Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır’a geldi. Yılmaz Diyarbakır Havalimanı’nda, Vali Ali İhsan Su, AK Parti milletvekilleri Suna Kepoğlu Ataman, Mehmet Galip Ensarioğlu, Mehmet Sait Yaz, eski Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, AK Parti MKYK üyesi Abdurrahman Kurt, siyasi partilerin il başkanları, İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya ve belediye başkanları tarafından karşılandı. Valiliği ziyaret ederek Vali Ali İhsan Su’dan kentteki çalışmalar hakkında bilgi alan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, daha sonra HDP İl Binası önünde 3 Eylül 2019’dan beri nöbet tutan aileleri ziyaret etti. Burada açıklamalarda bulunan Yılmaz, Diyarbakır Annelerinin önemli bir duruş sergilediğini ifade ederek, “Bugün, Diyarbakır Anneleri ile bir kez daha buluştuk. Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak geldim bu sefer. Daha önce farklı vesilelerle kendilerini ziyaret etmiştik. Onlarla hasbıhal, sohbet etme fırsatı bulmuştuk. Bugün bir kez daha sohbet etme imkanı bulduk. Bu annelerimiz, 1447 gündür nöbetteler. Sabırlar, ısrarla, evlatlarını terör örgütünden kurtarmak için bir duruş ortaya koyuyorlar. Bu son derece kıymetli bir tavırdır. Kıymetli bir duruştur. Hiçbir ideoloji, hiçbir etnik milliyetçilik, hiçbir başka gerekçe, bir insanın, bir gencin, bir çocuğun hayatından kıymetli değildir. Yine hiçbir ideoloji, bir annenin yüreğinden kalbinden, evladına duyduğu hasretten daha kıymetli değildir. Diyarbakır Anneleri, Diyarbakır’da aileler, çok anlamlı bir duruş sergilediler. Terörle biz mücadele ediyoruz. Güvenlik güçlerimiz mücadele ediyor. Adli makamlarımız, toplum olarak mücadele ediyoruz. Ama bunlar arasında en anlamlı mücadelelerden birini Diyarbakır Anneleri ortaya koyuyor. Aslında bu duruşlarıyla şunu da çok açık ve net gösteriyorlar” dedi.
‘PKK Kürtleri temsil etmiyor’
Terör örgütü PKK’nın Kürtleri temsil etmediğini belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Terörün en büyük maliyetinin bu bölgede yaşayan insanlar ödüyor. Canlarıyla, mallarıyla hak ve hürriyetlerinin kısıtlanması ile buradaki demokratik ortamın kalkınma ortamının zehirlenmesiyle hem büyük maliyeti bölgede yaşayan insanlar ödüyor. Terör örgütü uluslararası birtakım çevrelerin aracı olarak maalesef ülkemizin birliği ve beraberliğini ortadan kaldırmayı, huzurumuzu bozmayı hedefliyor. Bunun en güzel örneklerinden biri de çukur hadiseleridir. Diyarbakır'a çukur kazanlar, aslında demokrasiye çukur kazanlardır. Diyarbakır'ın bölgenin kalkınmasına çukur kazanlardır. Yine o dönemlerde de Diyarbakır halkı buna müsaade etmedi. Devleti ile birlikte bu hain teşebbüsü de ortadan kaldırdı. Terör örgütlerini çok iyi bilmemiz lazım. Bunların hiçbiri, iddia ettikleri kesimleri temsil etmiyorlar. Bunun altına özellikle çizmek istiyorum. DEAŞ İslam’ı temsil etmediği gibi, FETÖ'nün Müslümanları temsil etmediği gibi, PKK da kesinlikle bizim Kürt vatandaşlarımızı temsil etmiyor. Sadece bunu kendisini meşrulaştırmaya, kendisine perdeleme aracı olarak kullanıyor” diye konuştu.
‘Asla müsaade etmeyeceğiz’
Terör örgütü ile sonuna kadar mücadele etmeye devam edileceğini belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şöyle devam etti:
“İşte Diyarbakır Annelerinin bu tavrı, terör örgütünün bu yüzünü ortaya çıkaran son derece önemli asil bir tavırdır. Kendilerine yürekten teşekkür ediyorum. Kolay değil, 1447 gündür burada nöbetteler. Bu onların sadece evlatları için bir nöbet değil, ülkemizin huzuru için bir nöbettir aynı zamanda. Demokrasi için, kalkınma için, ülkemizin çok daha güzel yarınlara ulaşması için bir nöbettir ve eninde sonunda anneler, annelerin yüreği, annelerin kalbi kazanacaktır. Hiçbir terör örgütünün gücü annelere yetmez. Yeter ki anneler, bu kararlılıklarını devam ettirsinler. Değerli kardeşlerim şu anda burada 365 aile var. Bunlar 370 çocukları için burada nöbetteler. 43 farklı şehirden aileler burada bulunuyor. Bu çabaların sonucu olarak bugüne kadar 45 anne, 45 aile evladına kavuştu. Bir tek insanın bile kurtulmasına vesile olmasına değer bu çaba. 45 tane evladımız çok şükür bu hain örgütün pençesinden kurtuldu, ailesine kavuştu. Tekrar ifade ediyorum. Terör örgütü ile sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. İnsanımıza da sonuna kadar sahip çıkmaya, bu bölgede yaşayan kim olursa olsun, hangi etnik yapıdan olursa olsun hangi mezhepten ve meşrepten olursa olsun, bütün insanlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu devlet hepimizin devletidir. Bu ülke bu vatan hepimizin vatanıdır. Bu ülkeyi bölmeye, gücümüzü kırmaya çalışanlara, fitne fesat çıkarmaya çalışanlara, bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara da asla müsaade etmeyeceğiz. Ben tekrar değerli annelerimizi ailelerimizi tebrik ediyorum bu duruşlarından dolayı. Cenabıallah evlatlarına kavuşmayı nasip eylesin diyorum. Bundan sonra da tek bir evladın bu terör örgütlerine kurban olmayacağı günleri hep birlikte inşa edelim diyorum. Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.”