıklarını anlatan Baycan, “Sivil vatandaşlardan yardımcı olarak bazılarını da yanımıza aldık. Biz çalışıyoruz, onlar yardımcı oluyor. Mesela hilti ile çalışıyorsunuz, yorucu bir iştir. Hilti kullanabilen varsa, kısa bir süre o vatandaşa veriyoruz. Ama yaralı ya da cenazenin yanına yaklaştığımızda, oradaki ince çalışmayı biz yapıyoruz” dedi. Ordu’dan Adıyaman’a 12 kişilik inşaatçı ekibin geldiğini ifade eden Baycan, “İnşaat ekipmanlarını getirmişlerdi. 2 kişinin kesemediği demiri, tek başına kısa sürede kesiyor. Çünkü adam profesyonel. Tabliyeyi nereden nasıl keseceğini biliyor. Her ‘İnşaatçıyım’ diyeni tabi ki enkaz üzerine çıkarmıyoruz” diyerek inşaat işçilerinin işlerini kolaylaştırdığını söyledi.
Donanımlı STK’lar çok destek oldu
Donanımsız insanların desteğe gelmesini eleştiren Baycan, sözlerine şöyle devam etti: “‘Biz kurtaramaya geldik’ deyip, yelek ve baret takan insanlar bize engel oldu. Geliyorlar, ellerinde hiçbir şey yok. Bize faydası yok. Donanımlı ekiplerin gelmesi gerek. Mesela sivil toplum kuruluşlarından (STK) İHH, ANDA gibi dernekler çok faydalı oldu. Tam donanımlı kurtarma dernekleri burada çok faydalı. Akredite oldukları için kendi başlarına da çalışabiliyor.”