Bölgenin geleceğinde DEAŞ da yok PKK da yok

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bölgenin geleceğinde DEAŞ, PKK ve türevlerine yer olmadığını vurgulayarak, Suriye'nin terör yuvası olmaktan çıkarılacağını söyledi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, "Bu örgütlerin palazlanmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz" dedi. Von der Leyen ise Türkiye'nin bölgenin istikrarı için çok önemli bir rolü olduğunu kaydederek, "Türkiye'nin de meşru güvenlik endişelerine mutlaka cevap verilmesi gerekiyor" ifadesini kullandı.

Recep Tayyip Erdoğan - Ursula von der Leyen

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye’nin terör yuvası olmaktan çıkarılması gerektiğini söyledi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’i kabul ederek 2,5 saat basına kapalı görüştü. Erdoğan ve Leyen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında Türkiye’nin DEAŞ, PKK ve uzantılarını sahada bozguna uğratan tek ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bu örgütlerin palazlanmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

ÜYELİK İÇİN YENİ BİR VİZYON

Son gelişmelerin Türkiye'nin kilit ülke konumunu daha da perçinlediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Başkan ve heyetiyle görüşmelerimizin öncelikli gündemi aramızdaki ilişkileri canlandırmak için atılabilecek ortak adımlardı. Türkiye'nin üyelik perspektifini güçlendirecek yeni bir vizyon ortaya koymalarını beklediğimizi kendilerine ilettim. Ortak çıkarlarımızın bazı üyelerin kısır gündemlerine esir edilmemesi gerektiğini bir kez daha vurguladım” dedi.

KATILIMCI BİR İDAREDE HEMFİKİRİZ

Türkiye'nin AB ile iş birliğini kazan-kazan formülü ve karşılıklı saygı temelinde ilerletebileceklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu minvalde Sayın Başkanın da yakın iş birliğine ve diyaloğa değer verdiğini memnuniyetle müşahede ettim. Sayın Von der Leyen ile geçtiğimiz günlerde bir telefon görüşmemiz olmuştu. Bu görüşmede Türkiye'nin ve AB'nin, Suriye'nin istikrarına ve güvenliğine verdiği önemin altını çizmiştik. Bugünkü istişarelerimizde Suriye sahasındaki son gelişmeleri detaylıca ele aldık. Suriye'nin egemenliği ile toprak bütünlüğünün muhafazası başta olmak üzere katılımcı bir idarenin tesisi noktasında hemfikir olduğumuzu gördüm."

YETERLİ DESTEK VERİLEMEDİ

"61 yıllık zulmün, baskının, karanlığın ardından yıkılan Baas rejimi geride kelimenin tam anlamıyla büyük bir enkaz bıraktı. Yaklaşık 1 milyon insanı katledilmiş, nüfusunun yarısı yerlerinden edilmiş, 13 yıldır süren çatışmalardan bitap düşmüş bir Suriye ile karşı karşıyayız. Suriye halkının bu ağır yükün altından tek başına kalkması mümkün değil. Suriye'nin komşularının, dost ve kardeş ülkelerin, AB ile uluslararası kuruluşların güçlü desteğiyle süratle ayağa kalkması lazım. Burada şunu çok net ifade etmek isterim, uluslararası toplum 13 yıl boyunca katliama uğrarken Suriye halkına maalesef yeterli desteği vermedi, veremedi. Şimdi bunu telafi etmek mümkündür. Bunun yolu da Suriye'nin inşa ve imar çabalarına destek olmaktan geçiyor."

YANLARINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Türkiye'nin Suriyeli kardeşlerinin yanında olmaya devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tabii bu süreçte ülkenin terör yuvası olmaktan çıkarılması gerekiyor. Gerek DEAŞ gerekse PKK ve uzantılarıyla mücadele, görüşmemizde ele aldığımız hususların başında geldi. Türkiye, her iki terör örgütünü sahada bozguna uğratan tek ülkedir, yegâne NATO müttefikidir. Bu örgütlerin palazlanmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

BÖLGENIN GELECEĞINDE DEAŞ VE PKK YOK

Bölgenin geleceğinde ne DEAŞ'a ne PKK ve türevlerine yer olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Biliyorsunuz, 13 yıllık bu insani buhran ve çatışma döneminde AB ile birçok projeyi hayata geçirdik. Birliğin, ülkemizin yükünü hafifletmek amacıyla sağladığı desteği, gönüllü geri dönüşleri kolaylaştırmak için çeşitlendirmesini bekliyoruz" dedi. Bu desteğin Suriye'de temel altyapı yatırımlarını içerecek şekilde, orta ve uzun vadeli kapsamlı ve sürdürülebilir olmasının çok mühim olduğunu ifade eden Erdoğan, "Suriye'nin kuzey bölgelerinde bu alanda birçok faaliyetlerde bulunmuş bir ülke olarak birlikte çalışmaya hazırız” şeklinde konuştu.

AB’DEN EK 1 MILYAR AVRO

Basın toplantısında konuşan Von der Leyen, Türkiye'nin yıllar içinde milyonlarca kişiye ev sahipliği yapmasına ilişkin, şunları kaydetti: "2011'den bu yana AB neredeyse 10 milyar avroyu mültecilerin ve ev sahibi toplumun desteklenmesi için sağladı. Bu çerçevede çok büyük bir mutlulukla şunu duyurmak istiyorum, ilave bir 1 milyar avro 2024 için şu anda tahsis edilmiş durumda. Bu, başka şeylerin yanı sıra mültecilerin sağlık sistemini ve eğitim çalışmalarını destekleyecek. Aynı zamanda göç ve sınır güvenliği konularına odaklanacak ve Suriyeli mültecilerin gönüllü dönüşü de desteklenecek. Sahada gelişmeler devam ettikçe bu 1 milyarı Suriye'deki ihtiyaçlar ortaya çıktıkça onlara da tahsis edebiliriz."

Katar Emiri ile Suriye mesaisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'yi ağırladı. Erdoğan, Al Sani'yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde törenle karşıladı. İki lider karşılama sırasında tokalaşarak samimi fotoğraflar verdi. Ardından görüşmeye geçildi. İletişim Başkanlığı basına kapalı gerçekleşen Erdoğan-Al Sani görüşmesine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamaya göre görüşmede, Türkiye ile Katar ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Erdoğan görüşmede, Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğü, birliği ve üniter yapısının korunması için Suriye halkı ve yönetiminin yanında olduğunu ifade etti. Erdoğan, Türkiye'nin kendi milli güvenliğini korumak ve Suriye'deki istikrarsızlığın acilen son bulması için tüm terör örgütleriyle mücadele ettiğini ve bunun süreceğini kaydetti. Öte yandan Erdoğan, Avusturya Başbakanı Karl Nehammer ile de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Suriye başlığının ele alındığı görüşmede Erdoğan, Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yaparak PKK ve DEAŞ dahil tüm terör yapılanmalarının temizlenmesinin önemli olduğunu ifade etti. Erdoğan uluslar arası toplumun Suriye'nin imarı ve geri dönüşler hususunda elini taşın altına koyması gerektiğini belirtti.