Cumhurbaşkanı Erdoğan: Baş veririz ama asla baş eğmeyiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maryland Eyaletindeki Amerika Diyanet Merkezi'nde düzenlenen Dil, Tarih ve Kültür Eğitim 2019 Programı'nda Türk vatandaşları, Türk kökenli Amerikalılar ve Müslüman toplumu temsilcilerine hitap etti. Erdoğan, 'Vatanımızı ve bağımsızlığımızı koruma konusunda baş veririz, ama asla baş eğmeyiz' dedi.

Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Erdoğan

Erdoğan, Maryland eyaletindeki Amerika Diyanet Merkezi'nde düzenlenen Dil, Tarih ve Kültür Eğitim 2019 Programı'nda Türk vatandaşları, Türk kökenli Amerikalılar ve Müslüman toplumu temsilcilerine hitap etti.

Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, programı teşrifleri için şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar

Hainlere inat Türk milletini burada temsil eden her bir kardeşime saygılarımı sunuyorum

Amerika Diyanet Merkezi'ne ve buluşmada emeği geçenlere teşekkür eden Erdoğan, "Sizlere Türkiye'deki kardeşlerinizin, akrabalarınızın, dostlarınızın, tüm sevdiklerinizin selamlarını iletmek istiyorum. Bu vesileyle buradan Amerika'nın dört bir yanındaki vatandaşlarıma ve kardeşlerime en derin sevgi ve saygılarımı özellikle ifade etmek istiyorum. Öğrencilerimizi, iş adamlarımızı, ülkesi için çalışan kamu görevlilerimizi, milletimizin alicenaplığını bu topraklara taşıyan sivil toplum kuruluşlarımızı özellikle selamlıyorum. Ülkesini ve milletini sırtından hançerleyen hainlere inat, Türk milletini burada gururla temsil eden her bir kardeşime saygılarımı sunuyorum." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 Nisan 2016'da açılışını heyecan ve coşkuyla yaptıkları Amerika Diyanet Merkezi'nin gerçek anlamda bir merkeze dönüştüğünü gördüklerini belirterek, bunun ayrı bir gurur vesilesi olduğunu ifade etti.

Merkezin kısa sürede sadece Türklerin değil, ABD'deki tüm Müslümanların iftihar kaynağı haline geldiğine işaret eden Erdoğan, "İslamı terörle özdeşleştirme çabalarının yoğunlaştığı bir dönemde bu merkez İslam medeniyetinin din, kültür, tarih ve medeniyet anlayışının sembollerinden biri oldu. Medeniyetimizin sanat, estetik, zerafet ve nezaketini yansıtan bu güzel mekanın vatandaşlarımız, soydaşlarımız ile diğer kardeşlerimize sağladığı hizmetlerden memnuniyet duyuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Arzumuz bu tarz merkezlerin Amerika'da yaygınlaşması

Merkezde Türkçe, tarih, kültür, temel dini bilgiler ve Kur'an-ı Kerim dersi alan çocuklar ile ailelerinin de aralarında bulunduğunu anlatan Erdoğan, "Ülkemizden binlerce kilometre ötede böyle bir ihtiyacı giderdiğimiz için sevinçliyiz. Yavrularımızın İstiklal Marşımızı bu şekilde okumaları bizler için ayrı bir gurur vesilesidir. Arzumuz ve temennimiz, Müslümanlara yakışan bu tür merkezlerin Amerika'nın her köşesinde yaygınlaşmasıdır." dedi.

Erdoğan, 2002'den itibaren yurt içinde yaşayan vatandaşlarla beraber Türkiye dışında yaşayan vatandaşlara da farklı bir anlayışla yaklaştıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Gurbetçi denilerek dışlanmış, uzun yılar boyunca ihmal edilmiş insanlarımızın anavatanla bağlarını yeniden güçlendirmenin yollarını aradık. Kendi yağıyla kavrulmaya çalışan, imkanları kısıtlı, insan kaynağı yetersiz birçok sivil toplum kuruluşumuzu bunun için destekledik ve teşvik ettik."

Teröre bulaşmayan her bir kardeşimizi bağrımıza bastık

İslam karşıtlığı giderek artıyor

"Yurt dışında yaşayan insanlarımızın karşılaştığı sıkıntılar 1980'lerle, 1990'larla mukayese edilemeyecek şekilde farklılaştı. İnsanlarımız artık oldukça geniş bir yelpazede her biri ayrı öneme sahip sorunlarla yüzleşmek zorunda kalıyor. İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı, kültürel ırkçılık, çocuklarımızın kimlik ve aidiyetinin korunması konularındaki sıkıntılar giderek artıyor. Aynı şekilde siyasi haklara tam manasıyla erişim başta olmak üzere temsile ilişkin sorunlar da kardeşlerimizi endişelendiriyor."

Erdoğan, özellikle batılı ülkelerde Neo Nazi partilerin ve ırkçı siyasetçilerin gündemi belirlediğine, hükümet politikalarına yön verdiğine şahit olduklarını dile getirerek, hemen her gün camileri, Müslümanlara ait iş yerlerini hedef alan ırkçı saldırıların yaşandığını gördüklerini söyledi.

İslam düşmanlığının varabileceği vahim boyutlara Yeni Zelanda'da düzenlenen terör saldırısında hep birlikte şahit olduklarını belirten Erdoğan, benzer nitelikte bir saldırının Amerika'da meydana geldiğini anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, New Haven Diyanet Camisi'nin 12 Mayıs'ta kundaklanmak istendiğini, çıkan yangında büyük hasar oluştuğunu ancak herhangi bir can kaybı olmadığını ifade ederek, "İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığıyla mücadelede devletimiz tüm kurum ve birimleriyle sizlerin yanınızdadır. Yurt dışında yaşayan hiçbir kardeşimizi gözünü kin ve nefret bürümüş ırkçı fanatiklerin veya terör örgütü destekçilerinin insafına terk edemeyiz. Sizlerden beklentimiz önümüzdeki süreçte bulunduğunuz yerlerde daha güçlü, daha organize, daha aktif olmanızdır." diye konuştu.

Mümin mücadele etmekle mükelleftir

Bir duvarın tuğlaları gibi dayanışma göstermeliyiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm Müslümanlar olarak, bir ve beraber olup, bir duvarın tuğlaları gibi dayanışma içerisinde hareket edildiğinde, önlerinde hiçbir engelin dayanamayacağını söyledi.

Baş veririz ama asla baş eğmeyiz

Barış Pınarı Harekatı Kürt kardeşlerimize yönelik değildir

Erdoğan, 9 Ekim'de başlattıkları Barış Pınarı Harekatı'nın Türkiye'nin terörle mücadele kararlılığının ifadesi olduğunun altını çizerek, "Barış Pınarı Harekatı Kürt kardeşlerimize yönelik bir harekat değildir, sadece terör örgütlerine karşı yapılmakta olan bir harekattır. Bu nerede olursa olsun, biz teröristlerle terör örgütleri ile karşı karşıyayız ve bunların da bedelini onlara ağır ödeteceğiz." diye konuştu.

DEAŞ'la mücadele kılıfı altında kurulan tuzağı boşa çıkardık

4 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyoruz

"Bunların 3 milyon 650 bini ki büyük bir çoğunluğu, kahir ekseriyeti Arap'tır. Bunun dışında Keldani, Ezidi, Hristiyan var. Bütün bunlar, hepsi mülteci olarak bizim topraklarımızda. Onlara misafirperverliğimizin en idealini yapıyoruz. Ayrıca 350 bin de Kürt var. Nereden geldi bunlar? Aynularap'tan geldiler. Nereye geldi? Bizim topraklarımıza. Kimin zamanında? Obama zamanında geldiler ve biz bunlara da kapılarımızı kapamadık, bunları da aldık. Onlara da her türlü şu anda desteği biz veriyoruz. Bize kalkıp, herhangi bir ülkeden 'Siz bu kadar insana, 4 milyon insana bakıyorsunuz' bunların içerisinde 350 bin Kürt var. 'Kürtler için size biz şu kadar destek verelim' bugüne kadar kimse demedi. 3 milyon 650 bin Arap var. Arap liginden kimse kalkıp da 'size şu kadar destek verelim' demedi. Ezidi, Keldani, Arami de hepsine bakıyoruz, ediyoruz. Kimse kalkıp da 'Bunlar için de biz şu kadar destek verelim.' demedi."

Erdoğan, mülteciler için şu ana kadar 40 milyar doları aşkın harcama yapıldığını, sadece Avrupa Birliğinin 3 milyar avro desteği Kızılay ve AFAD vasıtasıyla verdiğini ifade etti.

Lafa gelince laf bol, hepsi konuşuyor

Ne diyorlar 'DEAŞ'la mücadele ediyoruz' Yalan söylüyorlar!

Harekatın ilk günlerinden itibaren Türkiye ve şahısları aleyhine yürütülen kampanyanın gerisinde, bu gerçeklerin olduğunu anlatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ne diyorlar; 'DEAŞ'la mücadele ediyoruz.' Yalan söylüyorlar, DEAŞ'la gerçek mücadeleyi biz verdik. İlk defa nerede verdik? El Bab'da verdik. El Bab'da 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı derdest ettik. Ondan sonra şu anda yine veriyoruz. Şu anda cezaevlerimizde 2 bini aşkın DEAŞ'lı var. Diğerleri söyledikleri yalan. 'On bin DEAŞ'lıyı yok etmişler. Nerede ettiniz? Lafla edilir tabii 10 da edilir, 50 de edilir, laf ola beri gele. Yok böyle bir şey. Elbette Türkiye ve Türk milleti geri adım atmayacak, medya ve siyaset aracılığıyla yürütülen iftira kampanyasına boyun eğmeyecektir."

Umuyorum Temsilciler Meclisi'nin düştüğü hataya Senato düşmez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Temsilciler Meclisi'nin sözde Ermeni soykırımı kararına ilişkin, "Temsilciler Meclisi'nin düştüğü hataya basiretli davranarak Senato'nun düşmeyeceğine inanıyorum." dedi.

Beklentimiz bir an evvel terör örgütüne verilen desteğin sonlandırması

İnşallah ikili münasebetler tekrar yoluna oturacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 100 milyar dolarlık ikili ticaret hedefine bağlılıklarını tekrarladıklarını, her türlü bürokratik engelleme girişimine rağmen Türk-Amerikan ilişkilerini ilerletme noktasında kararlılıklarını teyit ettiklerini dile getirerek, "İnşallah iki lider olarak ikili münasebetlerimizi tekrar rayına oturtacağımıza inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Utanç verici bir karardı

Temsilciler Meclisi'nin sözde Ermeni soykırımı kararına da değinen Erdoğan, "Amerikan Temsilciler Meclisi'nin, Cumhuriyet Bayramımızda, 29 Ekim 2019 tarihinde aldığı sözde Ermeni soykırım kararı utanç verici bir karardır. Evvela milletimizin tarihinde yüzleşemeyeceği, hesabını veremeyeceği bu tür bir kara leke asla yoktur." ifadelerini kullandı.

Buyurun dedik gelmediler

Ermenistan daha dünün devleti

"Ermenistan zaten daha dünün devleti. Devlet oluşu 1991. Bundan önce zaten değişik yerlerde bunlar göçmen olarak dolaşırlardı. Türkiye'de de aynı şekilde göçmen olarak yaşarken, bir zorunlu tehcir söz konusu oldu. Bu adımlar atıldı. Şu anda Türkiye'de bilir misiniz 100 bin kadar Ermeni var. Bunların 60 bini vatandaşımız, 40 bini kaçak olarak bizim ülkemizde yaşıyor. Biz bu 40 bin kaçağı ülkemizden deport etmedik. Niye? İnsani davrandık. Bunları Ermenistan'a gönderebilirdik, göndermedik. İşte bu, Türk milletinin insani özelliğini ortaya koymaktadır. Ama bunu görmüyorlar, görmek de istemiyorlar. Ermenistan, ülkelerimiz arasında 2009'da imzalanan protokolleri onaylamaktan da kaçındı. Ermeni diasporası ise yalan ve iftiralarına devam ederek, ülkemizi karalama kampanyasını sürdürdü. Bunların işi, paraları bol. Ermeni diasporasının paraları da bol olduğu için lobi burada bu paralarıyla beraber, nasıl Feto 1 dolar hikayesiyle bu işleri götürdüyse, bunların da doları bol, onun için bunlar da bu şekilde götürüyor.

ABD Temsilciler Meclisi'nin kabul ettiği karar da bu çerçevede pişirildi, kotarıldı, siyasi bir rövanş haline maalesef getirildi. Alınan kararın tarihi gerçeklerle hiçbir bağı olmadığı aşikardır. Bu karar bizim nazarımızda yok hükmündedir. Bu tür siyasi kararlarla ülkemizi baskı altına alacağını düşünenler yanıldıklarını er ya da geç anlayacaklardır."

Amerikan Senatosu kara propagandaya teslim olmamalı

GÜNDEM
Yeni sayfa açmakta kararlıyız