Koca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2023 yılı bütçesinin sunumunda yaptığı konuşmada, emanet edilen kaynağı ellerinden geldiğince, üzerindeki hak ve sorumlulukları gözeterek en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını söyledi.
Sınırlı kaynakla sınırsız sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerini belirten Koca, "Milletimizin sizler eliyle bize emanet ettiği her bir kuruşu hakkıyla değerlendirmeye çalıştık" ifadesini kullandı.
Daha iyisinin yapılabileceğini dile getiren Koca, yarın dünden daha çok çalışarak emanet edilenin hakkını vermeye gayret edeceklerini vurguladı.
En üstün teknolojiyle donanmış hastaneleri birer birer devreye alarak vatandaşların hizmetine sunduklarını söyleyen Koca, Bakanlık bünyesinde 953'ü hastane, 8 bini aile sağlığı merkezi olmak üzere toplamda 14 bini aşkın sağlık kuruluşuyla hizmet verildiğini bildirdi.
Yıllar içinde hastaların onuruna yaraşır, müstakil banyo-tuvaleti olan odalardaki nitelikli yatak oranını 12 kat artırarak toplam yatak kapasitesini 165 binin üzerine çıkardıklarını ifade eden Koca, şu bilgileri verdi:
"1 milyon 360 bine yakın sağlık çalışanımızla sağlık ailemizi yıllar içinde güçlendiriyor, vatandaşlarımıza ihtiyaç duydukları anda etkin ve kaliteli bir sağlık hizmeti sunmak için sabırla ve dayanışma içinde çalışıyoruz.
Başta hekimler olmak üzere sağlık personeli sayısında OECD ülkelerine kıyasla hızlı bir artış göstermemize karşın artan talepler karşısında açığımız hala sürmektedir. Hemşire ve ebe sayımızı daha yüksek bir hızla artırıyoruz ancak hala OECD ortalamasının oldukça gerisindeyiz.
Küresel ekonomik duruma rağmen sağlık harcamalarımızın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranı yüzde 5 civarındadır. Bilhassa son 4 yıl özel sektör sağlık harcamaları yüzde 1 oranıyla sabit seyrederken kamu sağlık harcamalarında istikrarlı bir artış olmuştur. Son 20 yılda kamu cari sağlık harcamasının oranı Amerika'da 2,5 kat, OECD'de neredeyse 1,5 kat artarken, sağlıktaki bütün gelişmelerle birlikte bizde belirgin bir artış olmamıştır."
"Bebek ve anne ölümlerini önemli ölçüde azalttık"
Bakan Koca, kişi başı sağlık harcamasında günden güne önemli bir artış sağlanmasına rağmen bu oranın korunduğunu vurgulayarak, "Kişi başı kamu cari sağlık harcamasında OECD ortalamasının oldukça altında olduğumuzu biliyoruz, yaşlanan nüfusumuzla birlikte bu oranın artması kaçınılmaz olacaktır. Ancak vatandaşlarımızın cepten yaptığı harcamalar bakımından OECD ortalamasının altında harcama yapıyoruz" dedi.
Bunu kamu yatırımları içinde Sağlık Bakanlığı yatırımlarına daha fazla kaynak ayırarak sağladıklarını söyleyen Koca, sözlerine şöyle devam etti:
"2023 yılında Bakanlık yatırımlarının kamu içindeki artışına kendi imkanlarımızla inşa ettiğimiz şehir hastaneleri de dahildir. Bununla birlikte gerek OECD sağlık verileri, gerek Avrupa Komisyonu raporlarında, Türkiye hala yaptığı sağlık harcamasına göre sağlık hizmetlerinden en üst seviyede memnuniyet elde eden ülke olma özelliğini korumaktadır.
2002 yılından bu yana temel sağlık göstergelerinde önemli düzeyde ilerleme kaydettik. Bebek ve anne ölümlerini önemli ölçüde azalttık. Yıllardır titizlikle takip edip başarılar sağladığımız bebek ve 5 yaş altı çocuk ölümlerini daha da azaltmakta kararlıyız. Hiçbir annenin hayatını kaybetmesine tahammül göstermek istemiyoruz. Sağlık sistemimiz bu güç ve donanıma sahip durumdadır. Doğumda beklenen yaşam süresi erkelerde 76, kadınlarda 81 olmak üzere ortalamada 6 yıl uzayarak 79 yılı buldu. Ülkemizi kıyasladığımız ülkelere göre vatandaşımızın daha uzun bir hayat yaşadığı bir döneme girdik. Bu olumlu gelişmeler, bizi yaşlanan bir nüfusla yüz yüze getirmektedir. Genç nüfus azalırken yaşlı nüfusumuz artmaktadır. Gelecek planlamalarımızı yatırımlarını bu gerçeği dikkate alarak yapmak durumundayız."
Bakan Koca, Bakanlığın temel görevlerinden olan koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerine her zaman öncelik verildiğinin altını çizerek, Türkiye'nin küresel salgını en hazırlıklı karşılayan ülkelerden biri olduğunu ifade etti.
Yatırımların ve özellikle şehir hastanelerinin, küresel salgın sürecinin sağlıklı yönetilmesinin kritik unsurlarından olduğunu belirten Koca, "Artan yoğun bakım ihtiyacına, 40 bini aşan yoğun bakım yatağımız sayesinde hızla cevap verdik. Hastanelerde kapasitemizi olabildiğince artırdık. İhtiyacımız olan tanı kitini, solunum cihazını, kişisel koruyucu malzemeleri üreterek vatandaşımızın hizmetine sunduk" diye konuştu.
Koca, Kovid-19 salgını sürecinde Türkiye'deki uygulama örneklerine ilişkin bilgi verdi.
Salgının en şiddetli anında, her biri 1000 yatağı aşan acil durum hastanelerini 45 gün içinde inşa edip hizmete sunduklarını anlatan Koca, dünya çapında vaka ve ölüm sayıları artarken, gelişmiş olduğu söylenen ülkelerde yaşanan istenmeyen görüntülerden Türkiye'yi uzak tutmayı başardıklarını ifade etti. Koca, "Dünyanın hiçbir yerinde vatandaşlarımızı yalnız bırakmadık. Salgının kaynağı olan Çin'in Vuhan kentinden vatandaşlarımızı tahliye ederek başladık. Ambulans uçaklarımızla kıtaları aşarak 185 hasta vatandaşımızı ülkemize getirdik" diye konuştu.
Koca, "Dünya çapında aşı tedariki sağlayan ilk ülkelerden biriydik. Sağlık çalışanlarımızdan başlayarak yaygın aşılamaya giriştik. Birçok ülkenin aksine vatandaşlarımıza farklı teknolojiyle üretilen aşı alternatifleri sunduk. Kısa sürede kendi aşımız Türkovac'ı ürettik. Günlük aşılama sayısında rekor kırdık. İlk 2 ayda Avrupa ülkeleri içinde vatandaşlarını en hızlı aşılayan 2. ülke konumuna yükseldik" dedi.
Dijital araçlarla hastaların, temaslılarının yakından izlendiğini belirten Koca, şöyle devam etti:
"Danışma hattıyla ve Kovid-19 bilgilendirme platformuyla vatandaşlarımıza, psikososyal destek hattıyla stres altındaki sağlık çalışanlarımıza aktif destek sağladık. Aile hekimlerimizle, sınır kapılarına kurduğumuz sahra hastanelerimizle tam bir uyum içinde çalıştık. Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasıyla risk haritasını cebe yükledik. HES koduyla birçok ülkeye örnek olduk. Dijital aşı pasaportuyla vatandaşlarımızın güvenli seyahatini sağladık.
Bilim adamlarımızın canlı yayında yaptıkları açıklamaların yanı sıra, kamu spotları, sosyal medya paylaşımları ve bilgilendirme platformuyla vatandaşlarımızı bilgilendirmeye ve uyarılarımıza kesintisiz devam ettik. Bu süreçte DSÖ ile yakın ilişki içinde olduk. Mücadelemiz DSÖ tarafından 'başarı hikayesi' olarak yayına dönüştürüldü. Teklifimiz sonucu 2021 yılı DSÖ tarafından Dünya Sağlık Çalışanları Yılı ilan edildi. Sadece kendi ülkemiz içine kapanmadık. İmkanlarımız ölçüsünde 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa, başta kişisel koruyucu malzeme olmak üzere ayni yardımlar ulaştırdık."
"7 şehir hastanemizin yapımı devam etmektedir"
Küresel salgın döneminde şehir hastanelerinin öneminin daha iyi anlaşıldığı değerlendirmesinde bulunan Koca, "Şehir hastaneleriyle sağlık hizmetlerinde yeni bir döneme geçildiğini takdir edersiniz. Bugün teknolojik altyapısıyla birlikte sağlıkta yeni bir akademik markalaşmadan bahsedebiliyorsak, 'Health Türkiye' markasıyla dünyaya açılabiliyorsak, bunu yeni döneme adını yazdıran şehir hastaneleri sayesinde yapıyoruz. Bu hastanelerimiz birer hastane olmaktan öte, her biri kendi içinde bütün hizmetleri kapsayan birer hastane şehirleridir." ifadelerini kullandı.
Koca, 4 bin 50 yatak kapasiteli Türkiye'nin en büyük şehir hastanesinin de iki ay önce Ankara'da hizmete girdiğini hatırlattı.
Kamu-özel ortaklığı modeliyle tamamlanan 14 şehir hastanesinin bugün 22 bin 675 yatak kapasitesiyle hizmet verdiğini belirten Koca, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Aynı modelle inşaatı devam eden 4 hastanemizle birlikte 5 bin 755 yatak daha ilave edilecektir. Şu ana kadar genel bütçe kaynakları ile yapılan 6 şehir hastanemiz 6 bin 730 yatak kapasitesi ile hizmet sunmaktadır. Genel bütçe kaynaklarıyla 7 bin 450 yatak sayısına ulaşan 7 şehir hastanemizin yapımı devam etmektedir."
Genel bütçe kaynaklarıyla Diyarbakır, Trabzon, Mardin, İstanbul Sancaktepe ve Rize şehir hastanelerinin proje ve ihale süreçlerinin de devam ettiğini aktaran Koca, şehir hastanelerin ülkenin dört bir yanını kuşatacağını söyledi.
"Şiddet suçları katalog suçlar kapsamına alındı, iyi hal indirimi kalktı"
Koca, sağlık çalışanlarının süreç içinde kayba uğrayan özlük haklarının, maruz kaldıkları şiddet olaylarının, onları gittikçe riskli hastalardan uzaklaştıran malpraktis davalarının, bu konuda harekete geçmeyi kaçınılmaz hale getirdiğini vurguladı.
Vatandaşların sağlığını güvence altına almak için yeni bir reform başlatılması gerekliliği doğduğunu ifade eden Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beyaz Reform kapsamındaki taleplerimize sahip çıkarak sağlıkta şiddetin önlenmesi, malpraktis davalarına karşılık güvence oluşturulması ve özlük hakları konularındaki düzenlemeleri yapan Yüce Meclisimize huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu sayede sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddet suçları, katalog suçlar kapsamına alındı. İyi hal indirimi kalktı, yüzde 50 oranında ceza artırımı geldi. Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi Eylem Planı'nı adım adım uyguluyoruz. Artık sağlık çalışanlarına soruşturma iznini Mesleki Sorumluluk Kurulu veriyor. Malpraktis davalarında kasıtlı olarak mesleği kötüye kullanmak yargı kararıyla kesinleşmedikçe tazminat rücu edilmiyor. Böylece sağlık çalışanımız da hastamız da kamu güvencesi altına alınmış oldu."
Sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi için yeni düzenlemeler yapıldığını aktaran Koca, sabit ek ödemenin merkezi bütçeye aktarılarak maaşa eklendiğini anımsattı. Koca, taban ek ödemesi ile birlikte teşvik ve ödüllendirmeye dayalı yeni bir ek ödeme sistemi getirildiğini anlatarak hekimlerin emekli maaşlarında iyileştirmeler yapıldığını bildirdi.
İki yıllıklar dahil, yükseköğretim mezunu tüm sağlık çalışanlarının 3600 ek göstergeden faydalanmasının sağlandığını ifade eden Koca, şunları kaydetti:
"İntörn hekimler ve diş hekimliği fakültesi son sınıf öğrencilerine yapılan ödemeler asgari ücret düzeyine çıkarıldı. Esas yükü çeken asistan hekimlerimizin aylık nöbet sayıları sınırlandı. Nöbet sonrası izin zorunlu hale getirilerek daha insani bir çalışma ortamı sağlandı. Başta taşra hastaneleri olmak üzere, tüm hastanelere yaygınlaştıracak şekilde sözleşmeli kadrolar artırıldı. Sözleşmeli hekim kadrosu 27 bine çıkarıldı. Hekim kadromuzdaki bu gelişmelerle birlikte hastanelerimizde randevu kapasitemizi artırmak için bir dizi önlemleri devreye koyduk. Her polikliniğe bir tıbbi sekreter görevlendirip hekimlerin iş yükünü azaltıyoruz. Mesai sonrası çalışmayı da teşvik ederek kapasitemizi yükseltiyoruz. Bununla birlikte bazı branşlarımızda hekim artışına hala ihtiyacımız olduğunu ifade etmeliyim.
Son ilanımızda 6 bine yakın hekimimizin kamuya geri dönmesi, 2022 yılı 2. Dönem Tıpta Uzmanlık Sınavı sonrası yerleşmelerde yüzde 99'u bulan dolulukla rekor kırılmış olması, Beyaz Reform'un erken dönem etkilerini göstermeye yeter sanırım."
"İzlem göstergelerinde en iyi ilerlemeyi sağlayan ülke durumuna geldik"
Koca, hastalık riskleriyle mücadele ederken izlemler, denetim ve ölçümler ile evde, okulda ve insanın olduğu tüm alanlarda sağlıkla ilgili tedbirler almaya gayret ettiklerini vurguladı.
Aile hekimlerinin, doğumundan itibaren sorumluluklarını üstlendikleri vatandaşların her türlü sağlık problemleri için ilk başvuru, bağışıklama, kronik hasta takibi, erken tanı ve tedavi yoluyla birinci basamak sağlık hizmetlerimizin omurgasını teşkil ettiğinin altını çizen Koca, şunları söyledi:
"Yeni uygulamaya koyduğumuz Hastalık Yönetim Platformu ile hedef nüfuslarındaki yaşlıların yüzde 10'una ulaşarak takip yapıldı. Avrupa'da Bulaşıcı Olmayan Hastalık Taahhütlerinin İzlenmesi Raporu'na göre izlem göstergelerinde en iyi ilerlemeyi sağlayan ülke durumuna geldik. Pilot uygulamasını yürüttüğümüz aile diş hekimliği modelini kısa sürede yaygınlaştırarak koruyucu ağız diş sağlığı hizmetlerinde de öncü olmayı hedefliyoruz. On üç ayrı antijenle dünyanın en geniş aşılama programını yürütüyor ve yüksek orandaki başarımızı sürdürüyoruz.
Göçmenlerimizin çocuklarına, kendi çocuklarımıza uyguladığımız bağışıklama takvimini aynen uyguluyoruz. Yıllardır ara vermeden sürdürdüğümüz tüberküloz ve hepatit gibi hastalıklarla mücadelemizden fazlasıyla haberdar olduğunuzu biliyorum. Tüm dünyada olduğu gibi küresel salgın döneminde aksamaya uğrayan kanser taramalarına tekrar hız verdik. Meme ve rahim ağzı kanser taramalarımızı yurt sathına yayılmış 348 merkez aracılığıyla sürdürüyoruz."
Koca, yeni doğan tarama programının da sürdüğünü ifade ederek böylece yılda ortalama 25 bin bebek ve çocuğun erken tanı ile tedavi ve rehabilitasyon fırsatına sahip olduğuna işaret etti. Bu yıl tarama programına Konjenital Adrenal Hiperplazi ve SMA'yı da eklediklerini de hatırlatan Koca, şunları kaydetti:
"Söz buraya gelmişken son yıllarda sıkça gündemimizde olan SMA hastalığından bahsetmek isterim. Geçtiğimiz yılsonunda evlenecek çiftlerde, yeni doğan bebeklerde ise bu yıl mayıs ayında SMA taramasını başlattık. Çiftlere rehberlik ediyor, tespit ettiğimiz bebeklerin en kısa sürede tedavisini başlatıyoruz. Taramanın başlangıcından bu yana 118 yavrumuza SMA tanısı koyduk."
Bakan Koca, hastanelerdeki 442 gebe okulunda ve birinci basamaktaki 1080 gebe bilgilendirme sınıfında hamileler ve eşlerine yönelik doğuma hazırlık eğitimi ve danışmanlık hizmeti sunulduğunu söyledi.
Türkiye'deki doğumların yüzde 98'inin hastanede gerçekleştiğini, doğum yapılan hastanelerin tamamının bebek dostu hastane sertifikasına hak kazandığını aktaran Koca, evde sağlık hizmetinin altyapısı ve kapsamını da genişlettiklerine işaret etti.
Bakan Koca, "Uzaktan sağlık hizmetiyle mekandan ve ulaşımdan bağımsız bir dönem başlıyor. Bu hususta yasal altyapıyı tamamlamış olmakla birlikte henüz uygulama yaygınlaşmış değil. Öncelikle pilot illerimizde yaşlı ve engellilerimizin reçeteleri ve sağlık raporlarını onlar evlerindeyken düzenleyerek uygulamayı başlattık. Kısa sürede ülke geneline yaygınlaştıracağız." diye konuştu.
"2023 bütçesinde koruyucu sağlık hizmetlerine ayırdığımız kaynağı 8 kat artırdık"
Sağlıklı Hayat Merkezlerinin ekim ayı itibarıyla 232'ye ulaştığını aktaran Koca, "Sağlık tesislerimizde arındırma ve rehabilitasyon merkezlerini hayata geçiriyoruz. 2023 yılı bütçesinde koruyucu sağlık hizmetlerine ayırdığımız kaynağı, bugüne taşınan rakamlarla reel olarak 8 kat artırıp 84 milyar 39 milyon liraya çıkardık." açıklamasında bulundu.
Bakan Koca, bugüne kadar 57 bin hastanın hava ambulansıyla, 31 bin hastanın deniz ambulansıyla taşındığını, bu yılın 10 ayında kara ambulanslarıyla taşınan hasta sayısının ise 6 milyona yaklaştığını bildirdi.
"Yoğun bakımdaki hastalarımızın sağlık bilgilerini e-Nabız'dan günlük olarak yakınlarıyla paylaşıyoruz"
Gönüllülerden oluşan 14 bin sağlık personeli, 300'ü aşkın aracıyla Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi'nin (UMKE) Türkiye'nin her noktasındaki afetlerin yanı sıra ihtiyaç duyan ülkelerde de hizmet verdiğine dikkati çeken Koca, Bakanlık olarak 953 hastanede 165 bini aşkın yatak kapasitesi ve yüksek teknolojik cihazlar ile hizmet vermeye devam ettiklerini vurguladı.
Sağlık Bakanı Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakanlığımız hastanelerindeki yoğun bakım yatak sayımızı 28 kat artırarak 24 binin üzerine çıkardık. Küresel salgın döneminde Avrupa ülkeleri dahil tüm ülkeler yoğun bakım krizi ile boğuşurken biz bu dönemi sorunsuz atlattık. Yoğun bakımda sadece kapasite artışı sağlamakla kalmadık. Geliştirdiğimiz uygulamayla haziran ayından itibaren yoğun bakımdaki hastalarımızın sağlık bilgilerini e-Nabız üzerinden günlük olarak yakınlarıyla paylaşıyor, bilgilendirme yapıyoruz.
Palyatif Bakım Hizmet sunumu ile yaşamı tehdit altında olan hastalarımızın sorunlarını üstleniyor ve bu günlerini mümkün olan en yüksek yaşam kalitesiyle geçirmelerini sağlıyoruz. Yanık tedavisi özellikli bir alandır. Kamu hastanelerimiz bünyesinde açtığımız 20 yanık merkezi, 33 yanık ünitesiyle toplam 646 yatak kapasitesiyle yanık vakalarına süratle müdahale ediyoruz. Ağız ve diş sağlığı teşhis ve tedavi hizmetlerinin kamuda etkinliğini ve erişilebilirliğini artırıyoruz. Ağız ve diş sağlığı hastanesini 36'ya, ayaktan ağız ve diş sağlığı merkezini 133'e çıkardık."
"İnteraktif Video Temelli Otizm taraması kapsamında 2 milyon 264 bin çocuğa ulaşıldı"
Nadir Hastalıklar Eylem Planı'nın hazırlandığını anımsatan Koca, "İnteraktif Video Temelli Otizm taraması kapsamında 2 milyon 264 bin çocuğa ulaşıldı. Çok Disiplinli Çocuk ve Genç Ruh Sağlığı Hizmet Birimleri (ÇÖZGEM) 3 ilde pilot olarak uygulamaya geçildi. En kısa sürede ülke genelinde yaygınlaştırılacaktır." dedi.
Sağlıkta dijitalleşme konusunda Türkiye'nin birçok ülkenin hayal bile edemediği bir konumda olduğunu vurgulayan Koca, akredite dijital hastane sayısında, kronik hasta takibinde, mobil uygulamalarla fark yaratıldığını, küresel salgın döneminde bunun yararının fazlasıyla görüldüğünü ve söz konusu dönemde e-Nabız kullanıcı sayısının 68 milyona ulaştığını söyledi.
"85 bin yeni çalışma arkadaşımızla, 115 bin ilave personel istihdamı sağlayacağız"
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlık çalışanlarının sayısının 777 bini Bakanlık bünyesinde olmak üzere 1 milyon 359 bine ulaştığına dikkate çekerek, şöyle konuştu:
"Buna rağmen, yeni insan kaynağına ihtiyacımız var. Artan talepler karşısında 7 gün 24 saat kesintisiz verilen hizmetlerin çalışanlarımız üzerindeki yükünü takdir edersiniz. Sağlıkta Beyaz Reform kapsamında almayı planladığımız 85 bin yeni çalışma arkadaşımızla, 115 bin ilave personel istihdamı sağlamış olacağız.
Bu arada son günlerin önemli bir polemik konusu olan hususa da değinmek isterim. Küresel salgınla birlikte tüm dünyada sağlık personeline artan talep çok değişmiş, önemli oranda sağlık personeli hareketliliği yaşanmıştır. Yıllar içinde başka kurumlara geçmek de dahil istifaen Bakanlığımızdan ayrılan hekim ve uzman hekim sayılarını tabloda görüyorsunuz. Aynı şekilde kamuda yeni göreve başlayan hekim sayıları da görülmektedir. Beyaz Reformun hayata geçmesiyle birlikte kamuya dönüşte ani artış olmuştur."
Kamuda istihdam edilen uzman hekim ve hekim sayısı yaklaşık 24 bin
Bakan Koca'nın paylaştığı tablodaki verilere göre, 2022 yılında kamudan 2 bin 239 uzman hekim istifa ederken, 9 bin 86 uzman hekim istihdam edildi. İstifa eden hekim sayısı 1955, istihdam edilen hekim sayısı 14 bin 627 oldu.
Böylelikle, bu yıl kamudan istifa eden toplam uzman hekim ve hekim sayısının 4 bin 194 olurken, istihdam edilen uzman hekim ve hekim sayısı 23 bin 713'e ulaştı.
Söz konusu veriler, ekim ayında istihdam edilen uzman hekim ve hekim sayıları ile üniversite ve diğer kamu kuruluşlarına geçmek için ayrılanları da kapsıyor.
Gelecek yıl için 45'i hastane, 177 sağlık tesisinin yatırımı planlandı
Sunumunda 979 birinci basamak sağlık kuruluşu ve 60 bin yatak kapasitesine ulaşan 345 hastane yatırımının, proje aşamasından inşaat aşamasına geçme sürecinin devam ettiğini bildiren Koca, "Son 20 yılda 738'i hastane olmak üzere 3 bin 992 sağlık tesisi tamamlanarak hizmete açılmıştır. Önümüzdeki yıl 45'i hastane olmak üzere 177 tesisin yatırımı planlanmıştır." ifadesini kullandı.
Bakan Koca, Türkiye'nin 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşun salgınla mücadelesine katkı sağladığına dikkati çekerek, bu yıl 56 ülkeye Türkiye'nin sağlık sisteminin tanıtıldığını anlattı.
İkili anlaşmalarla dost ülkelerin sağlık personeline eğitim verildiğini, hastalarının kabul edildiğini, sağlık iş forumlarının düzenlendiğini belirten Koca, Somali, Sudan, Nijer, Bangladeş, Kırgızistan, Filistin ve Arnavutluk'ta da Türkiye Dostluk Hastanelerinin hizmet verdiğini anımsattı.
Türkiye'nin küresel sağlığa katkı sağlamak ve sağlıkta lider ülkeler arasında yer alma hedeflerine ulaşmak için, "Health Türkiye" markasıyla dünyaya açılacağına işaret eden Koca, şehir hastaneleri, USHAŞ, "Health Türkiye Platformu", "Uluslararası Sağlık Hizmetleri Çağrı Merkezi" ile Türkiye'de sağlık hizmeti almak isteyenlere kucak açtıklarını kaydetti.
"Tıbbi cihazda ihracatımızın ithalatı karşılama oranı yüzde 54'e ulaştı"
Bakan Koca, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun (TİTCK) ilaç ve tıbbi cihaz pazarının regülasyonu ve akılcı ilaç kullanımında önemli görevler üstlendiğinin altını çizerek, şu bilgileri paylaştı:
"Yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde 2022'de pazardaki imal ilaç oranı kutu bazında yüzde 89'a, değer bazında ise yüzde 53 seviyesine ulaşmıştır. Tıbbi cihazda ihracatımızın ithalatı karşılama oranı her yıl artarak yüzde 54'e ulaşmış durumdadır. Piyasaya arzından hastaya kullanımına kadar ilaç ve tıbbi cihaz yönetimini tamamen dijital platformda yürüten bir kurum olması sebebiyle dünyada bir ilk olma özelliği taşımaktadır."
"Bağışıklama programımızdaki aşıların yüzde 86'sı Hıfzıssıhha'da üretilecek"
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının (TÜSEB) üniversite, kamu kurumları ve sağlık sanayisine yönelik 26 farklı alanda AR-GE destek programları başlattığını, bu sayede 1500'den fazla araştırmacı desteklendiğini aktaran Koca, 22 Aralık 2021 tarihinde acil kullanım onayı alan yerli Kovid-19 aşısı TURKOVAC'ın hatırlatma dozu ve birincil aşı olarak klinik çalışma sonuçlarının uluslararası bilim dergilerinde yayımlanarak kabul gördüğünü bildirdi.
Hıfzıssıhha Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi'nin inşasının sürdüğüne işaret eden Koca, "Merkez faaliyete geçtikten sonra aşı ve biyoteknolojik ürün çalışmalarımız daha da hızlanacaktır. Bağışıklama programımızdaki aşıların yüzde 86'sı Hıfzıssıhha'da üretilecektir." diye konuştu.
"Merkezi Yönetim Bütçesinde Bakanlığımız için 293 milyar 368 milyon lira ödenek öngörülmüştür"
Bakan Koca, Sayıştay Başkanlığınca yapılan denetimlerde 2020'de 60 olan bulgu sayısının 2021 denetiminde 35'e indiğini söyleyerek, "Çözüme kavuşturulan bulguların 16'sı şehir hastaneleri ile ilgiliyken diğerleri farklı konulardaydı. Bulguların 10'u şehir hastaneleri, 9'u muhasebe kayıtları hakkındadır. Bu bulguların 5'i düzeltildiği halde 2021 mali tablolarına yansımamıştır." şeklinde konuştu.
Koca, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı, bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2021 yılı kesin hesabı ve 2023 yılı bütçesi hakkında şu bilgileri paylaştı:
"2021 yılı kesin hesabı; Sağlık Bakanlığı 98 milyar 858 milyon lira, Türkiye Hudut Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 335 milyon lira, Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu 195 milyon lira, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı ise 108 milyon lira olarak gerçekleştirilmiştir.
2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde; Bakanlığımız için 293 milyar 368 milyon lira, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüne 323 milyon lira, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna 565 milyon lira, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına ise 511 milyon lira ödenek öngörülmüştür."
Koca, "Önümüzde önemli fırsatlar var. Türkiye Yüzyılı'nda ülkemizi sağlık ağının merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Yüksek teknolojiyle donanmış modern hastaneler bakımından bölgemizde örnek ülke durumundayız. Şehir hastanelerimizi akademik olarak güçlendirip uluslararası alanda lider hale getirecek bir küresel markalaşma hareketini başlatıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Her gebeye bir ebe tahsis etmenin hazırlıklarını yapıyoruz"
Sağlıkta dijitalleşmede birçok ülkeye de bilgi ve tecrübe ihraç edildiğini, uzaktan sağlık hizmeti ve giyilebilir mobil teknolojilerle sağlık hizmetlerinde yeni bir döneme geçtiklerini vurgulayan Koca, şunları kaydetti:
"Dünyada nadir örneklerden biri olacak şekilde, devletin şefkat ve merhamet elini bir kere daha büyüklerimiz için göstererek 85 yaş üzeri tüm büyüklerimizi kendilerinden sorumlu olacak bir hekime emanet ediyoruz. Dünyada ilk olan aile diş hekimliği uygulamasını ülke sathında yaygınlaştırıyoruz. Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin en kapsayıcı şekilde uygulandığı ilk ve tek ülke olacağız.
Sağlıklı nesiller için, normal doğumu özendirmek üzere her gebeye bir ebe tahsis etmenin hazırlıklarını yapıyoruz. Bağımlı hastalarımızın yaşama sarılmasını kolaylaştıracak tam donanımlı Bağımlılık Danışma Arındırma ve Rehabilitasyon (BAHAR) merkezlerini yaygınlaştırıyoruz. Özel çocuklarımızın sağlık temas noktasını oluşturacak Çok Disiplinli Çocuk ve Genç Ruh Sağlığı Merkezlerini (ÇÖZGEM) her ilde açıyoruz. Binlerce kişiye yeni istihdam oluşturacak, yerli ve milli sağlık teknolojilerinin merkezi halini alacak Sağlık Vadisi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
Bakan Koca, sunumunun sonunda insan için merhametle hizmet etmeyi amaçladıklarını, vicdan terazisinde kendisine yer bulamayan hiçbir konunun da gündemlerinde olmayacağını vurgulayarak, gayret, sebat ve fedakarlıklarıyla zor günlerin birlikte atlatılmasını sağlayan tüm sağlık ailesine teşekkürlerini iletti.