Çelik, Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda partisinin büyük kongre tarihinin ele alındığını belirten Çelik "MKYK'mız 7 Ekim tarihinde büyük kongremizin yapılması kararını onaylamıştır. Tabii bizim büyük kongrelerimiz her zaman için partimizin tarihi açısından vazgeçilmez niteliklere ve özelliklere sahip olduğu kadar aynı zamanda Türk demokrasisi açısından da önemli kilometre taşları teşkil eder. Büyük kongrelerimizde Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın verdiği mesajlar önümüzdeki ayların, yılların hangi siyasetler temelinde değerlendirileceğini ortaya koyması bakımından önemlidir. Dolayısıyla 7 Ekim'de de güçlü değerlendirmeler yapılacağını ifade etmek isterim." diye konuştu.
Büyük kongre öncesinde hazırlıkların MKYK'da gözden geçirildiğini söyleyen Çelik, "Bu gözden geçirmenin neticesi olarak da teşkilat başkanlığımız büyük kongreyle ilgili hazırlıkları MKYK'mıza sundu. Aynı şekilde bir de tabii önümüzdeki yerel seçimlere dönük değerlendirmemizi yaptık. Yerel yönetimler başkanlığımız yaptıkları hazırlıkları, belediyelerimizle ilgili değerlendirmelerimizi ele aldılar." diye konuştu.
"En önemli meselelerden bir tanesi önümüzdeki yerel seçimlerdir"
Seçimlerin demokrasi bayramı oluğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Tabii en önemli konulardan bir tanesi önümüzdeki yerel seçimlerdir. Milletimizin huzuruna gideceğiz ve yerel yönetimlerle ilgili olarak bir kere daha yapılanları, milletimizin onayına arz edeceğiz. Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın MKYK toplantılarımız ve MYK toplantılarımız öncesinde bildiğiniz gibi kapsamlı bir değerlendirmesi olur. Bu bağlamda hem de MKYK'mıza hem de bütün teşkilatlarımıza önümüzdeki yerel seçimlere güçlü bir şekilde hazırlanma konusunda talimatlarını vermişlerdir. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere geçtiğimiz dönemde hizmetsizlikle karşı karşıya kalan, milletimizin arzu ettiği şehir yönetimlerine kavuşamayan şehirlerimizin, büyükşehirlerimiz ve diğer şehirlerimiz başta olmak üzere yeni dönemde yeniden güçlü belediyecilik anlayışımızla buluşması için, Cumhur İttifakı'nın yönetimde olmadığı yerlerde bunun güçlü bir şekilde hayata geçirilmesi için gereken değerlendirmeleri yaptılar, talimatları verdiler."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Seçim tek başına siyasal iktidara meşruiyet kazandırmaz" açıklamasının çelişkili olduğuna dikkati çeken Ömer Çelik, bu açıklamayla neyi kastettiğini CHP seçmeninin bile anlamlandıramadığını söyledi.
Çelik, şöyle devam etti:
"Fakat biz dışarıdan baktığımızda gördüğümüz şudur; normal şartlar açısından ağır bir yenilgi almıştır. Büyük iddialarla bir yedili masa kurmuştur. Siyasi bir sonuç ortaya çıkmıştır. Bu masanın ortaklarının her birinin tek tek Kemal Kılıçdaroğlu'na, CHP'ye dönük ağır eleştirileri vardır. Hatta masanın içerisinde yer alanların masanın siyasi denklemine, mitinglerde yapılan çoklu konuşmalara kadar her konuda değerlendirmeleri vardır. Bu masanın küçük ortakları, kendileri olmasa CHP'nin bu kadar oy alamayacağını iddia etmektedirler. Neticede de büyük bir siyasi yenilgiyle karşı karşıya kalmıştır. Normal bir siyasetçinin, bırakın bir genel başkanı, bu kadar girift ilişkilerden sonra bir hesap vermesi veya bir açıklamada bulunması gerekir. Fakat Kemal Kılıçdaroğlu'nun herhangi bir şekilde açıklama yapamayacağı durumlar söz konusu olduğu için sürekli olarak konuyu kaybettiği seçimin meşruiyetini tartışmaya açma gibisinden bir noktaya getiriyor. Bu konuda da aklı başında hiç kimseden destek almayacağı açıktır, demokrasiyi içine sindirmiş hiç kimseden de destek almayacağı açıktır. Zaten CHP içinden de bir desteği yoktur. Fakat burada tehlikeli bir oyun oynamaktadır. O da şu, kendi koltuğunu korumak için Türkiye'nin demokrasisini zehirlemek için hiçbir teşebbüsten kaçınmayacağını göstermektedir."
Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bazı partilerle ittifak ortaklarının bilgisi olmadan pazarlık yaptığı, seçimi kazanırsa onlara bakanlık vereceğine dair taahhütlerde bulunduğu, hatta bunu CHP yönetiminden de sakladığının ortaya çıktığını belirtti.
"Kılıçdaroğlu'nun kendi partisinde, yüksek baskılı, stresli bir tek adam rejimi kurduğunun her bakımdan ortaya çıktığını" söyleyen Çelik, Kılıçdaroğlu'nun CHP yönetimine niçin gizli ortaklıklara girdiğine dair gereken hesabı vermediğini ifade etti.
Çelik, şöyle konuştu:
"Şimdi gelinen noktada ittifak ortaklarına dönük olarak da herhangi bir şekilde onlara karşı bir dürüstlük içerisinde olmadığı zaten kendi ortaya koyduğu yaklaşımlarla ortaya çıkıyor. Şimdi bunun içerisinde, bütün bu tablonun içerisinde kaybolmuş, bütün bu tablonun içerisinde bir siyasi yenilgi abidesi haline gelmiş ve kendi partisine büyük siyasi kayıplar yaşatmış, kendi ittifak ortaklarına yalan söylemiş ve en önemlisi de büyük milletimize yalan söylemiş hem milletin huzuruna çıkmış bir sürü konudan bahsetmiş, demokrasi demiş, özgürlük demiş başka konulardan bahsetmiş ama son derece kirli ilişkiler içerisinde olduğu ortaya çıkmış. Bir de Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hatırına CHP'ye oy veren vatandaşlarımızın siyasi ideallerine ve siyasi gelecek tasavvurlarına da onları da incitecek şekilde bir yaklaşımda bulunmuş. Bütün bu tablonun içerisinde bir şeyi izah etmesi gerekiyor. Niçin bu girift ilişkiler içerisinde ilkesiz ve tutarsız bir şekilde hareket tabii... Bunlarla ilgili söyleyecek bir şey olmadığı için sürekli olarak seçilmiş Cumhurbaşkanının ve seçimin sonuçlarının meşruiyetini tartışmaya açmaya çalışıyor."
"Parti tüzüğüne göre 27 Temmuz itibariyle görev süresi sona ermiştir"
Ömer Çelik, Kılıçdaroğlu'nun açmaya çalıştığı tartışmanın aslında hukuken ve siyaseten bitmiş, milletten ve kendi partisinden özür dilemesi gereken birisinin ortaya koyduğu yalan siyasetinden başka bir şey olmadığını vurguladı.
Kılıçdaroğlu'nun büyük bir yenilgiyle karşı karşıya kaldığını, CHP'ye yenilgiden, ittifak ortaklarına da bir takım gizli ilişkilerden başka bir şey vadetmediğinin ortaya çıktığını söyleyen Çelik, "Ama hukuken de bitmiştir. Çünkü kendi parti tüzüğüne göre 27 Temmuz itibariyle de görev süresi sona ermiştir. Ama buna rağmen tutuyor koltukta kalmak için böyle bir yönteme başvuruyor." dedi.
Seçim sonuçlarının bu şekilde tartışılmasına "Yassıada rejimi"nden itibaren aşina olduklarını belirten Çelik, şunları kaydetti:
"Şimdi siyasetin varlığını kaldırmak isteyen, siyasi partilerin hayatını sona erdirmiş olan, Türkiye'deki siyasi birikimi yok etmiş olan bir yaklaşımı bugün bir siyasi partinin genel başkanı olarak Kılıçdaroğlu'nun tekrarlaması, bunun taşıyıcısı olması vahimdir. Bu, 'Yassıada zihniyeti' dediğimiz zihniyettir. Cumhurbaşkanımız yeniden Cumhurbaşkanı seçilmiş, Cumhur İttifakı Mecliste çoğunluğu almış, Kılıçdaroğlu ve temsil ettiği siyasi zihniyet kaybetmiş. Buna saygı duyup dönüp beraber yürüdüğü insanlara hesap vermesi gerekirken seçim sonuçlarına saldırmaya kalkıyor. Tabii ki demokrasimizi savunacağız. Tabii ki sivil siyaseti savunacağız. Sivil siyasete dönük geçmişte vesayet makamlarından gelen bu saldırıların bugün Kılıçdaroğlu'nun dilinde hayat bulmasının ne kadar vahim olduğunu büyük milletimize bir kere daha arz ediyoruz."
Ömer Çelik, "Kılıçdaroğlu'nun geçmişteki vesayetin taşıyıcısı olmaya aday olduğunu" söyledi.
"Bunun karşısında demokrasinin, hukukun ve siyasetin safında net bir biçimde duracaklarını" belirterek, "Hiç kimse seçim sonuçlarını tartışmaya açamaz. Seçim sonuçlarının meşruiyetini tartışmaya açan Kılıçdaroğlu sadece kendisinin siyasi ahlakını tartışmaya açmış olur. Şimdi birinin çıkıp da egemenlik kayıtsız şartsız millete aitken ve millet bu iradesini seçim sonuçlarında net bir şekilde ortaya koymuşken, tecelli eden bu net seçim sonucuna dönük saldırı düzenlemesi tamamen demokrasi düşmanlığıdır." diye konuştu.
Demokrasinin yegane sahibinin millet olduğunu kaydeden Çelik, milletin verdiği yetkiyi sonuna kadar koruyacaklarını ifade etti.