İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 6 dile çevrilen FETÖ kitabındaki tespitler dikkat çekti. 6 bölümden oluşan kitapta, örgütün uzun yıllar gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yürüttüğü faaliyetlerin gerçek amacını gizlemek adına uzun vadeli sistematik ve güncel koşullara uyarlanabilen bir algı yönetiminden yararlandığı belirtilirken, “Bu nedenle FETÖ mensuplarının her söylemi, işledikleri ya da işlemeyi tasarladıkları büyük suçların çarpıtmasından ve maskelenmesinden ibarettir” denildi.
BİRÇOK HAKİKAT GÜN YÜZÜNE ÇIKMAYI BEKLİYOR
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) sayılan hemen her suç türünü işleyen örgütün hayır ve hizmet hareketiyle herhangi bir ilgisinin olmadığının, bir suç ve terör grubu olduğunun Türkiye kamuoyu tarafından anlaşıldığı ifade edilen kitapta, “Bu bakımdan Türkiye’de FETÖ’nün işlediği suçların unutulması ya da orta ve uzun vadede yok sayılması imkan dahilinde değildir. FETÖ ile ilgili bilimsel çalışmalar bir arkeoloğun sabrına, dikkatine ve titizliğine sahip olmayı gerektirmektedir. Örgütle ilgili pek çok hakikat halen gün yüzüne çıkmayı beklemektedir” denildi.
AVRUPA İÇİNDE KENDİSİNE ETKİ ALANI OLUŞTURDU
Kitapta, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yurt dışındaki pozisyonu ve faaliyetleri de anlatıldı. Batı’nın 15 Temmuz sonrası bile teröre karşı keskin bir tavır alamadığına dikkat çekilen kitapta, önceden beri Batılı istihbarat birimleriyle ilişki içinde olduğu ve bu yapılarca desteklendiği belirtilen FETÖ’nün, faaliyet yürüttüğü okullar, birlikte çalıştığı düşünce kuruluşları, ilişkili olduğu STK’lar aracılığıyla Avrupa içinde kendisine bir etki alanı yarattığı, buradaki toplumsal algının Türkiye aleyhine şekillenmesi için çalıştığı vurgulandı. Darbe girişimi öncesinde ve sonrasında yurt dışına kaçan örgüt mensuplarının faaliyetlerine yabancı ülkelerde devam ettiği kaydedildi.
ULUSLARARASI ALANDA ETKİSİZLEŞTİRİLMELİ
FETÖ’nün yurt dışında yapılanması ile “dinler arası diyalog” söylemine dikkat çekilen kitapta, “Bu, FETÖ’nün global emellerinin bulunduğuna, yalnızca Türkiye’de değil dünya geneli için tahakküm niyetlerinin olduğuna işaret etmektedir” denildi. Örgütün kendisini tanımladığı “ılımlı İslam” kavramı çerçevesinde ve yükselişte olan İslamofobinin etkisiyle Batıda belirli taban edindiği ve bu grupların da desteğinin alarak meşruiyetini arttırma gayrete içerisinde olduğuna işaret edildi. Kitapta, “Bu nedenle örgütün ve oluşturduğu tehdidin tüm neden ve sonuçlarıyla etkisizleştirilmesi adına yurt içindeki çabaların yanı sıra uluslararası alanda da büyük bir gayretin ortaya konulması önem arz etmektedir” değerlendirmesi yapıldı.
Karargahı 1999’dan bu yana ABD’de
ABD’nin zaaflarından yararlanıyor
FETÖ’nün ABD siyaset alanında, başkanlık seçim süreçlerinde adaylara mali yardımlar yapma ve lobi faaliyetleri yürütme şeklinde etkinlik gösterdiği belirtilirken, “ABD siyaseti ile bürokrasisi arasındaki gerilim alanlarında oluşan çatlaklarda ve Amerikan sisteminin yapısal ana arterlerinde faaliyet göstermeye çalışan FETÖ, ABD sisteminin zaaf ve niteliklerinden stratejik düzeyde yararlanıyor” denildi.