Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici kentteki bir iş yerinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Aydın'dan Eskişehir'e atanan Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy'u ziyaret ettiğini aktardı.
Yarın kentte Milli Futbol Takımı'nın, UEFA 2024 Avrupa Şampiyonası (EURO 2024) Elemeleri D Grubu beşinci maçında Ermenistan ile karşı karşıya geleceğini anımsatan Destici, Türkiye'nin söz konusu maçta başarılı olacağına inandığını vurguladı.
Mustafa Destici, BBP MKYK üyeleri Ahmet Namık Akdoğan ve Ahmet Ulupınar'ın, Eskişehir'in Mihalıççık ilçesinde haklarının verilmediği iddiasıyla yer altında oturma eylemi yapan maden işçileri ve şirket yetkilileriyle görüşme yapıp bir rapor hazırladığını belirterek, konuyla ilgili yetkililerle görüşüp söz konusu sorunu çözüme kavuşturacaklarını bildirdi.
Küresel iklim değişikliği nedeniyle Türkiye'nin bazı yerlerinde ani yağış sonucu olumsuzlukların yaşandığına değinen Destici, şunları kaydetti:
Destici, MİT'in ve Türk ordusu ile Türk polisinin terörle mücadelesinin sürdüğünün altını çizerek, "Onlara başarılar diliyorum. Şehitlerimiz de oluyor. Şehitlerimize de bir kez daha yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun. Mekanları cennet olsun inşallah." ifadesini kullandı.
"İnancının gerektirdiği yaşam ya da kılık kıyafet üzerinden tartışma alanı açılmaya çalışılıyor"
Türkiye'de yaşayan 85 milyon vatandaşı hürriyet alanları, etnik kökeni, mezhebi anlayışı, siyasi düşüncesi, yaşam tarzı üzerinden karşı karşıya getirmeye çalışan kesimlerin olduğunun görüldüğünü savunan Destici, şöyle konuştu:
"Bir ara Alevi-Sünni tartışması çıkarıldı. Maalesef çok can yandı. Bir ara sağ-sol kavgasında binlerce gencimiz hayatını kaybetti. Sonra laik-anti laik çatışması çıkarttılar, Türkiye'yi bu şekilde karıştırmaya çalıştılar. Ayrıştırdılar, kamplara böldüler. İşte daha sonra uzun yıllar bu PKK eliyle Kürt-Türk kavgası çıkarmaya çalıştılar. Milletimiz buna da müsaade etmedi. Şimdi de inançları üzerinden ya da inancının gerektirdiği yaşam üzerinden ya da kılık kıyafeti üzerinden bir tartışma alanı açılmaya çalışıldığını görüyoruz. Maalesef insanların inançları için takındıkları başörtüsüne ya da kılık kıyafetine saldırılar gerçekleştiğini görüyoruz. Bunun durup dururken yaşandığını görüyoruz. Yani bir nefret objesi haline getirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Maalesef son seçimde de buna benzer şeyler yaşadık ve üzüldüğümüz şey şu ki bu tür davranışları yapan kişilerin sayıları gittikçe artıyor. Tahsilli olmaları, okuyan kesimler olmaları, kendini 'aydın' diye niteleyen insanlar arasından bunun çıkmış olması gerçekten bizi daha çok üzüyor, endişeye sevk ediyor."
Destici, okuyan, tahsilli insanın daha tahammüllü olması gerektiğini aktararak, kişilerin karşılıklı olarak inançlarına ve kılık kıyafetlerine daha saygılı olmasının önemine işaret etti.
"Türkiye ve Türk milletinin kahir ekseriyeti, büyük bir çoğunluğu, başı açığı, başı kapalısı, dindarı, az dindarı, laiki anti laikliği Kürt'ü, Türk'ü, Alevi'si, Sünni'si, doğulusu batılısı bu memlekette kardeşçe, barış ve huzur içinde yaşamak istiyor" diyen Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herkes inandığı gibi konuşabilir, inandığı gibi yaşayabilir. Herkes kendi kimliğini açıkça ifade edebilir. Herkes düşüncelerini dile getirebilir. Kırmızı çizgimiz neresi? Terör ve şiddet... Bunları teröre ve şiddete başvurmadan, terör örgütleriyle kol kola girmeden, terör örgütlerini desteklemeden, terör örgütüyle iltisaklı olmadan yapacak. Herkesin aklını başına alması lazım ve bu milleti ayrıştıracak, kamplaştıracak, birbirinden uzaklaştıracak davranışları terk etmesi lazım. Hele ki insanlar inandığı gibi giyiniyorsa bu başkasının laf edebileceği ya da kötüleyebileceği bir davranış olamaz. Asıl bunu yapan yobazdır ya da asıl bunu gerçekleştiren bir taassubiyet hali içerisindedir. Bizim bağnazlığa da yobazlığa da bu taassubiyete de tahammülümüz yoktur. Herkesin nasıl inanıyorsa, hangi dine inanıyorsa, hangi mezhebe inanıyorsa onun gereklerini yaşama hakkı, inanç hürriyeti kapsamındadır ve anayasal güvencededir. Dolayısıyla da herkesin buna saygılı olması gerektiğini ifade ediyorum."
"Yerel seçimlerde aldığımız oyu en az üçe, dörde katlayacağız"
Mustafa Destici, bir gazetecinin "Yerel seçimlerde partiniz nasıl bir yol haritası izleyecek?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Türkiye'nin her bölgesinde, ilinde, ilçesinde, beldesinde kendi adaylarımızı çıkaracak şekilde hazırlıklarımızı yapıyoruz ve buna da hazırız. Teşkilat olarak da kadro olarak da aday olarak da buna partimiz hazırdır. Bunu en son genel seçimlerde de gösterdik. 81 ilin tamamında kendi milletvekili adaylarımızla seçime katıldık ve arkadaşlarımız da kendi gücümüz nispetinde güzel bir çalışma gösterdiler. Tabii potansiyelimiz daha yüksek ama potansiyelimizin karşılığını bu seçimde alamadık. İnşallah yerel seçimlerde aldığımız oyu en az üçe, dörde katlayacağımıza yürekten inanıyorum. Diğer taraftan da tabii biz Cumhur İttifakı'nın bir parçasıyız. Elbette ki Cumhur İttifakı'nın ruhuna da uygun hareket edeceğiz. O ruh nedir? O ruh, devletin varlığı, ülkenin bütünlüğü, milletin istiklali ve istikbali noktasında üzerimize ne düşerse biz onu bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapacağız. Tabii bazı şehirlerle ilgili işbirliği noktasında birtakım görüşmeler yapılabilir mi? Elbette yapılabilir. Şu anda yapılmış ya da neticelenmiş bir görüşme yoktur."
"İYİ Parti'nin Cumhur İttifakı içerisinde yer almasını arzu ederiz"
"İYİ Parti'nin Cumhur İttifakı'na katılacağı yönünde söylentiler var. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Destici, şunları dile getirdi:
"Geçtiğimiz genel seçimlerde de ben aslında İYİ Parti'nin Cumhur İttifakı içerisinde yer alması gerektiğini ifade etmiştim. Eğer İYİ Parti, Cumhur İttifakı çatısı altında seçimlere girmiş olsaydı bugün yaşananlar kendileri, kendi partileri ve kendi bulundukları ittifak açısından yaşanmamış olurdu. Biz kendilerini defaten uyardık. Yani o ittifakta, karşı ittifakta, Milli İttifakı'nda PKK olduğunu, PKK'nın uzantıları HDP'nin, Yeşil Sol'un, DHKPC'nin uzantıları olduğunu, TİP'in, TİKKO'nun uzantıları olduğunu ifade etmiştik, söylemiştik. Ama o zaman kulaklarını kapattılar, bildikleri yolda devam ettiler. Ama seçim bittikten sonra şu anda herkes orada eteğindeki taşı döküyor. Şu anda en çok eteğinde kimin taş birikmiş diye bakıyoruz. İYİ Partililerin eteğinde çok taş birikmiş. Şu anda onlar inanılmaz bir şekilde Millet İttifakı'na, Cumhuriyet Halk Partisine, Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanına, adaylarına yönelik her şeyi söylüyorlar ve seçimin kaybedilmesinin sorumlusu olarak da Kemal Bey'i, Cumhuriyet Halk Partisini ve onların kadrolarını görüyorlar. Bu saatten sonra da Cumhuriyet Halk Partisiyle tekrar yerel seçimlerde bir ittifak yapabilirler mi? Bütün bu yaşananlara ve İYİ Parti'nin ortaya koyduğu bu zikzak siyasetine baktığımda her şey olabilir diye görüyorum. Bir kere daha genel seçimlerde yaptığımız çağrıyı yapıyoruz. Biz elbette ki İYİ Parti'nin Cumhur İttifakı içerisinde yer almasını arzu ederiz. Bu sadece yerel seçimlere mahsus bir şey değil. Biz, Türk devletinin varlığını daha güçlü bir şekilde devam ettirmesi, ülkenin bütünlüğünün muhafazası ve Türkiye'nin gelişmesi, büyümesi, milletin kardeşliği açısından milli, manevi hassasiyetleri yüksek olan, devletin varlığını, ülkenin bütünlüğünü, milleti önceleyen herkesin bir araya gelmesini arzu ediyoruz."
Açıklamada BBP MKYK üyeleri Akdoğan ve Ulupınar ile bazı partililer de hazır bulundu.