Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, toplantı sonrası yaptığı açıklamada "Türkiye yumuşak ve sert gücün, siyasetin ve diplomasinin bütün imkanlarını kullanarak hem sahada hem de masada olmaya devam edecek." ifadelerine yer verdi.
Kalın'ın konuşmalarından öne çıkanlar:
İç ve dış tehditlerle ilgili stratejiler etraflı bir şekilde ele alındı. Dışişleri Bakanımızın da bir sunumu gerçekleşti. ABD'nin Suriye'den çekilme kararı sonrasında yaşanan gelişmeleri takip ediyoruz.
Türkiye hem sahada hem masada olmaya devam edecek
Sayın Cumhurbaşkanımız da takdim konuşmalarında Türkiye'nin iç ve dış güvenlik meselesinde hiçbir şekilde tereddüte mahal bırakmayacak şekilde kararlılıkla mücadeleye devam edileceğini belirttiler. Terörle mücadele ve Türkiye'yi hedef alan terör örgütleriyle mücadele her satıhta devam edecek. Bu PKK/YPG, FETÖ, DEAŞ olabilir. Bunlara karşı bütün imkanlar seferber edilmek suretiyle mücadele kararlı bir şekilde devam edecektir.
Türkiye yumuşak ve sert gücün, siyasetin ve diplomasinin bütün imkanlarını kullanarak hem sahada hem de masada olmaya devam edecek.
Erdoğan Moskova'ya gidiyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan 23 Ocak Çarşamba günü Rusya'ya gidiyor. Cumhurbaşkanı günübirlik ziyarette bulunacak. Erdoğan, Moskova ziyaretinde ABD'nin Suriye'den çekilme takvimi ele alınacak. Ziyarette özellikle ABD'nin çekilme kararı sonrasında ortaya çıkan durumu Rusya ile koordine etmek amacıyla olacak. Hem Suriye hem de ikili konuları etraflı şekilde ele alma imkanımız olacak.
İdlib mutabakatı
İdlib mutabakatı ve ateşkesi çerçevesinde o bölgede yaklaşık 10 km. askeri güçlerden arındırılmış bir bölge oluşturuldu. Oranın güvenliği bizim tarafımızdan sağlanıyor. Çemberin dış tarafında Ruslar, iç tarafında bizim askerlerimiz var.
İdlib'te yaşayan sivillerin can ve mal güvenliğinin sağlanmalı. İdlib'de görece olarak istikrarlı ortamın bulunduğunu ifade edebiliriz. Bu Cumhurbaşkanımızın diplomatik başarısı olarak kayda geçti.
Rusya'nın rejimi uyarması gerekiyor
İdlib'deki amacımız başta ne ise bugün de odur. Oraya sıkışmış insanların can ve mal güvenliğini korumaktır. Burada Rus tarafının da rejimi bu konu hakkında uyarması ve kontrol altında tutması gerekmektedir. Bizim 12 tane askeri gözlem noktasında bulunan askerlerimiz bu güvenliği sağlamak amacında oradalar.
Müzakereler devam ediyor
ABD heyeti geçen hafta bize 5 maddelik, resmi bağlayıcılığı olmayan, ana başlıklarıyla ABD'nin çekilme kararını teyit eden bir kağıt verdi. DEAŞ'la mücadele devam edecektir. Koalisyonun bir parçası olarak hava sahasında olacağını teyit eden bir kağıt. Biz de kendi kağıdımızı verdik. Çekilme kararı çerçevesinde terör örgütlerine buna DEAŞ, PYD/YPG-PKK'ya alan verilmemesinin altını çizdik. Ayrıca verilen silahların toplanması, askeri üslerin dağıtılması ya da Türkiye'ye devredilmesi konularını biz de ifade ettik. Bununla ilgili müzakereler devam ediyor. Bir kısmı kamuoyuna yansıdı.
ABD'nin artık PKK ile ilişkisini kesme zamanı geldi
ABD'nin artık kendileri için maliyet haline gelen PYD/YPG unsurlarıyla artık ilişkisini kesme zamanı gelmiştir. Bunu Suriye'nin toprak bütünlüğü içerisinde biz yapabiliriz. Burada aradan terör örgütünü çıkartmamız halinde bu planı çok daha kolay, yerel aktörleri de devreye sokarak yapabiliriz. Bu konudaki görüşmelerimiz devam edecek.
Trump'a gerekli cevabı verdik
Trump tweet atıldıktan sonra gerekli cevapları verdik. Dün akşam sayın Cumhurbaşkanımız, Trump'la kapsamlı görüşmeyi yaptılar ve konuyu sonuca bağladılar iki lider olarak. Dünkü görüşme tonu ve genel havası itibarıyla olumlu bir görüşmedir. Sonuçta sayın Trump da bir tweet attı, Türkiye ile ilişkileri geliştirmek üzere. Hazine ve Maliye Bakanımız konuyu yakından takip etmekte. Bunu geride bıraktığımızı düşünüyoruz. Tabii ki görüş ayrılıkları olabilir. ABD'nin PYD/YPG'nin tutumunu kabul etmediğimizi söylüyoruz sürekli. Kendileri de bunu görecekler, belki biraz gecikerek.
Cumhurbaşkanımızın çizgisine geldiler
Sayın Cumhurbaşkanımız grup konuşmasında bu konuyu paylaştı. Bu sayın Cumhurbaşkanımızın 4 yıldır gündeme getirdiği bir tekliftir. Mülteci konusunda sayın Cumhurbaşkanımız bunu dünya liderleriyle paylaşmıştır. Bu teklif kabul edilseydi 2015-16 yıllarına damgasını vuran o büyük mülteci akını yaşanmayacaktı. Birçok insan ölmeyecekti, onların hayatları kurtarılacaktı. İlk defa ABD yönetimi tarafından en üst düzeyde bunun uygulanabilir bir plan olduğu söylendi. Sayın Cumhurbaşkanımızın çizgisine geldiler. Bunun askeri, istihbari boyutu ne olacak, bununla ilgili görüşmeler devam ediyor.
Güvenli bölge 30 kilometrede yaşayan herkesi güvenceye alıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız net bir şekilde ifade ettiler. Sayın Bahçeli bu noktaya dikkat çekiyor. Burada Türkiye'yi adeta boşa çıkartacak, terör örgütlerine yeni bir fırsat alanı yaratacak bir anlaşmaya bizim onay vermemiz asla söz konusu değil. Sayın Cumhurbaşkanımız grup konuşmasında ifade ettiler, buranın kontrolü Türkiye'nin olacak. Türkiye'nin askeri konuşlanmasıyla, istihbari faaliyetleriyle yerel halkın dahil olmasıyla bir güvenlik bölgesi oluşturulacak.
Rusya'dan S-400
S-400 alımı ile patriot füzelerinin alınması arasında hiçbir illiyet ilişkisi, korelasyon, şartlı ilişkisi söz konusu değildir bizim açımızdan. Türkiye milli güvenlik çerçevesinde, istediği ülkeden istediği askeri teknolojiyi alabilir. Patriotlarla ilgili teklif geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı kongreye bu satışın yapılmasına dair olumlu görüşü iletti. Gelen teklif bizim ihtiyaçlarımızı, taleplerimizi ne kadar karşılıyor, bunun müzakeresi yapılıyor. Birincisi fiyat, ikincisi teslim tarihi, üçüncüsü de teknoloji transferi ve ortak üretim. Biz bu kriterlerle S-400'lerde anlaştık.
3600 ek gösterge ile ilgili çalışma sürüyor
İmamlar, öğretmenler, hemşireler ve polisler, dört ana kategoride 3600 ek göstergeye çıkartılmasıyla ilgili çalışma devam ediyor. Tek bir paket halinde geçirilmesi planlanıyor. Gündemden çıkarma ya da unutma söz konusu değil. Çalışma tamamlandığında sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği bu söz kamuoyuyla paylaşılacaktır.