Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Türkiye'ye eserler ve hizmetler kazandırmayı sürdürdükleri bir ayın daha geride kaldığını dile getiren Erdoğan, son Kabine Toplantısı'ndan bu güne iştirak ettiği programlara ilişkin bilgi verdi.
Kabine Toplantısı'nın ertesi günü Yurtdışı Müteahhitlik Başarı Ödülleri'nin takdim töreni vesilesiyle Türkiye'yi dünyanın dört bir yanında temsil eden iş insanlarıyla bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, "Ülkemizin müteahhitlik listesinde 42 firmayla, teknik müşavirlik listesinde 6 firmayla yer aldığı bu değerlendirmeleri önemli görüyoruz. Dünyada hem yeni altyapı kurma hem eskiyen altyapıyı yenileme ihtiyacı bitmedikçe müteahhitliklerimizin başarılı çalışmaları artarak sürecektir." diye konuştu.
Erdoğan, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinden mezun olan subay ve astsubayların diplomalarını vererek bu iki önemli teşkilatın gücüne güç kattıklarını dile getirdi.
Deprem bölgesinin istisnasız her gün, her an olduğu gibi geçen haftalarda da yine gündemlerinin ilk sıralarında olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kimi vicdan ve ahlak fukaraları hala depremzedelere hakaret etmekte, onların acıları üzerinde tepinmekte ısrar ederken biz yaraları sarmayı sürdürüyoruz. Konteyner kent kurulumlarını tamamlayıp talep eden hak sahiplerini buralara yerleştirdik. Yardımları sistemli bir şekilde ulaştırıyoruz. Şehirlerimizi hızla yeniden ayağa kaldırmak için bölgede ardı ardına temel atma törenleri gerçekleştiriyoruz. Son temel atma töreniyle birlikte Adıyaman'da söz verdiğimiz 65 bine yakın konut ve köy evinin yarısından fazlasının inşasına başlamış olduk.
Depremde en büyük yıkımı yaşayan Hatay'da ise son temel atmayla beraber 50 bin konut, köy evi ve iş yerinin inşa çalışmaları devam ediyor. Yerinde dönüşüm projemize Hatay'daki başvuru sayısı 86 bini geçti. Dolayısıyla bu şehrimizi de kısa sürede ayağa kaldırmanın gayreti içerisindeyiz. İnşallah yakında temel atmanın yanı sıra açılış törenleriyle de yeni evlerine kavuşmalarının sevincini depremzedelerimizle paylaşacağız."
Her yıl olduğu gibi bu sene de 25 Ağustos'ta Ahlat'ta, 26 Ağustos'ta Malazgirt'te Anadolu topraklarını ebedi vatan olarak bırakan ecdadı yad ettiklerini belirten Erdoğan, Bitlis'teki toplu açılış töreni ve bölgede görev yapan valililerle gerçekleştirdikleri toplantıyla artık geleneksel hale gelen Ahlat programlarını zenginleştirdiklerini söyledi.
Erdoğan, "Malazgirt'te de gençlerimizin, atalarının bin yıllık heyecanını, coşkusunu, azmini, cesaretini tüm canlılığıyla yaşattığının işareti olan etkinlikleri memnuniyetle izledik." dedi.
"Zaferler ayı" olan ağustosun son durağı 30 Ağustos Zafer Bayramı vesilesiyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan görkemli programın hep birlikte yaşandığını belirten Erdoğan, bu törende Cumhuriyet'in 100. yılı anısına bestelenen marşın da ilk defa dinlendiğini belirtti.
Erdoğan, beğeniyle karşılanan marşın millete hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) yönetimini de 30 Ağustos'ta kabul ederek ekonomideki son gelişmeleri kendileriyle değerlendirdiklerini aktardı.
Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulunun diploma ve sancak devir teslim törenlerini de aynı gün gerçekleştirdiklerini dile getiren Erdoğan, takip eden günlerde ise Deniz Harp Okulunun ve Hava Harp Okulunun diploma ve sancak devir teslim törenlerine katıldıklarını belirtti.
Yıl bitmeden yapılacak sınavla 1000 hakim ve savcı yardımcısı alınacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eylülün ilk günü yapılan adli yıl açılış töreninde ülkenin adalet sistemine bugüne kadar yaptıkları katkıları hatırlattıklarını, yeni anayasa çağrısını da tekrarladıklarını belirterek, "Yeni adli yılda tüm vatandaşlarımızın adalete erişimini kolaylaştırmaya devam edeceğiz. İçinde bulunduğumuz yıl bitmeden yapılacak sınavla 1000 hakim ve savcı yardımcısı alarak kapasitemizi güçlendireceğiz. Başta deprem bölgesi olmak üzere ihtiyaç duyulan 9 ilimiz ve ilçelerimizde yeni adliye binalarının yapımı için ihaleye çıkıyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'yi darbe anayasasından tamamen kurtarıp demokrasiye yakışır sivil bir anayasayla buluşturma çabalarını Meclisin açılmasıyla birlikte ittifak ortaklarıyla istişare içinde yeniden başlatacaklarını bildirdi.
"Milyonlara ulaşan TEKNOFEST, gençlerimizin önlerine konan bentleri yıkıp geçtiğini gösteriyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Teknoloji Hamlesinin sembolü olarak gördükleri TEKNOFEST'in Ankara organizasyonuna katılarak gençlerle geçmişten bugüne ve geleceğe uzanan samimi bir hasbihalde bulunduklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Gerek başvuru sayısı, gerekse ziyaretçi sayısı artık milyonlara ulaşan TEKNOFEST, gençlerimizin önlerine konan bentleri yıkıp geçtiğini, zincirleri parçalayıp attığını gösteriyor. İnşallah yarın bayrağı bu gençlerimize devrettiğimizde gözümüz arkada kalmayacak."
Her 1 Eylül'de olduğu gibi bu yıl da av sezonunun açılışı münasebetiyle balıkçıları deryaya yolcu ettiklerini anımsatan Erdoğan, "Vira Bismillah diyerek denizlere açılan tüm balıkçılarımıza bol bereketli ve kazasız, belasız bir av sezonu diliyoruz." şeklinde konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Putin'le Soçi'deki görüşme
Erdoğan, dün Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le oldukça kapsamlı ve verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade ederek, "Rusya-Ukrayna savaşının sürdüğü, Tahıl Koridoru başta olmak üzere pek çok insani gündemin masada olduğu bir dönemde bu görüşmenin kıymetinin tüm dünya tarafından takdir edildiğine inanıyorum." dedi.
Orta Vadeli Program yarın açıklanacak
Erdoğan, yarın uzun süredir hazırlıkları devam eden ve ekonomide gelecek dönemin yol haritasını teşkil eden Orta Vadeli Program'ın tanıtımını yapacaklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafta sonu G20 Liderler Zirvesi için Hindistan'da olacaklarını, bir sonraki hafta sonu ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Türkiye'yi temsil etmek ve çeşitli görüşmeler yapmak üzere ABD'ye gideceklerini kaydetti.
İkinci çeyrek büyüme rakamları
Geçen ayın son günü Türkiye'nin 2023 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamlarının açıklandığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buna göre yılın ilk çeyreğinde düzeltilmiş rakamıyla yüzde 3,9 büyüyen Türkiye ekonomisi, ikinci çeyreği de yüzde 3,8'le tamamladı. Böylece Türkiye, 2023 yılı ikinci çeyreğinde OECD ülkeleri arasında Kosta Rika'nın ardından en yüksek oranda büyüyen ikinci, G20 ülkeleri arasında ise Çin ve Endonezya'yı takiben üçüncü devlet olmayı başardı. İkinci çeyrek ihracat rakamlarımızda da benzer bir tabloyu görüyoruz. Türkiye, G20 ülkeleri arasında mal ve hizmet ihracatını arttıran üç ülke arasında yüzde 2,3 oranıyla ikinci sırada yer alıyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağustos ayının yine bir rekoru ifade eden 21,6 milyar dolarlık ihracatla kapatıldığını belirterek, yılın ilk sekiz ayındaki ihracatın 165 milyar doları, yıllık ihracatın da 253,5 milyar doları bulduğunu ifade etti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türk lirasıyla yapılan ihracat rakamının yılın ilk sekiz ayında 361,6 milyar liraya yükselmesi, cari açığımız bakımından sevindirici bir gelişmedir. Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatımızın toplam ihracat içindeki payının yüzde 40'ı geçmesi de bir diğer sevindirici haberdir. Dünya ticaretinden aldığımız pay ise yüzde 1,04. Bu seviyeye kadar çıkmıştır. Tüm bunlara rağmen henüz cari fazla konusunda arzu ettiğimiz seviyeye gelememiş olmamızı bir hayıflanma olarak ifade etmek istiyorum. İnşallah o günleri de yakında göreceğiz."
Deprem felaketi ve küresel ticarette yaşanan küçülmeye rağmen elde edilen büyüme başarısının, istihdam ve üretimin korunmasını sağladığını belirten Erdoğan, bu verilerin açıklanmasıyla pek çok uluslararası kuruluşun Türkiye'nin 2023 büyümesiyle ilgili tahminlerini yukarı yönlü revize etmeye başladığını bildirdi.
Esasen bunun gibi düzeltme çabalarıyla eskiden beri sıkça karşılaştıklarını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Uluslararası kuruluşların bazısı art niyetli olarak, bazısı da potansiyelimizi kavrayamadıkları için her alanda düşük değerlendirme rakamları açıklıyor. Ülkemiz içinden birileri de maalesef bu çarpıklığa, yaydıkları yalan yanlış malzemelerle destek veriyor, teşvik ediyor. Günün sonunda Türkiye'nin üretim ve istihdam gücüne uygun sonuçlar elde etmesiyle ortaya çıkan rakamlar, elbette bu oyunu bozuyor. Buna rağmen ısrarla aynı yanlışı yapmayı sürdüren kuruluşların kendi itibarlarına zarar verdikleri bir gerçektir. Biz kimsenin ne dediğine bakmadan yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla ülkemizi büyütme hedefimize doğru kararlılıkla yürüyoruz. Elbette bu meşakkatli yolda kimi zaman beklenmedik durumlarla karşılaştığımız, hatta küçük de olsa gerilemeler yaşadığımız oluyor. Ama her seferinde hızla toparlanıp eskisinden de iyi neticelerle yolumuza devam ediyoruz."
"Enflasyonu da dize getireceğimize inanıyoruz"
Ekonomide son dönemde yaşanan hadiseleri, dünyayı ve Türkiye'yi doğru okuyarak tespit ve teşhis eden pek az objektif ve vicdanlı iktisatçıya da rastladıklarını kaydeden Erdoğan, "Niyetler ve yaklaşımlar farklı olduğu için ekonomiden diplomasiye hemen tüm alanlarda Türkiye'nin hayrına fikirler ortaya koyan teklifler sunan az sayıda aydın görüyoruz." ifadesini kullandı.
Türk siyasetinin muhalefet cenahındaki kifayetsiz ama bir o kadar da muhteris iklimin, maalesef bilim insanları, medya mensupları ve bunlardan beslenen kesimleri de zehirlediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evine, arabasına, malına, hizmetine, ekonomik gerekçelerle izah edilemeyecek fahiş fiyatlar işleyerek enflasyonla mücadelemize zarar verenleri işte bu zehirli iklim yoldan çıkarmaktadır. Yalan yanlış çarpıtma eseri hezeyanların, cehaletin, en önemlisi de sinsi operasyonların kol gezdiği sosyal medyadan etkilenerek bu furyaya katılanların sayısı da az değildir. Hayat pahalılığıyla mücadelemizin önündeki en büyük nakisa işte bu çarpık anlayışın, tıpkı zehirli bir hava gibi her yere yayılmasıdır. Ağustos ayı verileriyle birlikte yıllık enflasyonun yüzde 56'ya yükselmesi hayat pahalılığıyla mücadelemizi daha sıkı yürütmemiz gerektiğine işaret ediyor. Hiç şüphesiz bu uzun, zorlu ve sabır isteyen bir süreçtir. Nice badirelerin üstesinden gelen bir yönetim olarak Allah'ın izniyle enflasyonu da dize getireceğimize tüm kalbimizle inanıyoruz."
"Düşüşler görmezden geliniyor"
Çalışanların ücretlerine yapılan her artışın daha para insanların cebine girmeden katbekat fazlasıyla A'dan Z'ye her ürüne, her hizmete yansıtıldığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Petrol fiyatlarındaki her artış etiketlere aktarılırken düşüşler görmezden geliniyor. Üstelik aynı ürün veya hizmetin farklı yerlerdeki fiyatları arasındaki makasın çok açıldığı durumlar da var. Demek ki kurdaki ve enflasyondaki artış oranlarının ötesinde bir fiyatlama güdüsüyle karşı karşıyayız. Bu da karşımızdaki sorunun ekonomik değil, psikolojik olduğuna, hayat pahalılığıyla, enflasyonun farklı gerçekleri gösterdiğine işaret ediyor. Devlet olarak bir yandan hayat pahalılığını körükleyen, psikolojik faktörler ve bu durumu fiyatlara yansıtan mekanizmalarla mücadele ediyor, bir yandan enflasyonu düşürecek programları kararlılıkla uyguluyoruz. Her türlü yalanla ve iftirayla idari kurumlar ve yargı nezdinde mücadelemizi sürdürürken vatandaşlarımızı bu zehirli iklimin yol açtığı zararlardan korumak için gereken adımları da atıyoruz. Son olarak taşınmaz malların ve ikinci el araçların ticaretiyle ilgili bir düzenleme yaptık. İlan sitelerinde sahte hesaplar üzerinden fiyatları şişirenleri ve bilgi kirliliğine yol açanları engellemek amacıyla ilanlarda kimlik doğrulaması mecburiyeti ve para cezası müeyyidesi getirdik."
Otomobil bayisi ve galericilere 221 milyon lira ceza
Erdoğan, sektörde arz talep dengesini bozacak şekilde hareket eden otomobil bayisi ve galericilere bugüne kadar 221 milyon lira idari para cezası kesildiğini, fahiş fiyat ve stokçuluk yaptıkları tespit edilen perakendecilere kesilen ceza miktarının da 188,5 milyon lirayı geçtiğini bildirdi.
Tüketici şikayetleri üzerine yapılan denetimlerde de 163 milyon lira idari para cezası uygulandığını belirten Erdoğan, "Yılbaşında tüketicilerin şikayetleri doğrultusunda hazırladığımız yeni düzenlemeler yürürlüğe girecek." dedi.
Erdoğan, elektronik ticaret platformlarının işleyişinin de hem tüketiciler hem küçük ölçekli işletmeler bakımından yakından takip ettikleri hususlar arasında bulunduğunu kaydetti.
Tüm bu denetim ve cezaların önemli olduğunu, bunun yanında idari para cezaları, kapatma ve men gibi cezaların daha caydırıcı hale gelmesi gerektiğini anlatan Erdoğan, hazırlıklarına başlanan 2024 bütçesinde bu doğrultuda gereken adımları atacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bununla beraber milletimizi karamsarlığa sürükleyerek çalışma, üretme, mücadele azmini kırmak isteyenler, aklımıza gelen gelmeyen her mecrayı kullanıyor. Öyle ki mesele siyasi ve ekonomik manipülasyonları aşan, insanlarımızın günlük hayatlarındaki hak ve özgürlüklerini hedef alan nobranlıklara kadar varmıştır. Otobüslerde, metrolarda, mağazalarda, yolda insanlarımızı taciz etme noktasına varan küstahlıklarla daha çok karşılaşmaya başladık. Kültür-sanat gibi, spor gibi hepimizi müşterek değerlerimiz, sevinçlerimiz, gururlarımız etrafında birleştirmesi gereken alanları ne yazık ki bozgunculuk aracı haline getirmeye kalkanlar olduğunu görüyoruz. Hiç kimse kusura bakmasın, bu ülkeyi bir avuç azınlığın malı, bu milleti de aynı azınlığın kölesi olarak gören müstekbirlerin devri çoktan kapanmıştır."
"Kibir kuleleri beyhude uğraş içinde"
Sandıkta yaşadığı hezimetin faturasını 28 milyon vatandaşa kesmeye çalışan kibir kulelerinin, tamamen beyhude bir uğraş içinde bulunduğunu söyleyen Erdoğan, "Herkes, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsun olmasın, tüm bireylerin var olma, yaşama, kendini ifade etme hakkına ve oy tercihlerine saygı göstermek mecburiyetindedir." dedi.
Erdoğan, sırf yabancı diye, sırf başka bir dil konuşuyor diye, sırf başı örtülü, çarşaflı, takkeli ve sakallı diye insanlara laf atmanın, hakaret etmenin, hele hele el uzatmanın asla kabul edebilecekleri bir davranış olmadığını vurguladı.
"İşine geldiği zaman başörtülüyü yanına al, yakasına kalk bir de partinin rozetini tak, ama öbür tarafta Marmaray'da veya otobüslerde bu hanımefendilere hakaret et." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
Irak ve Suriye'deki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Gerek bölgedeki aktörler gerek bölge dışındaki aktörler öncelikle şu tarihi hakikatleri kabul etmek durumundadır. Irak ve Suriye'yi de içine alan coğrafyanın 1000 yıllık, 1500 yıllık demografik gerçeklerini dikkate almayan hiçbir tasarrufun bölgede başarı şansı yoktur." diye konuştu.
Erdoğan, Selçuklu idaresinde 250 yıl, Osmanlı idaresinde de 400 yıl boyunca kalan bölgede yaşanan nispi huzurun gerisinde, demografik gerçeklere uygun yönetim tarzı bulunduğuna işaret etti.
Geçen 1-1,5 buçuk asırdır bölgede hüküm süren kargaşa ve yaşanan acıların, zulümlerin sebebinin de ortada olduğunu ifade eden Erdoğan, bölgenin, işbirlikçi küçük bir kesim dışında kimseye faydası olmayan emperyalist hesapların ve çekişmelerin arenası haline getirildiğini söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çok uzağa gitmeye gerek yok. Son otuz yıldır Irak'ta 2 milyon, Suriye'de 1 milyon insanın ölümüne yol açan iç karışıklıklar ve işgallerin kanlı izleri hafızalarımızda hala canlıdır. Filistin yarası, neredeyse her gün yeni masum canları alarak kanamaya devam ediyor. Mekke'deki Kabe ve Medine'deki Mescidi Nebevi'den sonraki üçüncü kutsal mabedimiz Mescid-i Aksa sık sık kirli postalların tacizine uğruyor. Türk'üyle, Arap'ıyla, Kürt'üyle, diğer inanç ve etnik gruplarıyla herkesin huzursuz olduğu, bir tek terör örgütlerinin memnuniyet duyduğu bu tabloyu biz kabul etmiyoruz. Bunun için bölgedeki tüm ülkeleri, tüm etnik ve mezhebi farklılıklarıyla her kesimi kucaklayan, zor günlerinde yanlarında olan bir yaklaşım sergiliyoruz. Sınırlarımızın güvenliğini sağlarken aynı zamanda bölgenin dengelerini de gözeten bir hareket tarzı izliyoruz."
Irak'ta Kerkük merkezli yaşanan tartışmalara da bu zaviyeden baktıklarını belirten Erdoğan, en doğru, sağlıklı ve sürdürülebilir çözümün, Kerkük başta olmak üzere, bölgenin demografik gerçeklerini gözeten bir idari yapının tesisinden geçtiğini söyledi.
"Rejimin, çözümün değil, sorunun bir parçası olma inadı, bölgedeki sıkıntıları daha da derinleştiriyor"
Erdoğan, Suriye'de de ABD'yi defalarca bölücü terör örgütüyle işbirliği yapmaması, bu şekilde davranmayı sürdürmesi halinde ileride hem kendi çıkarlarının hem de bölgenin zarar göreceği konusunda uyardıklarını, son günlerde yaşanan gelişmelerin endişelerinin ve ikazlarının haklılığını açıkça gösterdiğini bildirdi.
"Rejimin çözümün değil, sorunun bir parçası olma inadı, bölgedeki sıkıntıları daha da derinleştiriyor." diyen Erdoğan, Türkiye olarak, Suriye'nin toprak bütünlüğü, etnik ve mezhebi yapı dahil demografik gerçekleri esasına dayalı kalıcı bir çözüm için çalışmayı sürdürmekte kararlı olduklarını vurguladı.
ABD, Rusya, İran ve rejim dahil bölgedeki gruplar üzerinde etkinliği olan tüm tarafları bu doğrultuda gayret sergilemeye davet eden Erdoğan, "Rusya-Ukrayna savaşının sürdüğü, Kafkaslar'da Ermenistan'ın kışkırtıcı tavırları başta olmak üzere dengelerin hassasiyetini koruduğu, Balkanlar'ın yeniden çatışmaya sürüklenmek istendiği, bunların yanında dünyanın dört bir yanında yeni krizlerin emarelerinin filizlendiği bir dönemde güney bölgemizin istikrarı ve güvenliği, ülkemizin öncelikleri arasında en üst sıralarda yer almayı sürdürecektir." dedi.
Üniversitelilere internet ve cep telefonu desteğinin detayları netleşecek
Millete meydanlarda verdikleri sözleri, ülkenin ve küresel ekonominin şartlarını da göz önünde bulundurarak hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, üniversite öğrencilerine 10 GB internet ve cep telefonu desteğine ilişkin detayların nihai çalışmaya göre bir sonraki Kabine Toplantısı'nda ele alınacağını ve gençlerle paylaşılacağını açıkladı.
Aile ve Gençlik Bankası ile evlenecek gençlere uygun şartlarda kredi meselesinin de yakın takiplerinde olduğunu bildiren Erdoğan, aile yapısının korunmasında ve istikbal adına büyük önem verdikleri bu projeyi gerçeğe dönüştürmekte kararlı olduklarını dile getirdi.
Tarımsal üretim ve kırsal kalkınmayı desteklemek amacıyla çiftçilere bugüne kadar 40 milyar liralık ödeme yaptıklarını anımsatan Erdoğan, 2024'te de bu destekleri verimliliği esas alan yaklaşımla sürdüreceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"2022 yılında ilk defa hububat için mazot ve gübre destekleri kasım ayından itibaren ayni olarak kullanmak üzere çiftçilerimizin Ziraat Bankası hesaplarında tanımlanmıştı. Üreticilerimiz önceden desteklerini kullanma imkanına kavuşmuştu. Buradan bir müjdemizi çiftçilerimizle paylaşmak istiyorum. 2024 yılı mart ayında ödenecek olan 2023 üretim yılı buğday, arpa, yulaf, çavdar, tritikale, çeltik üreticilerimizin mazot ve gübre desteklerini 2023 Ekim ayından itibaren Ziraat Bankası hesaplarında tanımlayacağız. Ödemeyi öne çekerek kışlık ekimleri öncesinde üreticilerimizin yanında olacağız. Bu kapsamda toplam 11,5 milyar liralık desteği çiftçilerimizin istifadesine sunacağız. Hayırlı uğurlu olsun diyorum."
Kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeme hassasiyeti muhafaza edildi
Son 21 yıldır taviz vermedikleri prensiplerin başında, çalışanları enflasyona karşı koruma ilkesi bulunduğunu kaydeden Erdoğan, Hakem Kurulu'nun 2024 ve 2025 için memur maaşlarına dair verdiği kararla kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeme hassasiyetinin burada da muhafaza edildiğini belirtti. Erdoğan, maaş artış oranlarının ve ek kazanımların da hayırlı olmasını diledi.
Kabine Toplantısı'nda ayrıca 2023-2024 eğitim öğretim yılıyla ilgili hazırlıkları da gözden geçirdiklerini aktaran Erdoğan, 1 Eylül itibarıyla daha önce ataması yapılan 49 bin öğretmenin görevlerine başladığını belirtti.
Erdoğan, bu sene ilk kez okulla tanışan çocukların uyum haftasıyla öğretmenlerin seminer döneminin de dün başladığını ifade ederek 11 Eylül Pazartesi başlayacak eğitim öğretim yılında tüm öğretmen ve öğrencilere başarı dileğinde bulundu.