Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin İran'a yaptırım kararı almasıyla ilgili olarak, 'Biz 'hayır' dememiş olsaydık, kendimizi inkar etmiş olurduk, imzalarımızı inkar etmiş olurduk, bu onursuz bir davranış olurdu. Biz bu onursuzluğu kabul edemezdik. Böyle bir yanlışa ortak olmak istemeyiz. Çünkü tarih bizi affetmez. Gelecek kuşaklar nesiller bizi affetmez. Onun için 'Biz duruşumuzu omurgalı sergilemek durumundayız' dedik ve bu adımı attık. Bugün de meselenin diplomatik yollarla çözülmesini sağlıyoruz, bu çabalarımız devam edecek ve çıkan sonuca kimsenin başka anlamlar yüklememesi gerektiğini hatırlatmak istiyorum' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in uluslararası sularda insani yardım konvoyuna yaptığı saldırı sonrasında Türkiye olarak sessiz kalmalarının mümkün olmadığını söyledi. Filistin'de barış sağlanmadan bölgede istikrar ve huzurun sağlanamayacağını belirten Erdoğan, Arap ülkelerini Filistin meselesinin barışçıl yollardan çözümü için inisiyatif almaya davet etti.
Türk Arap İşbirliği Forumu Dışişleri Bakanları 3. Toplantısı ile 5. Türk-Arap Ekonomi Forumu'nun açılışı Four Seasons Otel'de gerçekleştirildi. Açılışa Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın yanı sıra Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Arap Ligi Genel Sekreteri Amr Musa, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve çok sayıda davetli katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Filistin konusunun barışçıl çözümünde harcanan çabalar ve İsrail'in uluslararası sularda insani yardım konvoyuna düzenlediği kanlı saldırıya değindi. İsrail'in dünya basınındaki gücüne değinen Başbakan Erdoğan, haksızlığa karşı çıktığı ve adalet için sesini yükselttiği için kasıtlı bir propagandanın hedefi olduklarını söyledi. Dünyada medya denildiği zaman İsrail'in akla geldiğini aktaran Başbakan Erdoğan, İsail'in bu noktada özel bir yönlendirme kabiliyeti olduğunu aktardı.
Yardım konvoyunda 32 ülkeden ve Türkiye'dden sivil yardım gönüllülerinin bulunduğunu dile getiren Erdoğan, 9 kişinin şehit olduğu onlarca kişinin yaralandığı saldırı sonrası sessiz kalmalarının mümkün olmadığını ifade etti. Erdoğan, "Sadece yardım malzemesi yüklü gemilere yapılan saldırı sonrasında susacak mıyız? 9 vatandaşımızın devlet terörüyle uluslararası sularda katledilmesi bütün yardım gönüllülerine insanlık dışı muamele yapılması karşısında gözümü yumacak mıyım? Yaralılarımızı tek tek ziyaret ettiğimiz zaman onların halini gördüm. Hem uluslararası sularda bu işi yapacaksın. Kenardan hücum botlarla yukarıdan helikopterle uluslararası sularda indirme harekatı yapacaksın orada yaraladıktan sona beynine kurşunu sıkacaksın. Vücudunun değişik yerlerinde her türlü ateşli silah yaraların gördüm. Filistin'deki drama, katliama insanlık dışı uygulamalara karşı sessiz mi, tepkisiz mi kalacığız? Bu devlet terörünü onaylamak hukuksuzluğa göz yummak olmaz mı?" diye konuştu.
GAZZE ABLUKA ALTINDAYKEN BÖLGEYE BARIŞ VE İSTİKRAR GELMEZ
Uluslararası toplumun yıllarca İsrail'in uygulamalarına göz yumduğunu hatta teşvik ettiğini belirten Erdoğan, bu durumun artık bu şekilde devam edemeyeceğini aktardı. "Gazze abluka altındayken, bölgeye barış ve istikrar gelmez." diyen Başbakan Erdoğan, Bize ne derlerse desinler, hükümetime ne tür iftiralar atarlarsa atsınlar biz doğru bildiğimiz yoldan, inandığımız ilkelerden asla taviz vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Arap ülkelerine çağrıda bulunan Başbakan Erdoğan, Filistin konusunun barışçıl çözümünde daha fazla inisiyatif almalarını istedi. Erdoğan: "Arap ülkelerini de meselenin barışçıl yollardan çözümü için artık daha fazla inisiyatif almasını beklediğimizi bir kardeşiniz olarak ifade etmek istiyorum. Filistin İsrail sorunu ortada dururken hiçbir ülkenin tam anlamıyla refah ve istikrara tesis edemeyeceği yaşanan tecrübelerle sabit olmuştur. Gün ihtilafları çoğaltama değil ittifakları güçlendirme günüdür. Barış adına daha fazla emek sarf etme günüdür." dedi.
"Ne ben, ne hükümetim ne de Türkiye bölgede rol kapma ya da şov yapma peşinde değildir." açıklamasını yapan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz yaşanan acıların, trajedilerin, hukuksuzluğun ve korsanlığın tüm bölge ülkelerine, tüm bölgeye ağır zarar verdiğine inanıyoruz. Daha fazla acı yaşanamaması için samimiyetle gayret saf ediyoruz. Bizler siyasetçiler olarak, sizler her türlü iş adamları, bürokrat, teknokratlar, hep birlikte dünyada üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü savunmadığımız sürece zulüm devam edecektir. Ama hukukun üstünlüğünü savunduğumuz sürece er yada geç barış dünyaya egemen olacaktır."