Depremde telefonların çekmemesi ulusal güvenlik sorunu: Konu MGK'da ele alınsın

İstanbul'da yaşanan depremin ardından GSM firmalarının hizmet verememesinin yankıları sürüyor. İlgili şirketler 'sorun bizden kaynaklı değil' dese de vatandaş inanmıyor. Yenisafak.com sürecin askeri boyutunu, mevcut sistemin aksaklıklarını ve drone kullanılarak bu sorunun nasıl aşılabileceğini farklı isimlerle konuştu. Yeni Şafak'a bilgi veren kaynaklar, cep telefonu firmalarının servis sağlayıcılarının büyük çoğunluğunun deprem bölgesinde olduğunu, yedeklerin de yine aynı şekilde deprem bölgesinde korunduğuna dikkat çekti.

Sertaç Aksan
Uzmanlara göre depremin ardından yaşanan GSM sıkıntısı, Türkiye için çok önemli bir ulusal güvenlik sorununa işaret ediyor.

İstanbul'da yaşanan deprem binaları değil ama GSM firmalarını doğrudan vurdu. Saatlerce yakınlarına ulaşamayan vatandaşların ödediklerini faturaların karşılığını alamadığını savunurken, ilgili GSM firmaları sorunun kendilerinden kaynaklanmadığını iddia etti.

Yenisafak.com, sürecin askeri-istihbari boyutunu, mevcut sistemin aksaklıklarını ve çözümün neler olabileceğini farklı isimlerle konuştu.

Yaşananlar bir ulusal güvenlik sorunu

Terör ve Güvenlik Uzmanı, E. İstihbarat Albayı Coşkun Başbuğ, sürecin bir 'ulusal güvenlik sorunu' olduğunun altını çizerek, kesintinin neden kaynaklandığının ilgili kurumlar tarafından muhakkak ortaya çıkarılması gerektiğine vurgu yaptı.

Devletin bu tür durumlar için B ve C planlarının hazır olduğunu anlatan Başbuğ, sadece deprem için değil, herhangi başka bir afet, savaş durumu ya da iç karışıklık gibi durumlarda da iletişimin nasıl sağlanacağının net bir şekilde belirlendiğini anlattı.

Başbuğ, TSK'nın bu konuda oldukça yetkin çalışmalar yaptığına işaret ettikten sonra, "Milyonlarca kişinin birbiriyle bağlantısının koptuğunu düşünün. Bunun nasıl bir kaosa neden olabileceğini tahmin edebiliyorsunuzdur." şeklinde konuştu.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/09/27/03/45/resized_86cf7-3bca3586sertacroportajcoskunbasbug.jpg

İstihbarat kurumları 'sabotaj' boyutunu ele alacak

MİT başta olmak üzere ilgili kamu kurumlarının dün yaşanan süreçte içeriden ya da dışarıdan bir müdahale olup olmadığını araştırdığını açıklayan Başbuğ, şunları söyledi:

"Kimi firmalar sıkıntının kendilerinden kaynaklanmadığı iddiasında. Tabi bu araştırılıyor şuan. Ben bunu bir fırsat olarak görüyorum. Dünkü yaşananların ardından tüm kurumlar kendi görev ve sorumluluklarını bir kez daha net bir şekilde anlamıştır.

Günümüzde iletişim en öncelikli konu. Suriye, Irak ve diğer ülkelerde yaşananları unutmayalım.

Telefon kesintisi ulusal güvenlik sorunu: MGK'da ele alınmalı

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/09/27/03/46/resized_e0df2-f8e3e2d5nihatcindioglukamaap.nihat%20cindio%C4%9Flu%20-%20kamaap

Servis sağlayıcılar da yedek üniteler de aynı deprem bölgesinde

Türkiye'de 'Yerli WhatsApp' programını yapan kişi olarak bilinen Kamaap uygulamasını üreten yazılım firmasının sahibi Nihat Cindioğlu ise sürecin altyapı noktasındaki eksikliklerine dikkati çekti.

GSM firmalarının hizmet sağlayıcılarının İstanbul'da yani deprem bölgesinde olduğuna işaret eden Cindioğlu, "Sistemi İstanbul merkezli kurdular. Peki yedekleri nerede tutuyorlar? Onun da yüzde 80'i aynı yerde. Yani hem asıl unsurlar hem yedekler ikisi birden deprem bölgesinde. Yüzde 20'lik bir kısım Ankara'da. Ama beyin İstanbul'da olduktan sonra diğer kalan yerlerin bir önemi kalmıyor." dedi.

Depremin ardından 'Alo' diyemedik

GSM firmalarının sürekli fiber internet ve 5G reklamları verdiğine ancak gerçeğin depremin hemen ardından ortaya çıktığına değinen Cindioğlu, "Depremin ardından 'Alo' bile diyemedik. En basit şey ses aktarımı. Sesi aktaramadıktan sonra sabaha kadar 5G ya da fiber reklamı yapsanız da boşa." şeklinde konuştu.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/09/27/03/48/resized_72cd2-6f6be260uzeyirdestanroportaj.jpg

Drone'lar ile bu sorun çözülebilir

Siber Güvenlik Uzmanı Üzeyir Destan ise 'Çözüm ne olabilir' sorusunu 'Drone' projesi üzerinden anlattı.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/09/27/03/52/resized_f2d47-8edd120edrone1.jpeg

Tasarladıkları projede drone'ların kabaca A, B ve C olarak adlandırıldığını, A'nın C'yi görmediği durumda B'nin A ile C arasında bir köprü görevi gördüğünü kaydeden Destan, şöyle devam etti:

"Bu sadece afet zamanı kullanılacak bir sistem değil. Sınır ötesinde de oldukça faydasını görebileceğiniz bir yapı.

Valilik ve Belediye emir yayınlayınca drone'lar havalanır

Drone'lar üzerine yerleştirilecek modem ve mikro bilgisayarlar ya da baz istasyonları ile kendi içlerinde bir ağ oluşturmasını sağlayabilirsiniz. Kulaktan kulağa oyunu gibi düşün sistemi. Hepsi birbirine bilgi aktarıyor.

Eğer bir drone sorun yaşarsa, hemen yanındaki drone onun görevini üstleniyor ve sistem kesintiye uğramıyor.

Sistem kurulduğunda, aksi bir durumda Valilik ya da Belediye emir yayınlayınca drone'lar havalanabilir. İlk etapta çok önemli yerlerde ANKA ve Bayraktar gibi uzun süre havada kalan araçlarımızla bunları halledebiliriz. Daha az öncelikli yerlerde ise küçük drone'lar kullanabiliriz. AR-GE sonrasında belki küçük drone'ların güneş enerjisi ile çalışması ve havada çok uzun süre kalması da sağlanabilir.

Sistem tüm bu birimleri içine alacak bir komuta merkezi kurulmasını ve merkezden tüm drone'ların yönlendirilmesi üzerine kurulu olacak."

GÜNDEM
Milli Amfibi Hücum Gemilerine özel görev: Deniz Kuvvetleri depreme hazır