Ana muhalefet partisi CHP, FETÖ’ye karşı yürütülen mücadeleyi istismar etmek ve 15 Temmuz’da darbe girişimin hedefi olan AK Parti’yi zan altında bırakmak için yine ‘siyasi ayak’ propagandasını raftan indirdi. Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç’un imzası ile bir önerge veren CHP, FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması için TBMM’de Araştırma Komisyonu kurulmasını talep etti. Hükümeti hedef almak için sık sık ‘siyasi ayak’ polemiği başlatsa da böyle bir komisyonun kurulması en çok CHP’yi vuracak. Yapılacak derinlemesine bir inceleme FETÖ’nün CHP ve masonlar tarafından kurulup büyütüldüğünü tescilleyecek.
15 YAŞINDA İSMET İNÖNÜ İLE GÖRÜŞTÜ
Yeni Şafak’ın ulaştığı 27 Mayıs darbesine aktif olarak katılan Millî Birlik Komitesi Üyesi Albay Şükran Özkaya’nın arşiv belgeleri ve geçmişe dönük arşiv taramaları da Gülen’in daha ‘ergenlik’ döneminden itibaren CHP ve masonlarla derin bağlar kurduğunu ortaya koyuyor. Gülen’in karanlık tarihi doğumuyla birlikte başlıyor. Birbiri ile çelişen resmi kayıtlara göre nerede doğduğu bile tam bilinmeyen Gülen’in CHP ile yolları 15 yaşında kesişiyor. Belgelere Gülen, mason locasına kaydı bulunduğu iddia edilen CHP’nin Genel Başkanı İsmet İnönü ile görüştü.
CHP’DEN ÖZEL DAVET
21 Mart 1958’te ise Kasım Gülek’in Genel Sekreterliğini yaptığı CHP’nin İstanbul İl Gençlik Kolları’nca Beyoğlu Divan Otel’de yapılan Talebe ve Gençlik Teşekkülleri toplantısına davet edildi. Teröristbaşı Gülen de toplantıya iştirak etti. Bu toplantıya katılanlardan biri de CHP’nin genç milletvekillerinden Bülent Ecevit’ti. İlerleyen yıllarda şefaatçiliğe kadar varan Gülen-Ecevit ilişkisinin temeli de bu yıllarda atıldı. Ardından Gülen’in talihi açıldı. 1959 yılında ülkede vaiz sıkıntısı varmış gibi mahkeme kararıyla yaşı 1 yıl büyütülerek Diyanet’te göreve başlatıldı.
Soğuk savaş dönemi Türkiye’sinde de Gülen CHP güdümlü bürokrasinin önemli bir adamı oldu. Tabip subay Dr. Esat Keşafoğlu’nun yönlendirmesiyle CIA ve NATO iş birliği ile kurulan Özel Harp Dairesi’ne girdi. Bu günlerde Özel Harp Dairesi’nde Nurcuların içine yerleştirilmiş olan Av. Bekir Berk ile tanıştı, Berk aracılığıyla Nurcuların arasına girer ve bir süre kendini Nurcu olarak takdim etti. 16 Eylül 1968’de Milli Birlik Komitesi Genel Sekreteri Albay Şükran Özkaya, MAH tarafından hakkında şikayetler artan Gülen’in Özel Harp Dairesi elemanı olduğunun bildirildiğini açık açık itiraf etti. Gülen, kamu görevlilerinin dernek üyesi olması yasak olmasına rağmen 1962-1963 yıllarında özel harp mahsulü Erzurum Komünizmle Mücadele Derneği’nin kurucuları arasında yer aldığı ve dernekte aktif olarak görev yaptı. Gülen yine aynı dönemlerde CHP’nin uzantısı olan Halk Evleri’nin Erzurum’daki şubesinde divan üyesi oldu.
Hep vesayetin yanında durdu
Gülen Ecevit’e şefaatçi olacak
28 Şubat sürecinde de darbecilerden yana olan Gülen’in, sürecin ardından göreve gelen Bülent Ecevit’le arasından su sızmadı. Gülen 1958’de tanıştığı Ecevit için 2007 yılında şu cümleleri kurdu: “Eğer ahirette Allah bana şefaat etme imkanı verirse, bunu ilk önce Ecevit için kullanırım.” Şubat 1998’de Vatikan’ı ziyaretinden 5 gün öncesinde Bülent Ecevit’i İstanbul’daki evinde ziyaret eden Gülen burada ne konuştu hala muamma. 1999 yılı Haziran ayında ortaya çıkan FETÖ’nün devleti ele geçirme planıyla ilgili görüntüler de dönemin başbakanı Ecevit tarafından geçiştirildi.
Önce partiye bağış sonra locaya üyelik
***
Genel Sekreter Kasım Gülek başta olmak üzere CHP içinde kol gelen masonlarla da Gülen’in arası hep iyi oldu. İsmet İnönü ve Kasım Gülek’ten sonra Gülen’in öz geçmişindeki önemli mason isimlerden birisi de dönemin Edirne Müftüsü Yaşar Tunagür oldu. Tunagür Gülen’i hep koruyup kolladı. 15 Mart 1967’de 429050 numaralı makbuz ile CHP İzmir teşkilatına 5 bin lira bağışta bulunan Gülen, ne tesadüftür ki aynı gün Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği İzmir Üçgen Locasına kabul edildi. Masonlar tarafından 1955’te başlatılıp yürütülemeyen Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü Projesi ile 1963’teki “İbrahimi Dinler Projesi” daha sonra Gülen’e devredildi. Gülen’in şer yönünü ilk fark edip şikayet eden kişi Diyanet’in gezici vaizi Salih Cemal Esirger oldu. Esirger, Diyanet’e yazdığı mektupta Gülen’in ajan gibi çalıştığını, Yahudi cemaatinden çantayla para aldığını ve kendini Mehdi ilan ettini ropor etti. Ancak Gülen hakkında kayıtlı hiçbir işleme rastlanmadı. Yeni Şafak’ın elindeki belgelere göre Gülen, 1967-1974 arası masonların en az 21 toplantısına iştirak etti. CHP’li büyük mason Kasım Gülek’in cenaze namazı da bizzat Fetullah Gülen tarafından kıldırıldı.
Elebaşını kim korudu?
Soru hırsızlığı örtbas edildi
Fetullah Gülen’in gizli bir el tarafından korunduğunun bir göstergesi de 1986 yılında askeri okullara giriş sınav sorularının çalınması olayı. Dönemin etkili yayın organları soruların ‘Fetullahçı’ öğrenciler tarafından çalındığını yazdı. Ancak soruları çalarak okulu kazanan 250 kişiden sadece 50-60’ı ordudan atıldı. Gülen bu soruşturmadan da ilginç bir şekilde paçasını kurtardı.
Karanlık suikastler aydınlığa kavuşur
FETÖ elebaşı, çalkantılı geçen dönemlerde attığı kritik adımlarla dikkat çekti. Gizli görüşmeler gerçekleştirdi, yurt dışına kritik ziyaretler gerçekleştirdi, 28 Şubat gibi süreçlerde doğrudan aktif rol aldı. Ancak attığı her adım karanlıkta kayboldu. Eğer önerge kabul edilip ciddi bir araştırma yapılırsa şu sorularda cevap bulacak:
ÖZAL’I NEDEN TEHDİT ETTİ
Soru hırsızlığı örtbas edildi
Fetullah Gülen’in gizli bir el tarafından korunduğunun bir göstergesi de 1986 yılında askeri okullara giriş sınav sorularının çalınması olayı. Dönemin etkili yayın organları soruların ‘Fetullahçı’ öğrenciler tarafından çalındığını yazdı. Ancak soruları çalarak okulu kazanan 250 kişiden sadece 50-60’ı ordudan atıldı. Gülen bu soruşturmadan da ilginç bir şekilde paçasını kurtardı.